DİĞER
“Bir edebi formun içinde yol alırken benim açımdan aslolan, bir durumu, olayı ya da düşünceyi okura geçirebilmek. Buna daha iyi hizmet edebileceğini düşündüğüm müddetçe herhangi bir yöntem, tür ve sınır ihlali veya başka anlatı katmanlarını denemek benim için hiçbir sorun içermiyor.”
"Kısacası, 'metne içkin estetik kıymet yoktur' derken en başta estetik kıymet dediğimiz şeyin 'tarihsel' olduğuna işaret etmeye çalışıyorum. Metnin bünyesinde barındırdığı bir 'estetik' elbette vardır; metinleri bu farka göre ayırır ve tasnif ederiz. Ancak bu 'estetik'in kıymetli olup olmadığına metnin dışındaki 'güçler' karar verir."
"Eserler kendi dönemleri ve şartları içinde ele alınmalılar. Bugünün gözlükleriyle dünü görmeye, daha da vahimi biçimlendirmeye çalışmak gerçekten cahilce ve bencilce… Sanki her şeyi en iyi biz biliyor, en iyi biz değerlendiriyoruz. İşte metinleri göz önüne sermeyi en çok bunun için gerekli görüyorum. Edebiyat tarihçisi en iyi yorumcu olamaz, hele her zaman hiç olamaz."
"Edebiyat tarihinin yasaları hatırlama değil, aksine, unutma üzerinden işler. Tüm metinleri hatırlamak, hatırlatmaya devam etmek mümkün değildir. Her ne kadar edebiyat tarihinin yasaları unutmayla işlese de, Türkiye’de son 20 yılda “edebiyat mezbahası”ndan kurtarılan metin sayısında ciddi bir artış oldu. Unutturmanın değil, hatırlatmanın makbul bulunduğu bir dönemdeyiz."
"Kemal Bilbaşar’ın son romanı Zühre Ninem’in yazarın en 'usta' romanı olduğu söylenebilir. Şaşırtıcı biçimde, Kemal Bilbaşar’ı övgüye boğanlar dahil hiç kimse bu romana dikkat çekmemiştir. 1981’de ilk baskısı yapılan kitap 2015’te ikinci baskısını ancak Bilbaşar’ın külliyatının toplu basımı sayesinde görmüş, yazarın diğer kitapları gibi geçen yedi yıl içinde yeniden yayımlanmamıştır."
Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Şiirin Çizdiği" adlı derlemede İlhan Berk'in 1939-1945 dönemine ait 21 yazısına yer verildi. Özdemir İnce bu kitaptaki yazıların Berk'e ait olamayacağını savunan bir yazı yazdı. Kitabı yayına hazırlayan Yalçın Armağan'ın İnce'ye cevabını yayınlıyoruz
Arkadaş Mektupları, bir kuşağın öyküsü olarak da okunabilir. Bugün a dergisi denince akla gelen isimlerden üçünün mektupları peş peşe okunduğunda, 1950’lerin ortasından 1970’lere değin bir kuşağın neler yaşadığını görmek mümkün
Geçtiğimiz günlerde A’dan Z’ye Sabahattin Ali, bazı değişikliklerle ikinci baskısını yaptı. İlk baskısı 2009’da yapılan bu kitap, Sabahattin Ali hakkındaki en kapsamlı çalışma niteliğine sahip
İkinci Yeni’de, mavi sözcüğünde olduğu gibi, anlam evreniyle bağ koparılmamış, semantik genişlemenin yolu açılmıştır
Irmak Zileli: Zihin katmanlardan oluşuyor. En yüzeyde belki akılla kavradıklarımız, farkında olduklarımız var. Peki ya farkında olmadıklarımız?
Niçin bazı metinlerin antoloji yoluyla kayıt altına alınması ve sonrasına aktarılması arzulanırken, bazı metinlere “bütün”ün içinde yer verilmemektedir? Bu seçme işleminde “yöntem” nedir?
13 Mart 1915. Melih Cevdet Anday doğdu. Tam 100 yıl önce bugün. İşte biz de onu daha iyi anlamak adına sizi, Anday'ın dünyasının derinliklerine inen bu satırlara davet ediyoruz
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık