Yanına hep bir “hata” sözcüğünü alan bir “imla”mız ya da “yazım”ımız var. Bu hatalarla nasıl baş edebileceğimizi bize gösteren kılavuzumuz Necmiye Alpay ise içeride. Ne zaman bitecek bu kargaşa? Nasıl bitecek?
09 Kasım 2016 14:00
Yazık ki hep değişen doğrularımız var Türkçede, vaktiyle ayrı yazdığımız bir sözcüğü, başka bir zaman bitişik yazmamız bekleniyor bizden. Kimi sözcüklere şapka çıkarırken, kimisinden şapkayı çıkarmamızı istiyorlar, şapkayı çıkarıp takarken haliyle kafamız karışıyor. Böyle olunca muhataplarına soralım istedik.
Yanına hep bir “hata” sözcüğünü alan bir “imla”mız ya da “yazım”ımız var. Bu hatalarla nasıl baş edebileceğimizi bize gösteren kılavuzumuz Necmiye Alpay ise içeride. Asıl hatayı burada aramak gerek. Bu hata nasıl yazılacak, şimdilik bilmiyoruz. Alpay oradan çıkıncaya kadar da bilemeyeceğiz.
Ne zaman bitecek bu kargaşa? Nasıl bitecek?
İşte bu ve benzer soruları sıralayabiliriz hem genele düşen memleket halimiz hem de “hata”sız olmayan “imla”mız için. Feyza Hepçilingirler de bu sorudan sonra şu soruları sıralıyor: Politik tutum belirlemeyecekse dilsel tavrımızı ne belirleyecek? Neye göre tavır almalı, nasıl belirlemeli ortak tavrı? Var mı ortada tavır almak için sırtımızı dayayacağımız bir ana direk, bir doğru?
Evet, yine sorular, yeni sorular sorduran yanıtlarla dolu bu ayki dosya konumuz: Yazım, imlâ veya imla mı?
Dosyamıza bu ay “Yazarı imlaya getirmek” yazısıyla Murat Yalçın, “Var mı imlâ konusunda benden sağlam kaynak?” yazısıyla Ümit Kıvanç, “Ben kendi halimde yaşarım/ Şapkamın altında” yazısıyla Atilla Birkiye ve “Yazım mı, imla mı?” başlıklı yazısıyla Feyza Hepçilingirler katkıda bulundu.
Peki editör, yazar ve çevirmenlerin dünyasında imlaya ilişkin neler gözetiliyor? Sürekli değişen ve her seferinde yeniden ezber etmemizi istedikleri doğrular kime ve neye göre yeniden yazılıyor? İşte bu soruların yanıtını da Oylum Yılmaz, Süreyyya Evren, Savaş Kılıç, Selahattin Özpalabıyıklar ve Yiğit Yavuz veriyor.
Bu tartışmanın yazık ki devam edeceğinden kuşkumuz yok. Bu dosya da tartışmalara başka bir boyut getirir umarız.
Aralık dosyasında görüşmek üzere, “kış”a hazırlıklı olun...