DİĞER
"Karıncalar’da şehir/mekân algısının yoğunluğundan çok söz edildi – ama Baret nerdeyse bir uyurgezer gibi geçmektedir bu mekânların içinden, keskinliği azaltılmış bir algıyla: görünüm pusludur. Buna iç ile dış ayrımının belirsizleşmesinin yol açtığı da kaydedilmiş olmalı. Bu, dışın içte şiddetli izler, izlenimler bırakmasından çok, için bir buğu gibi dışı istila etmesidir. Her şey bu buğulu, taşkın içselliğe bulanmış olarak görünmektedir Baret’e, ta ki 'ora'dan duygularını tımar etmiş, serinkanlı bir kişi olarak dönene kadar."
"Baret için hem Türk olmak yasaktır hem de Türk olmamak. İlkinde Ermeni olduğu, ne yaparsa yapsın asla Türk olamayacağı her vesileyle ona 'hatırlatılır'; ikincisiyse hemen 'hain' olarak damgalanmasına yol açar. Baret’i bir tür 'varlıksızlığa' mahkûm eden çifte açmaz..."
Zaven Biberyan’a memleket romanı ve edebiyatı içinde bir yer açmalıyız. Şahsi kanaatim, bunun zirvelerde bir yerde olması gerektiği yönünde, en, en büyüklerin yanında
Murat Gülsoy: Ben sadece Doğu’ya değil Batı’ya da yabancıyım. Klasik Doğu-Batı meselesinden gitgide uzaklaştığımızı düşünüyorum. Artık Tanpınar’ın ya da Atay’ın kavradığı gibi bakmıyorum meseleye...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık