DİĞER
Sahiden nasılsınız...
Bu denli karanlık ve karartılmaya devam eden bir dönemde yaşamadım hiç...
Beklediğim süre boyunca alıştığım üzere “Nasılsınız” sorusu geliyor görevliden. Yine başımı kaldırmadan. “Teşekkür ederim, iyiyim” diyorum. Uygun replik budur ya. Orada da biter muhabbet. Bitmiyor ama. “Hayır, gerçekten nasılsınız” diyor aynı ses...
Nasıl olduğum sorusuna verebileceğim tek anlamlı cevap da sonunda ortada: her yazar gibi ben de yazabileceğime ne kadar inanıyorsam yalnızca o kadar iyiyim...
Benim kendimle arama iktidar girdi. Her gün gündem mi olur dedirtecek kadar yoğun ve kötü şeyler girdi...
Levent Yılmaz: Kargaşa içinde geçen yıllardan sonra yine vardık kargaşaya. Nerede başladıysa orada sonlanıyor hayat, başka şehir bulunamıyor
“Nasılsın” sorusu hep başkasına sorduğumuz bir soru mudur? Yoksa, kime sorarsak soralım bu soru sadece ve sadece kendimize sorduğumuz bir soru mudur?
"Keşke sağda- solda yazarlık yapan bütün İbrahim Yıldırımları bir araya toplayıp nasılsınız diye sorabilsem; hiç olmazsa bunu yapabilsem…"
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık