DİĞER
“Kitap bugünün Türkiyesi’nde okuyucusuna sadece karamsarlık “armağan” edebilir. Fakat bu da yazarın suçu değil. Bu topraklara dair içinde umut besleyen bir kalemin Mezopotamya çöllerine sürülüşünü görmek yeterli değil mi?”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Odyan’ın odysseia’sı olarak okunabilir Lanetli Yıllar. Burada kahraman kahramanca savaşmamış, evinden, yurdundan sürülmüştür. Ortada kahramanlara özgü bir eylemlilik, büyük meydan okumalar değil, tek ama tek bir amaç vardır. Hayatta kalmak, sağ kalmak, en kötü sondan kaçınmak, yüz binlerce insanı öğüten çöllerden, çetelerden, katillerden ve can alıcı haydutlardan mümkün mertebe uzak kalmak, ölüm mekanizmasının dişlilerinden can havliyle kaçınmak. Bütün bunların sonunda sağ kalmaksa mucizevidir."
İstanbullu yazar, yayıncı ve gazeteci Yervant Odyan’ın 1919’da sürgünden döndükten sonra tefrika halinde yayımladığı Lanetli Yıllar, Aras Yayıncılık ve Kor Kitap ortaklığıyla önümüzdeki hafta yayımlanıyor. Sürgün zulmünü Odyan’ın kendine has üslubu ve bakış açısıyla yansıtan bu eserin “Cihan Harbinin Çıkışı” adlı ilk bölümünü Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
"İnsanlık bu konuda zımnen de olsa şöyle bir karar vermiştir. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar söz konusu olduğunda geriye dönük kanunlar işler. Eğer bu ilkeden feragat edilirse, gelecekte işlenen ve bugüne kadar hayal bile etmemiş olduğumuz korkunç suçlara karşı savunmasız kalacağız. Bunu göze almaya değer mi?"
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Logofet Fuad’ın Zabel Asadur, Sırpuhi Düsap ve Zabel Yesayan’ı Ermeniliğini silmeden Osmanlılıkla nitelemesi önemli bir nokta. II. Meşrutiyet sonrası Osmanlıcılığının tezahürlerinden biri. Demet dergisi okurlarıyla Ermeni kadın yazarlar arasında Osmanlılık ortaklığı kurulurken kız kardeşlik bağı da tesis edilmeye çalışılıyor."
Sosyolog ve tarihçi Ayhan Aktar, bu kez tehcir sonrasında hayatta kalarak Halep’e yerleşen Ermeni “aşuğ”lar tarafından söylenen destanları bir araya getirdi. Okurken gözyaşı dökmemenin imkânsız olduğu bu destanları ve soykırım sonrası Ermenilerin yaşamlarını konuştuk...
"Ayhan Aktar, destanları incelerken, bu destanların yazılmasına sebep olan tarihsel arka planı da okuyucularını müthiş bir berraklıkla veriyor. Böylece, sadece 'Barakalar’ın yıkımına' yakılan ağıdı okumuyoruz; insanları Barakalar mahallesini kurmak zorunda bırakan şartları, ahlâk ve vicdan sahibi bürokratların nasıl pasifize edildiğini de görüyoruz."
Birinci yaşını dolduran 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'ndan Nayat Karaköse, Neslihan Koyuncu ve Hrant Dink Vakfı Danışma Kurulu üyesi, akademisyen Ayşe Gül Altınay ile söyleştik...
Attila İlhan, Mehmed Rauf, Ömer Seyfettin gibi yazarların ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği görmezden gelinemeyecek kadar belirgin. Eleştirel bir bakışla okunmalarının vakti gelmedi mi?
İlk olarak, Arap harfli Türkçe olarak yazılmış, yazarı Müslüman olmasına karşın içerisinde Müslüman/Türk’e rastlanmayan, kahramanlarının tamamı Ermeni olan Matmazel Anjel, 1915’e tarih olarak ne kadar yakın olsa da zihnen bir o kadar uzaktadır...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık