DİĞER
“Turan, Lewis’in ‘Batıda demokrasi ile çok sesli müzik, Doğuda demokrasi zaafı ve tek sesli müzik’ arasında kurduğu bağın aslında ona özgü ve yeni olmadığını hatırlattıktan sonra bu bakışın ne denli sığ olduğunu vurguluyor; tek sesli makamsal müziğin 'Doğunun geri kalmışlığının ve pespayeliğinin başlıca sembolleri arasında algılanmasına' tepkisellikten uzak bir sorgulama ile cevap veriyor.”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Evet, bu kitap için bir üslup geliştirdim. Bağımsız müziğin göreliğini anlatabilmek için böyle bir yönteme ihtiyaç duydum. Eğer caz tarihi ya da ’90’ların punk’ını yazacak olsam böyle bir üslup kullanacağımı hiç zannetmiyorum."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"O sessiz o huzurlu hayali bahar ülkesinin yeryüzüne açılan kapısında özel bir işareti, bir hatırası olsun isteyenler, taşa yazılacak son bir cümleyi hayal edenler vardır. Son bir bilgelik ya da kendilik imgesi. Mermere ne yazılsa kalıcı olabilir? Bir iki sözcükle bütün bir yaşamın özünü yoğunlaştırmak isteyen, içten içe dalgalanan bir söz."
“Birtakım bilgileri sadece nakletmektense o bilgileri alıp onlardan yeni bilgiler üreterek uluslararası literatürün içinde çok daha etkin ve yetkin bir şekilde yer alınabileceğine inanıyoruz. Bu kitapta da Luschan ve Pernot’dan aldığımız bilgilere yenilerini ekleyerek bunu yapmaya çalıştık.”
Doğada Oyun ve Sanat Kampları’nda sanatçı ve sanat eğitmenleri Yasemin Erdin Tavukçu, Yeşim Tezgören ve Zeynep Cin çocukların oynayarak, çizerek, şarkı söyleyerek, dans ederek, bitkilere dokunarak, ağaçlara sarılarak doğaya, kendi doğalarına yakınlaşmalarına vesile oluyorlar. Pandemi sebebiyle ara verdikleri kamplarının muhteviyatını ve çocukların kendilerine sağlanan özgür ifade alanlarıyla nasıl da sağlıklı yetişkinliklere adım atabileceklerini konuştuk.
İlknur Yakupoğlu yöresinin müziğini yaşatmayı kendine sevgi ve sebatla iş edinmiş bir halk müzisyeni. Bunu yaparken geleneksel oturuş kalkışları önemsiyor, kerteriz alıyor. Fakat bir derleme yaparken veya bir şarkı, türkü yazarken içine tavrını, sözünü, hissiyatını katmayı da bir o kadar önemsiyor. “Yeni” bir şey yapmak istediğinde zemininden emin olmayı ve yaptığı şeyin içine sinmesini de…
“Bu kitapları okurken bir kadınlar dünyasına giriyorsunuz, daha doğrusu kadınların görünür şekilde var olduğu bir dünyaya giriyorsunuz, bu güzel bir şey, iyi bir şey; aynen bir müzik grubunda iki cinsten de yakın sayıda müzisyen olunduğunda, mesela dört kadın-üç erkek, beş kadın-altı erkek, kendinizi iyi hissetmeniz gibi…”
Bu albümleri seveceğinizin tabii ki bir garantisi yok. Çünkü malumunuz, zevkler ve renkler… Hem ayrıca bir albüm burada yer almıyordur ama o da her emek sarf edilen eser gibi anılmayı hak ediyordur, birinin kulağına çalınıyordur vs.
Prince’in ölümünden üç buçuk yıl sonra Eylül 2019’da yayımlanan anı kitabı The Beautiful Ones tamamlanamamış, eksik bir metin olsa da niteliğinden kaybettiğini sahiciliğinden kazanıyor.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık