DİĞER
Ahmet Özcan: Kürtlerin “trajik eşkıya miti”ni devlet seçkinlerinin “Devletin yenilmezliği ve ölümsüzlüğü” mitiyle çarpışan siyasal bir karşı-mit olarak da ele aldım
Siftah'ın yeni söyleşisi Yapı Kredi Yayınları'ndan Bir Dükkânı Beklemek adlı ilk öykü kitabını yayımlayan Uğur Nazlıcan ile...
Yoksulluk utanılmaması gereken, gururla taşınabilen bir kimlik olageldi yıllarca. Ne yani, zenginin parası varsa yoksulun da “gurur”u vardır, üstelik gurur paradan daha kıymetlidir, alttan alta, parası olanın gururu yoktur iması da taşır bu cümle...
Kiyarüstemi'nin hem hayatta hem de sinemada asıl derdi, sıradan olanın içindeki güzelliği bulma çabasıdır, bu sebeple öğrencilerine verdiği temel nasihat “gözlerinizi arındırın”dır...
Objektife değil, subjektife bakar gibidir, çünkü Salgado için fotoğrafları asla ve kat’a “nesnel” değildir. Başka bir göze özellikle ihtiyaç duyar ama, onun fotoğraflarının başka bir dile ihtiyacı yoktur...
Siftah Söyleşileri'nin ikincisinde şair Mehmet Özkan Şüküran ile iki dilliliği, minör edebiyatı, varoluşu, evi, kavimi, akşamüstünü, yüzünün dönük olduğu yeri konuştuk...
Kâmil Erdem: Her iktidar yıkılmak üzre ve için iktidar olduğunu içgüdüsel olarak bilir. Yine de yıkılmamayı dener, daha zalim olmayı da göze alır
Dünya etrafımda dönüyordu. Sonra bayılmışım. Kar uykusu diyorlar. Arkadaşlar buluyor beni sonra. Ayak parmaklarım donmuş. Kestirdim, ondan böyle...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık