DİĞER
"1970’li yıllarda Hürriyet gazetesindeki bir haberde Nâzım Hikmet ve Memet Fuat’ın yan yana fotoğrafları ve 'Şıp demiş babasının burnundan düşmüş' şeklindeki, Mehmet’i yok sayan manşetini unutamadığımdan, Sibel Oral’ın kitabında Türkiye’de Nâzım Hikmet’in oğlu gibi tanınmasına sessiz kalmasından ötürü Memet Fuat’ı kınadım. 45 yıl önce Nâzım Hikmet’in oğlu olmadığını beyan eden bir demecini yeni öğrendim. Dikkatimi çeken Pera Müzesi Müdürü Birol Özalp’a teşekkür ediyor, özür diliyorum."
Ödüllü yazarları pazarlama düzeni son demlerini yaşıyor. Yeni kuşaklar, ödül ve şöhret budalılığına ibretle bakıyor...
Hatırlatmak isterim evrende benzersiz Pi ’nin gizini. Değişken sonsuzluğunda, Tanrı ne kadar klişe ise O kadar klişesiz...
Orwell’in 1984 distopyasının gerçek olabileceğini kanıtladığımız için bize bravo. ”Düşmanın bu,” diye göstermeleri yetiyor, onlara düşman gözüyle bakmamız için...
Gülen Türkiye demokrasi, gülmeyen Türkiye totalitarizm demektir. Otorite gülmekten, güleryüzlü olmaktan, gülenlerden korkar. Gülemeyenin kendisinden korktuğunu biliyordur. Kâbusu: “Gülen Türkiye.”
Edebiyatımız arkadaşlığa sırtını çevirmiş. İnsan ilişkilerinin düz bir okumasından ileriye gidememiş. Arkadaşlık teması hep kutsal kalmış. Eserlerde arkadaşlar, hep arka planda ikincil karakterler
Çocuklar son kölelerimiz. Yetişkinler, çocukları yük hayvanı, toprak, maden işçisi olmaktan terfi ettirdiklerinden bu yana, çocuk edebiyatını da seferber ettikleri çağdaş yöntemlerle, sömürgeleştirmeye devam ediyor…
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık