DİĞER
Popülizmin Küresel Yükselişi (Benjamin Moffit), bu hafta İletişim Yayınları tarafından basılıyor. Kitaptan kısa bir parçayı Tadımlık olarak sunuyoruz: "Popülizm dünya çapında nasıl bu kadar hızlı bir biçimde yaygınlaştı? Bu farklı biçimde tezahür eden popülizmlerin ortak noktası nedir? Popülizm gerçekten de demokrasi için bir tehdit mi? Günümüzde popülizm terimini kullandığımızda, gerçekte neden bahsediyoruz?"
Sosyal adaletin, özgürlüğün ve demokrasinin özüne tehdit oluşturan popülizm ve yalanlarla nasıl baş edebiliriz? Lee McIntyre'nin yazdığı ve Can Yayınları'nın yeni markası Tellekt'ten çıkan Hakikat-sonrası, tüm bu sorulara yanıt arıyor. Kitaptan tadımlık bir bölüm K24 okurları için...
Kültürel iktidar ancak kendi bahçenden çıkabilecek gücü bulduğunda etkisini göstermeye başlar; başka bahçelerdeki birikime kucak açarak, bundan mutluluk ve gurur duyarak…
Biraz kazıyınca altından faşizmin yüzü beliren popülizm kavramı üzerindeki tartışmalar Hitler dönemini çağrıştırıyor. Sol popülizmden bile söz edilmesi, hatta popülizme panzehir olarak düşünülmesi bunun en belirgin örneği...
Kültürün medyatikleşmesine, siyasetin gösterileşmesine, fikrin tükenişine, iletişimin metalaşmasına ve kamusallığın çöküşüne tanıklık ettiğimiz bu büyük gerileme çağında, popülizm ve medya arasındaki ilişkiyi bir suç ortaklığı olarak okumak mümkün
Türkiye'de, dünyada, sanatta ve dumanı tüten referandum sürecinde... Konumuz popülizm. İmtihanı, tutarsızlığı, yükselişi, otoritesi, soruları ile bugün neler oluyor?
Murat Belge: Hitler, burjuvaziyi yanına çekene kadar popülist bir liderdi, ama o günden sonra faşist bir lider oldu. O bakımdan popülizmi belki bundan sonra gelecek birtakım faşist rejimlerde bir ön adım olarak görmek mümkün
Popülizm, ister sağdan, ister soldan, ister “merkez”den gelsin, sanatsal özgürlüğe terstir
Yarattıkları etkinin büyüklüğüne nazaran popülist partilerin neden güçlendiklerinin ve nasıl bir strateji takip ettiklerinin kamuoyunda yeterince tartışıldığını söylemek güç
Trump’ın “Büyük Amerika”sı ile Erdoğan’ın “Büyük Türkiye”si sofistike idealar değildir; siyasi liderin güzergahı izlendiğinde ulaşılabilecek bir uğraktır...
Popülizm üzerine çok konuşur hâle gelmemizin sebebi, Macaristan’dan Venezuela'ya, Hindistan’dan Türkiye’ye, hatta ABD’ye, popülist liderler veya hareketlerin iktidarda olması...
Kimin “yerli ve millî”, kimin “hain ve terörist”, kimin “cenneti hak eden bir mümin” kimin “ahiretini yakacak bir gafil” olduğunu tayin etmeye kadar varmış siyasal söylemde...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık