DİĞER
“26 Ocak 2023 tarihli Mesut Varlık yazısını okuduğumda, aslında nasıl da önyargılarımızın kurbanı olabileceğimizi fark ettim. Çünkü yazıda birtakım tuhaflıklar, beni rahatsız eden, kelimelerle tarif edemeyeceğim bir şeyler vardı, neydi bunlar? Fark edemedikçe yazıyı tekrar okudum, okudukça, hislerimde haklı olduğuma daha çok ikna oldum...”
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kulüp, gayrimüslim toplulukların sadece kurbanlar olmadıklarını, kendilerince 'dövüştüklerini', bazen kolektif, bazen de bireysel olarak içerisine hapsedildikleri o tahakküm döngüsünü kırmaya çalıştıklarını hatırlatıyor. Gayrimüslimlerin bile bazen unuttuğu, hatta çoğu zaman unutmaya zorlandığı bir şey bu."
K24'ün gelenekselleşen soruşturması: 2020 yılında okuduklarınız arasında, sizi en çok etkileyen kitap hangisi oldu? Kitap 2020’den önce basılmış olabilir, yepyeni olabilir, kurgu ya da kurgu dışı olabilir, Türkçe ya da başka bir dilde olabilir… Bizi ilgilendiren, hangi kitabın sizi nasıl ve ne ölçüde değiştirdiği, etkilediği… Bu soruları çevremizdeki okuyanlara, yazanlara sorduk. Sonuçta, 2020’nin kitaplı bir panoraması çıktı ortaya…
"Caliban’ın bir kitabı varsa, şüphesiz ki bu kitap doğanın ta kendisidir, onun kuytusuna köşesine hâkimdir; nitekim ondan bahsederken dili derinleşip güzelleşir, adeta ışıldar. Caspar Henderson’ın hayvannâmesi bir bakıma Caliban’ın doğa kitabının hayret verici sayfalarını açıyor önümüze."
"Türkçe edebiyat önerisine ‘ne yani yılların oturmuş teriminden vaz mı geçeceğiz’ diye ‘bilimsel’ bir tepki vermek bilim adamı lafı yerine cinsiyet açısından nötr olan ‘bilim insanı’ lafını kullananlara ‘ne yani yılların adam lafından vaz mı geçiyoruz’ demek kadar abestir."
"Her paradigma değişiminde ya da bir etnik/azınlık gruba geçmişteki yanlış veya katı politikaları çağrıştırıyor diye edebiyat tarihi, filoloji ve tarih ile ilişkili her temel terimi ve kavramı değiştirmek mi gerekiyor? Buradaki keyfiyetin bir sınırı yok mu? Salt belli bir dönemde bir kısım yazar ve şair talep ediyor diye edebiyat tarihinin kendisini ve araştırma usullerini değiştirip kavramlarıyla oynamak ne kadar doğru?"
"Yas geçmiş olana, bir daha gelmeyecek olana hüzünlenmek değildir. Şimdide ve burada tüm mevcudiyetiyle var olmak, berk olmak, sabit ve sağlam olmak demektir. Umut ve istenç, aşk ve sevgi ancak böyle mümkündür. Yas yitirmek değil, bilakis yaratmak ve kazanmak için temel histir."
Birinci yaşını dolduran 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'ndan Nayat Karaköse, Neslihan Koyuncu ve Hrant Dink Vakfı Danışma Kurulu üyesi, akademisyen Ayşe Gül Altınay ile söyleştik...
Mesut Varlık’ın editörlüğe dair yazdığı yazıdan yola çıkan Can Kantarcı, editör-yazar-eser ilişkisini sorguluyor...
Kurumsal bir yayıncılığın yapılmadığı bir ülkede elmasları kesip kesip pırlantalar çıkarabiliyoruz arada ama biraz daha gecikirsek kömürleşmenin önünü alamayacağımızdan korkarım.
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık