DİĞER
“Gelenek icat etme ve kültürel formları koruma noktasında zannedildiği kadar 'muhafazakâr' olmayan bu topluluk nasıl oluyor da sanat ve edebiyatta yüz yıldır aynı temanın etrafında dönüp durabiliyor? İcat ettiğimiz en temel geleneğin şiddet, çürümüşlük, yozlaşma ve linç kültürü (bu bir kültürse?) etrafında toplanması bize ne söylüyor?”
“Alt tabaka diye bir şey yok. Lezbiyenler, translar, boşluğu neyle doldurursanız işte, yok. Sadece insanlar var, karmakarışık bir enerji bütünüyüz, farklı kabiliyetlerimiz var, siyahın en koyu tonundan beyazın en açık tonuna her renkteyiz.”
"Saklı bir bahçe gibi bu roman dizisi, bir kez dalabilirseniz içine her duyuya hitap edebilecek güzelliklerle dolu: görsel ve işitsel olmakla kalmayıp damağa, buruna ve tabii tensel olana da hitap eden anlatılar bunlar. Aslında bir anlamda son derece eğlendirici olması da cabası."
"Vermeer’in Delft Manzarası, Proust’a göre dünyanın en güzel resmidir. Hayranlık duyduğu ressam hakkında romanında sadece Swann’a Vermeer incelemesi yazdırmakla yetinmez. Ressamı ebedi kılarak, Bergotte’yi bu resmin önünde öldürmeyi seçer. Proust’la birlikte Vermeer’in şaheserine bakanlar önce bu güzelliğin içinde kaybolur, sonra o sarı duvara tutunurlar."
"Eserler kendi dönemleri ve şartları içinde ele alınmalılar. Bugünün gözlükleriyle dünü görmeye, daha da vahimi biçimlendirmeye çalışmak gerçekten cahilce ve bencilce… Sanki her şeyi en iyi biz biliyor, en iyi biz değerlendiriyoruz. İşte metinleri göz önüne sermeyi en çok bunun için gerekli görüyorum. Edebiyat tarihçisi en iyi yorumcu olamaz, hele her zaman hiç olamaz."
"Okuduğumuz kitaplarla ilişkimiz eski fotoğraflara bakışımızdan daha farklıdır – nostaljinin tetiklediği duygusallıktan ziyade sanki merak ve biraz da zaman tüneline girme cesareti baskındır; kim bilir, belki de düpedüz maceraperestliktir..."
Aşk Olsun Çocuk, her yönüyle ilginç ve farklı bir 'iş': Tiktok çağında bir fotoroman, ama internette tefrika ediliyor... Hülya Işık Kurt, sanatçı Ali Cabbar'la, "Deniz Gezmiş’in uzun bir ömre bedel 25 yılı"nı 25 parçada anlatan bu tefrikayı ve yakın tarihe bakışımızı konuştu.
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Bütün yazdıkları, şiirleri, yazıları yaşamı anlamlandırma çabasındaki uğraklardı sanırım, hissetmekle anlamak arasındaki bağı ne çok önemsediğinin işaretiydi. Şiirinin doğduğu yer de burası olmalı."
"Eğer kendin olman yasa dışı ya da hastalık sayılsaydı ne yapardın? Üstelik kimileri bu 'hastalığın' tedavi edilebilir olduğuna inansaydı? Ve bu hastalığa çare olacak yöntemler geliştirip, klinikler, kamplar açsalardı?"
“Evvelce, nasıl da değerliydi bu takım fotoğrafları. Modası geçti artık. İrili ufaklı ekranlarda kesintisiz futbol görüntüsü akar dururken ve geniş kadrolar ve on birler sürekli değişirken, kimse ‘duvarında’ bir kadroyu sabitlemeyi düşünmüyor herhalde… İşte, gazeteci ve futbol mecnunu Koray Gürtaş, 2014’te başlattığı Ayaktakiler Oturanlar sitesiyle modası geçen bu protokolün, estetiğin bir nevi müzesini kurmaya girişti.”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık