Straubinger Tagblatt gazetesi, cihat yanlılarının savaşmak üzere Ortadoğu ülkelerine gidişini engellemeyi amaçlayan yasa tasarısını şu şekilde değerlendiriyor:
"Ceza yasasının sertleştirilmesi münferit vakalarda caydırıcı etki gösterebilir, ancak cihat adına hayatını vermeyi göze alan bir kişi normalde hapis cezası almaktan çekinmez. Bu yüzden önleyici tedbirlere ağırlık verilmesi ve genç Müslümanların radikalleşmelerinin önüne geçilmesi daha önemli. Böyle bir çalışma da aileleri, imamları, Müslüman dernekleri ve örgütlerini de sorumluluk altına almalıdır. Ceza yasasının sertleştirilmesi ancak son çare olabilir, aksi halde sembolik bir anlamı olabilir sadece.”
Aynı konuyu irdeleyen Südwest Presse’nin konuya dair yorumu ise şöyle:
“Almanya hükümeti aylardan beri, rengarenk bir yasalar demeti ile cihat yanlılarının kriz bölgelerine gitmelerine engel olmaya çalışıyor. Almanya’nın asıl yoğunlaşması gereken nokta genç terör sevdalılarına, olabildiğince erken dönemde müdahele etmek olmalıdır. Çünkü savaşmak için yola çıkanlar hep önce bir radikalleşme sürecinden geçiyorlar. Selefi gruplar içinde, arka odalarda ve cezaevi koğuşlarında…”
Syriza’nın iktidara gelmesi ile birlikte Almanya gündeminden düşmeyen Yunanistan ile ilgili bir yorum Märkische Allgemeine sayfalarına şöyle yansıyor:
“Tarihi bir anlaşma hala mümkün. Avrupa Birliği daha fazla dayanışma göstermeli, Atina da daha fazla dayanıklılık. Avrupa Birliği bu dayanışmayı gösterirken Yunanistan’ın sosyal durumunu göz önünde bulundurmalı. Atina da yeniden akıl ve mantık çizgisinde bir Avrupa siyaseti güderek daha fazla dayanıklılık göstermeli.”
Avrupa’nın önemli sıkıntılarından biri olan mülteci sorunu Main-Post gazetesinde şu şekilde değerlendirmeye alınıyor:
“Avrupa kendini kapatıyor. Başta Almanya olmak üzere artan mülteci sayısı dikkate alındığında bu cümle bir provokasyon gibi gelebilir kulağa. Ancak ne yazık ki bu doğru. Avrupa’nın sınırlarındaki tel örgüler her geçen gün biraz daha yükselmekte. Türkiye gibi komşu ülkeler termal kameralarla donatılıyor. İtalya, Akdeniz’de zor durumda kalan mültecilerin kurtarılmasına yönelik ‘Mare Nostrum’ programını durdurdu. Avrupa bir an önce sınırlarını, insanları koruduğundan daha iyi korumaktan vazgeçmelidir.“