DİĞER
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kapitalist sistemin pek çok konuda sınıfta kaldığını, kuyrukluyıldız kriziyle örnekleyerek gösteren Don't Look Up bir kara komedi. Ama hakikat sonrası dünyada biraz malumun ilamı gibi duruyor..."
"Özgün felsefesinin yanında, modern psikolojinin doğuşuna da katkıda bulunmuş bir filozof olarak Spinoza, başkalarını yargılamanın kolay, anlamanın zor olduğunu söyler. Ona göre insan tıpkı kozmos gibi, belli bir nedenselliğe tabi eylemlerde bulunur."
"İnsanın kendine yalan söylemesinde, kendini ötekileştirmesine, düşünceyi oluşturan sessiz diyaloğun hakikatle yüzleştirici işlevinden kaçıp megafonla ötekinin (kendi benliğinin) kulağı dibinde bağıran bir cazgıra dönüşmesine şahit oluruz."
Tarihle olduğu kadar bugünle de yüzleşebilmek için, gerektiğinde hatırlamak kadar unutmak da mı gerekli?
Lee Mcintyre’ın çalışmasını adadığı kriz, belki tüm diğer krizleri anlamamıza da olanak sağlayan, anahtar bir kriz: onun deyimiyle, hakikat-sonrası çağa özgü olan şey, gerçekliği bilme düşüncesinin değil bizzat gerçekliğin varlığının hiçe sayılmasıdır
Sosyal adaletin, özgürlüğün ve demokrasinin özüne tehdit oluşturan popülizm ve yalanlarla nasıl baş edebiliriz? Lee McIntyre'nin yazdığı ve Can Yayınları'nın yeni markası Tellekt'ten çıkan Hakikat-sonrası, tüm bu sorulara yanıt arıyor. Kitaptan tadımlık bir bölüm K24 okurları için...
The New York Times'ın uzun yıllar baş kitap editörlüğünü üstlenen Michiko Kakutani: Kurmaca insana yalnızca empati kurma armağanını bahşetmekle kalmaz, ekseri tarihin ve siyasetin nasıl işlediğine açılan bir pencere de sunar
Hakikatten sürgün kişi, sonsuzca yeniden sürgün edilebilir. Hakikatten sürgün edilemeyen bir insana ise sürgün deneyimi yaşatmak mümkün değildir
Biraz kazıyınca altından faşizmin yüzü beliren popülizm kavramı üzerindeki tartışmalar Hitler dönemini çağrıştırıyor. Sol popülizmden bile söz edilmesi, hatta popülizme panzehir olarak düşünülmesi bunun en belirgin örneği...
Bir yalan, sırf tarihî heybeti var veya bizi büyüleyecek kadar yaşlı diye doğruluk statüsü kazanamaz. Israrla bizden önceki yalanları sürdürerek dürüst kalacağımıza inanırsak, ahlâksızlığı ahlâk edinmiş bir etik anlayışımız var demektir
Travma yaşamış bir belleğin hatırlattıkları ile yalnızca anılara dönüşen bir belleğin hatırlattıkları pek tabii ki aynı olmaz. Acıyı hatırlamak için önce unutmak gerekiyor, unutmak için de yaşamak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık