Essen kentinde yayımlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung Birleşmiş Milletler ve ulusal hükümetlerin Yezidilere derhal yardım ulaştırması gerektiğine dikkat çekiyor yorumunda:
“Teröristlerin ilerleyişi sürüp gitmeyecek. İlk kez Suriye, Türkiye ve Iraklı Kürtler birlikte mücadele ediyorlar. Bir zamanlar 'İslam Devleti' ile ittifak içinde olan Sünni milisler, Taş Devri İslamcılarına karşı Musul ve Irak'ın diğer kentlerinde isyan ediyor. Kutsal olmayan 'halifeliğin' çöküşü sadece bir zaman meselesi. Ne var ki mültecilerin zamanı yok. Acilen yardıma ihtiyaçları var. İş Birleşmiş Milletler ve ulusal hükümetlere düşüyor. Kürt savaşçılara ve Irak ordusuna silah temini önemli. Ancak mültecilere gıda maddeleri, battaniye, çadır temin edilmesi daha da önemli. 10 binlerce insanın hayatı söz konusu.”
Herford'da IŞİD sempatizanları ile Yezidiler arasında çıkan taşlı sopalı kavga Alman basınında ağırlıklı yorum konusu. Kölner Stadt-Anzeiger “Gösteri özgürlüğü arkaik kan davası geleneklerini tekrar yaşatmak için kullanılamaz. Irak'ta insanların başına gelenler korkunç. Ancak burada Almanya'dayız. Ve burada bizim yasalarımız geçerlidir” diyor konuyla ilgili olarak. West Allgemeine Zeitung'daki yorumsa şu şekilde:
“Herford Musul değil, Kuzey Ren Vestfalya da Irak. Almanya, sınırlarımızın ötesinde meydana gelen ama buna rağmen ilgili halk gruplarının burada uzun süredir bizimle yaşaması nedeniyle bize yakın olan bu çatışmaların bir arenası olamaz. O yüzden Vestfalya'nın doğusunda meydana gelen çatışmalar, radikal eğilimlerin sadece ‘inançsızlara' değil aynı zamanda her türden liberal Batı düzenine karşı yöneldiğini vaktinde anlamak ve bunları kurutmak için bir uyarıdır. Herford'da bir Yezidi tarafından işletilen dükkana yapılan saldırının terör grubu ‘İslam Devleti' tarafından hedef gözetilerek planlandığı ve belki de dizi halinde bir nefret saldırıları dalgasının şablonu olduğu yönünde elde deliller vardır. Aşırılık yanlısı Suriye ve Irak savaşçıları, her şeyi yapmaya kararlı. Dört kişinin hayatını kaybettiği, Brüksel'deki Yahudi Müzesi'ne saldırı da bunu gösteriyor. İçişleri Bakanları pasaport yasaları yardımıyla, terör grubu taraftarlarının giriş çıkışlarını engellemek üzerinde duruyor. Onların Suriye ve Irak'taki liderlerinden tecrit edilmesi, ilk önemli adım olacaktır.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung ise aynı konuda şu yorumu yapıyor:
“Ne Suriye'deki iç savaş ne de Irak'taki ‘İslam Devleti'nin barbarlıkları bizi ilgilendirir, diye düşünenler durumu artık anlamış olmalı. Karakuş ya da Sincar buradan ne kadar uzak olursa olsun, orada olanlar Almanya'yı da etkiliyor. ‘İslam Devleti' sempatizanları Herford'da sokağın ortasında Yezidilere saldırdığından beri artık Karakuş, Sincar ve Herford'u birbirinden ayırmak mümkün değil. Bu ülkede siyaset kurumu ve dernekler, bir tehlike yaratmayacağı yanlış kabulünden hareketle, Selefist cihatçı nefret kültürünü haddinden fazla zamandır eylemsiz bir biçimde izlemekle yetindi. Yerel siyasetçilerin, güvenlik makamlarının işi başından aşkın diyerek bu tehdidi küçük göstermesi tüyler ürperticiydi.”
Hannoversche Allgemeine Zeitung ise konuyu inanç özgürlüğü üzerinden ele alıyor:
“Barışçıl Orta Avrupa şimdi yeni tür bir korkuyla tanıştı. Zira Yakın ve Ortadoğu'daki acı din savaşları, doğrudan bizim pazar yerlerimize yansıyor. Yaklaşık 50 ülkede insanların dinî ibadetlerini yerine getirmeleri engelleniyor, Türkiye de dahil. Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Irak, İran, Pakistan, Eritre, Sudan, Nijerya, Mısır, Hindistan, Laos, Vietnam ve Çin gibi birçok yerde din özgürlüğünün ağır ihlali söz konusu. İnsanların inançlarına bağlı kaldıkları için kovuşturmaya uğradığı ya da öldürüldüğü ülkeler haydut devletlerdir. Bunlar kendilerini uluslararası devletler topluluğundan ayırırlar. Onlara göre başkalarını dikkate almak doğru değildir. İster tek tek gruplar olursun isterse de devletler olsun bunların ipliğini pazara çıkarmak, adlarını koymak gerekir.”