DİĞER
"Erkmen’in sergiyi özgülleştiren katkısı ‘korunan’ arşivi, ayıklama, seçme, nitelendirme yoluna hiç gitmeden, olduğu gibi sergileyerek belleğe dönüştürmesidir... Kuru, katı, donuk, belli bir kullanıcı çevreyle sınırlı ve kullanılma kapasitesi çok düşük arşiv belgesinin kamuya açık, görülebilir, hiyerarşisi olmayan bir anlayışla sergilenmesi sonuna kadar politik bir tercihtir, bir dönüştürme anlayışına tekabül eder."
K24'te Ekim ayının son vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Kısa, çarpıcı, fazlasıyla zihin açıcı ve kesinlikle öncü bir eser bu; en geniş anlamıyla “delilik çalışmaları” alanının başyapıtlarından ya da klasiklerinden biri. Kitap 60 yıl sonra yeniden yayımlanırken, eserin önemini ve tarihsel bağlamını daha iyi anlamamız için resim yorumlarına, Dağyolu ve Velioğlu’nun tamamlayıcı nitelikteki diğer yazılarına da yer veriliyor."
“Kadın hareketinin iki dalgası arasındaki dönemde eserler üreten bazı yazarların metinlerinde feminist unsurların yer aldığını ve bunun da 1980’lerde güçlenecek olan hareketin filizlerini, düşünce ve enerji birikimini oluşturduğunu düşünerek, feminist duyarlılığın ikinci dalga öncesinde edebiyatta kök saldığına inanarak araştırma yapmaya başladım.”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Şimdi, onu kaybettiğimiz bu günlerde sıra şairliğinden söz etmeye gelince, epeydir zihnimde dolaşan bir cümleyi yazarak başlamanın zamanı olduğunu anlıyorum: Şiirler kutsal metinlerle aynı soydandır. Şiir yazan ya da okuyan herkes bunu doğrudan deneyimlemiş olmayabilir ama, çeşitli biçimlerde dile getirilmiş, en azından etrafında kuvvetle dolaşılmış bir düşüncedir bu."
"Passing filmine Jim Crow dönemi penceresinden baktığımızda, Irene’nin çay salonuna adım atışındaki yavaşlığını, yorgunluğunu ve yüzünden okunan öfkeli kederi daha açık görüp anlayabiliriz."
"Rönesans, Avrupa tarihinde büyük yer edinmiş bir toplumsal diriliş olgusunun adı olarak özel ad niteliğini kazanmış olmasaydı, Karakoç için 'Doğu Rönesansı’nın idealisti' diyebilirdik. Kendisinin bunun yerine 'Diriliş' sözcüğünü seçmesi, özgünlüğü esas aldığına ilişkin sayısız ve çok temel göstergelerden biri."
"Avrupa’da birçok önemli taraftar platformu, bilcümle yurttaş haklarının kibar tabirle hayli kısıtlı olduğu Katar’daki turnuvanın boykot edilmesi gerektiğini savunuyor; bazı federasyonlar boykota cür’et edemese de mızırdanıyor. Geçtiğimiz aylarda Almanya, Norveç ve Hollanda'nın, Dünya Kupası terfi maçlarına formalarının üzerine 'insan hakları!' sloganlı tişörtlerle çıkmaları, bu mızırdanmanın bir işareti idi."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık