DİĞER
"Erotokritos’u hıfz etmiş olan insanlar vardı. Başından sonuna kadar neredeyse on bin dizeyi ezbere bilirlerdi. Geri kalan halk ise bazı dizeleri ezbere bilirdi, sevdiği kısımları. Ama herkesin, her bir Giritlinin mutlaka Erotokritos’tan okuyabileceği bir bölüm vardı. (Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan ikinci nesil Giritliler de bunlara dahildir.) Ve her vesile ile bu şiir okunurdu. Giritliliğin ayrılmaz bir parçasıydı. Neredeyse kutsal bir metin kadar saygı gören, ciddiye alınan bir şiir..."
“Dijital hafızanın insan hafızasından çok daha hacimli olduğu, ve değil binlerce yüz binlerce gazeli taşıyabileceği malûm, bunun faidesi çok elbette. Ama insan hafızası bağlam ve toplumsal dürtülerle birebir alakalı, hassas bir hazine.”
Nasıl yağlıboya resim geleneğinin Avrupa’dan Türkiye’ye geçtiği söylenebilirse, hat ve tezhib gibi san’atların da “kökü dışarıda” olduğuna şüphe yoktur
"Yerli ve millî” annelik değerleri, yıllardır izlediğimiz birçok filmde kodlanmış durumda. Kadının bu topraklarda varoluş amacı kendini adamak çünkü…
Yasujiro Ozu sadece Japonya'ya değil, tüm dünyaya en zayıf karnından, aileden saldırmaktadır. Bunu da aynı anda birkaç eksende birden ifade eden cümleler, imgeler, dekorlar ve mizansenler sayesinde yapar olmuştur...
Halk anlatılarında, masallarda, dengbêj geleneğinde, batıl inançlarda, mitolojide “başı, ortası ve sonu olan” ilk “gerçek sayı”nın, "üç"ün yeri...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık