DİĞER
Özden Demir'in Muhafaza sergisi, "Kişisel hafızamız mekânları nasıl hatırlar", "Mekânla kurduğumuz kişisel bağın, toplumsal yansımalarının izleğini nasıl takip edilebiliriz" gibi sorular soruyor
Ana akımlaşmayı kabul etmeyen tüm varoluşların kendilerini yazınsal bir süreçle ifade etmeye yeltenmesinde kendi deneyimini aktarmaktan öte bir arzu göze çarpıyor: belirsizlikle oynama, bu zenginliği koruma ve kimliksizliğe yönelen bir arzu...
Zeynep Direk: Dünya erkeklerinken, kadın her gün tekrar edilen ev içi emek döngüsüne sıkışmış ikinci cinsiyet olarak yaşıyor. Bizim de kadınlar olarak dünyada yapacak bir sürü şeyimiz var, dünyayı biz de kurmak, şekillendirmek, düzenlemek istiyoruz
John Niven'ın 90'lar İngiltere müzik piyasasını anlattığı romanı Arkadaşlarını Öldür, sermaye ve erkek odaklı endüstriyi yalın ve reddedilemez gerçek olarak sunarken, yakın tarihin nice protest tavrını görmezden gelir
Leo Löwenthal, popüler kültürün sanılanın aksine çok da yeni bir görüngü olmadığını öne sürüyor; hatta 16’ncı yüzyılda Montaigne ve Pascal gibi düşünürlerin bu konu hakkında söylemlerini, popüler kültüre dair ilk eleştirel yaklaşımlar olarak alıntılıyor
Bir fragmanlar kakafonisi olan Ankara’nın toplulukları, birbirini hakir göredursun, iktidar savaşında Yenişehir’i ele geçirenler de dâhil kimse bu çatışmadan elinde mekânsal bir zaferle ayrılamadı...
Mavinin, gelmiş geçmiş tüm insanlığın arka plan rengi oluşu, gökyüzü ve denizin sunduğu vaat ve imkânsızlığın ürünü mü?
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık