University of Nebraska’dan Matthew Jockers, 40 bin romanı inceledi ve bir sonuca vardı: Kurmaca eserler altı kalıba göre yazılıyor
Anna Karenina, Suç ve Ceza, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi ve Da Vinci’nin Şifresi gibi romanların aynı kalıbı izlediğini söylesek inanır mısınız?
University of Nebraska’dan Matthew Jockers, 40 bini aşkın romanı dijital ortamda inceleyerek olay örgülerinin altı temel kalıbı izlediği sonucuna vardı. Jockers’ın geliştirdiği ve Rus biçimciliği okuluna gönderme yapan Syuzhet adlı bilgisayar programı, kurmaca eserlerin anlatı tarzını veya konularını göz ardı ederek, kahramanın duygusal yolculuğunu takip ediyor. Jockers, bu incelemeye göre kurmaca eserlerin ekseri iki ana duygusal yolculuk kalıbını izlediğini öne sürüyor.
Mathhew Jockers, her biri üç alt- kategori içeren iki ana kalıbı şöyle tanımlıyor: Man in a Hole (Delikteki Adam), okurla mutlu veya nispeten mutlu bir evrede tanışan kahramanı, çeşitli zorluklara- ve mutsuzluklara- göğüs gerdikten sonra, en nihayetinde ayakta kalmayı öğrenirken- mutluluğu yeniden bulurken- betimliyor. Man on a Hill (Tepedeki Adam) ise “iyi talihe” sahip bir kahramanın hikâyenin ortalarına doğru “zirve” olarak nitelendirilebilecek bir evreye erişmesini ve bu süreçteki serüvenlerini anlatıyor.
Jockers’a göre, kurmaca eserlerin yüzde 46’sı Delikteki Adam kalıbını izliyor. James Joyce’un Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi ve Herman Melville’in Moby Dick adlı eserleri bu kategoriye giren kitaplar arasında bulunuyor. Öte yandan, kurmaca eserlerin yüzde 54’ü ise Tepedeki Adam’da belirtilen duygusal kalıba göre ilerliyor. H.G. Wells’in the History of Mr. Polly ve David Baldacci’nin Simple Genius kitapları da Tepedeki Adam şemasına göre ilerliyor.
Jockers, araştırmaya esin kaynağı olan ismin Kurt Vonnegut olduğunu söylüyor. Vonnegut, University of Chicago’da antropoloji üzerine çalışırken master tezi olarak kurmaca eserlerin ana şemasını çıkarmayı önermiş ve red yanıtını almıştı. Yıllar sonra, “günün birinde” bilgisayarların kurmaca eserlerin ana olay örgüsünün kalıbını çıkarabileceğini öne sürmüştü. Jockers da araştırmasında Vonnegut’un dillendirdiği Delikteki Adam ve Tepedeki Adam tabirlerini kullanarak yazara saygı duruşunda bulunuyor.
Toplamda İngilizce yazılan 41 bin 383 eseri inceleyen Matthew Jockers, bu çalışmada uygulanan yöntemin “bağlamı göz ardı etmesinden kaynaklanan” eksiklikleri olduğunu kabul ediyor ve ekliyor: “Şimdi, makrodan mikroya yönelerek her bir eseri bu temel bağlam kapsamında incelemeye başlayabiliriz. Bu sayede arketip işlevi gören kalıpları belirlemek ve hangi romanların bu şemaya uyup, hangi romanların uymadığını belirlemek de mümkün olacaktır.”
Kurmaca eserlerin belirli kalıpları izlediği ve bu şemalara göre ilerlediği iddiası daha önce de pek çok kişi tarafından dile getirilmişti. Christopher Booker, 2004 tarihli The Seven Basic Plots: Why We Tell Stroies (Yedi Ana Konu: Neden Hikâye Anlatırız) adlı kitabında kurmaca eserleri özündeki çatışmalar açısından incelemiş ve eserlerin yedi ana konudan oluştuğunu öne sürmüştü: Sıfırdan köşeyi dönmek, canavarı yenmek, arayış, sefere çıkış ve dönüş, komedya, tragedya ve yeniden doğuş.
18’inci yüzyılda yaşayan İtalyan oyun yazarı Carlos Gozzi ise direniş, gizem, özveride bulunma ve azim gibi 36 dramatik öğenin kurmaca eserlerin yapısını şekillendirdiğini yazmıştı. (K24)