Min Nevâdiri’l-Kütüb – 15: XVIII. yüzyılda Osmanlı yazılı kültürü ve matbuatı

" İlk Osmanlı matbaasını İbrahim Müteferrika’nın 1727–1728 civarında kurduğu bir galat-ı meşhurdur, zira bu sadece ilk Osmanlı-Müslüman-Türk matbaasıdır. Osmanlı gayri Müslim matbaaları ise 1490’lı yıllardan itibaren çeşitli şehirlerde kurulmuştu, hem de padişah fermaniyle."

Bilgiye “ansiklopedist” yaklaşım İslâm âleminde hayli erken dönemde başlamış, el-Câhiz’in Kitâbü’l-hayevân’ından Kadı İbnü’z-Zübeyr’in Kitābü’l-hedâyâ ve’t-tuhaf’ına kadar çeşitli konularda “bilinen her şey”i iki kapak arasında toplamağa gayret eden yazarlar türemiştir. İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist ve Kâtib Çelebi’nin Keşfü’z-zünûn ‘an esâmîi’l-kütübi ve’l-fünûn adlı ünlü bibliyografik eserlerinde de yazarlar isimlerine rastladıkları bütün kitapların dökümünü yapmaya çalışmışlar, günümüz bilim insanları için vazgeçilmez başvuru kaynakları ortaya koymuşlardır.

Bu ayın konusu işte böyle bir kitap ama yazarı Müslüman değil, Osmanlı hiç değil; Venedikli bir Cizvit papazı: Giambattista Toderini (1728–1799). Cizvit cemiyetinin 1753’ten itibaren Avrupa ülkelerinde ve bu ülkelerin sömürgelerinde peyderpey yasaklanması ve bu yasağın 1773’te Vatikan’ın KHK’sıyla (!) kesinleşmesi üzerine öğretim üyeliğinden olan Toderini, 1781’de Venedik’in Osmanlı başkentine gönderdiği elçi (bailo/balyos) Agostino Garzoni’nin maiyetine katılmış, 1786’ya kadar İstanbul’da kalmış, bu süre zarfında o güne kadar Osmanlılarda ilim ve yazılı kültür hakkında bir Batılı tarafından kaleme alınmış olan en ayrıntılı kitabı tamamlamıştır. Letteratura Turchesca (Türk Edebiyatı) adıyla çıkan İtalyanca aslı 1787’de, Fransızca çevirisi 1789’da, Almanca çevirisi 1790’da yayınlanan bu çok önemli eser Fransızcasından Türkçeye de birkaç defa çevrildi: Rikkat Kunt’un İbrahim Müteferrika Matbaası ve Türk Matbaacılığı adıyla yaptığı kısmî çeviri, Mehmet Serdar Bekar’ın Türklerin Yazılı Kültürü ve Edebiyatı adıyla çıkan, görmediğim ve kapsamını bilmediğim çevirisi, bir de Ali Berktay’ın Türklerin Yazılı Kültürü (Türklerin Edebiyatı) adlı tekmil çevirisi.

 

Eserin İtalyanca aslı nadir de olsa bulunuyor, ayrıca tıpkıbasımları da var. Almancasının da kezaFransızca çeviri ise daha nadir olmakla birlikte Google books’tan bedavaya indirilebiliyor, ayrıca tıpkıbasımları da var. Bendeki İtalyanca aslı, her biri 12,5 x 18,8 cm (duodecimo-octavo arası) ebadında üç ciltten oluşuyor; birincisi xiv + 256, ikincisi 224 + xliv, üçüncüsü 259 sayfa. Ayrıca birinci ciltte müzik notasına geçirilmiş bir saz semaisi, bir de perdelerinin Batı notası muadillerinin gösterildiği ilginç bir tanbur gravürü mevcut. İkinci cildin Romen rakamlarıyla numaralanmış sayfalarında ise “saray kütüphanesinin, Papaz Giambattista Toderini tarafından 1786 yılında Konstantinopolis’ten Venedik’e götürülmüş olan kataloğu” başlığı altında kitapların başlıklarının Arap harfleriyle listesi verilmiş; Fransızca çeviride ise başlıklar Lâtin harfleriyle yer alıyor.

 

Giambattista Toderini’nin Letteratura Turchesca’sının ikinci cildinde yer alan, Topkapı Sarayı kütüphanesinin kataloğu olduğu iddia edilen liste.

Eserin birinci cildinin konusu Osmanlılarda ilim. Giriş bölümünde Toderini İstanbul’da geçirdiği zamanı nasıl değerlendirdiğini, hangi kitapları okuduğunu, nasıl Türkçe öğrenmeye çalıştığını, tanıştığı tercümanları, âlimleri ve müderrisleri, gezdiği kütüphaneleri anlatmış. Birinci cildin ilk bölümünde Batıda sanıldığının aksine, Müslümanların ilimle çok meşgul olduğu belirtilmiş; “ilmi talep edin, Çin’de dahi olsa” mealindeki (isnadı zayıf) hadis aktarılmış; Osmanlı eğitim programlarının içeriği ve kullanılan farklı diller özetlenmiş. Birinci cildin ikinci bölümünde dinî ilimler ele alınmış; tefsir, hadis, kelâm, fıkıh, ilm-i feraiz ve siyaset ayrı ayrı ve ayrıntılı olarak tarif edilmiş. Üçüncü bölümde ise dindışı ilimler anlatılmış: nahv, mantık ve âdâbü’l-bahs (münazara), belâgat, ahlâk felsefesi, hesap, cebir, hendese, fizik ve doğal bilimler, tıp, kimya, astronomi, seyir, ilm-i nücûm, rüya tâbiri, şiir ve musıki.

Mouradgea d’Ohsson, Tableau Général de l’Empire Othoman (1790).
Resim 32–33: Sultan I. Abdülhamid ve Ragıb Paşa kütüphaneleri.

İkinci cildin konusu Osmanlı medrese ve kütüphaneleri. Birinci bölümde Osmanlı medreselerine dair genel bilgi verildikten sonra Ayasofya, Fatih, II. Bayezid, Selimiye, Süleymaniye, Mihrimah Sultan, Kılıç Ali Paşa, Sultan Ahmed, Nuruosmaniye, III. Mustafa ve Valide Sultan medreseleri anlatılmış. Kütüphaneler ise çok ayrıntılı olarak ikinci cildin ikinci bölümünde söz konusu edilmiş; adları geçenler arasında Topkapı Sarayı’ndaki III. Ahmed, Ayasofya, Fatih, Süleymaniye, Köprülü, Valide Sultan, Şehid Ali Paşa, İbrahim Paşa, Âtıf Efendi, II. Bayezid, Nuruosmaniye, Ragıp Paşa ve I. Abdülhamid kütüphaneleri var. Verilen bilgiler gayet yararlı: kütüphaneciler, rütbeleri, görevleri, maaşları, kitapların sınıflandırılması gibi. Bir hüsn-i hat âşığı ve koleksiyoncusu olarak, Toderini’nin Mushaf-ı Şerif’lerden söz ederken İbn Bevvâb ve Yâkut gibi önemli hattatlardan haberdar olduğunu belli etmesi özellikle dikkatimi çekti. Kur’ân, âdâb-ı tilâvet/tecvid kitapları, tefsir, usûl-i hadis, hadis derlemeleri, akaid ve kelâm, fıkıh gibi konuları teker teker tarif ettikten sonra Toderini belli başlı İstanbul kütüphanelerini anlatmış, hem de yalnız tarihçeleriyle değil, en önemli addedilen kitaplarının da betimlemeleriyle ve yeri geldiğinde Barthélemy d’Herbelot, Hacı Halife (Kâtip Çelebi) gibi bibliyografik kaynaklara değinerek. Her zaman olduğu gibi Osmanlıca, Arapça, Farsça kaynakların adları çetrefil bir biçimde Lâtin harflerine aktarıldığı için tecrübeli olmayan okurlar burada biraz güçlük çekebilir; yine de, bilmece çözmeyi biraz seven okurlar eğlenerek hakkından gelebilir bu bölümün.

 

Müteferrika matbaasında basılan 14. kitap olan Târih-i Râşid Efendi’nin (1735) birinci cildinin başı.

Kitabın en önemli cildi hiç şüphesiz üçüncüsüdür. Burada Toderini Osmanlı-Müslüman-Türk matbaacılığını ele almış ve konuya dair en erken ve en ayrıntılı bilgilerden bazılarını vermiş. Şunu hatırlatmakta yarar var belki: İlk Osmanlı matbaasını İbrahim Müteferrika’nın 1727–1728 civarında kurduğu bir galat-ı meşhurdur, zira bu sadece ilk Osmanlı-Müslüman-Türk matbaasıdır. Osmanlı gayri Müslim matbaaları ise 1490’lı yıllardan itibaren çeşitli şehirlerde kurulmuştu, hem de padişah fermaniyle. Toderini de haklı olarak onlardan kısaca bahsederek sözlerine başlamış; Yahudi, Ermeni, Rum matbaalarını anlatmış.

İkinci bölümde ise Yirmisekiz Çelebizâde Mehmed Said Paşa’dan, İbrahim Müteferrika’dan bahisle matbaanın kuruluşu, alınan fetva ve ferman, dökülen harfler hakkında bilgi verilmiş. Bunu takiben Vankulı Lugâti’nden (1729) itibaren Müteferrika’nın bastığı kitaplar, içerikleri, bazılarının fiyatı ayrıntılı olarak anlatılmış. Bu arada insan ve hayvan resmi yapmanın Kur’ân’da yasaklanmış olup olmadığı uzun uzun tartışılmış.

İlk Osmanlı-Müslüman-Türk matbaacılığı tecrübesinin uzun sürmediği biliniyor. Toderini bu hususta öne sürülen bazı iddiaları, örneğin matbaanın müstensihlerin ısrarı üzerine kapatıldığı, Kâğıthâne’deki imâlâthânelerin tahrib edildiği gibi görüşleri ele almış, doğru olmadıklarını savunmuş. Kitabın geri kalanında da matbaanın tekrar çalışmağa başlaması ve orada basılan kitaplar anlatılmış.

Günümüzde Osmanlı matbaacılığının tarihi hayli incelenmiş, konuya dair birkaç önemli kitap yazılmıştır — örneğin Orlin Sabev’in çalışmaları gibi. Ancak Toderini’nin anlattıklarının, yakın zamana kadar elde bulunan en zengin ve en ayrıntılı bilgileri ihtiva ettiğine şüphe yok.

 

 

GİRİŞ RESMİ:


Mouradgea d’Ohsson, Tableau Général de l’Empire Othoman (1790), Resim 39.