Gökhan Artan / İstanbul, 10 Eylül (DHA) - ABD’ye yapılan 11 Eylül terör saldırısı sonrası hava taşımacılığında çok şey değişti. Hem havada hem de yerde birçok yeni kural faaliyete geçti.
Saldırı sonrası değişen kurallar yeni sektörlerin kapısını da araladı. Özellikle ABD’li şirketler ağırlıklı olmak üzere güvenlik teknolojileri üreten işletmeler büyük gelirler kazandı.
Havalimanları için vücut tarayıcılar, patlayıcı iz dedektörleri, gelişmiş X-Ray cihazları gibi yeni güvenlik teknolojileri ayrı bir sektör oluşturdu.
Dünya genelinde, güvenlik gereçlerine milyarlarca dolarlık yatırımlar devam ediyor. Özellikle ABD’ye uçulan Türkiye’nin de aralarında olduğu dünya genelindeki havalimanlarında alınan güvenlik önlemlerine ek başka güvenlik önlemleri daha var.
ABD’ye 11 Eylül 2001 yılında uçaklarla yapılan saldırının yarın yıldönümü.
ABD\'de iç hat seferi yaparken El-Kaide üyesi teröristler tarafından kaçırılan üç uçakla Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon\'a düzenlenen intihar saldırılarında 2 bin 996 kişi yaşamını yitirdi. Kaçırılan dördüncü uçakta teröristler Washington’u hedef alırken uçak Shanksville yakınlarına düştü.
Uçakların silah olarak kullanılması sonrası havacılık tarihinde kurallar yeniden yazıldı. Saldırılar sonrası başlayan birbirinden yeni güvenlik önlemleri bugün de alınmaya devam ediyor.
Güvenlikle ilgili alınan aşırı önlemler yolcuların uçuşunu zaman zaman kabusa çevirirken yeni güvenlik önlemlerinin gelecekte de devam etmesi bekleniyor. ABD’nin, ülkesine uçuşlarda başlatıp sonra kaldırdığı kabine bilgisayar alınmaması da o önlemlerden bir tanesi oldu.
Saldırılar güvenlik teknolojilerine yatırımları artırdı
Dünya genelinde havalimanları için her yıl milyarlarca dolarlık güvenlik teknolojilerine yatırımlar devam ediyor. ABD yeni kuralları koyduğunda buna paralel olarak dünya genelinde havalimanlarına ağırlıklı ABD şirketleri olmak üzere milyarlarca dolarlık güvenlik cihazları satışı yapıyor. Havalimanlarına yapılacak güvenlik yatırımlarının 2020 yılında 10 milyar doları bulacak. E-vize, biyometrik geçişler de artık var.
Türkiye de 3 yılda 95 milyon TL güvenliğe harcadı
Türkiye’de 2014-2017 yıllarında güvenlik teknolojilerine 95 milyon 421 bin TL harcandı. Türkiye’de havalimanlarında güvenlik teknolojilerinde kullanılan, vücut tarayıcılar, patlayıcı iz dedektörleri, gelişmiş X-Ray cihazları, yolcuların uçakların bagajlarına yüklenmesi için giden bagajları da patlayıcı tespit ve tanımlama sistemleri olarak bilinen EDS adlı sistemden geçerek uçağa yüklenmesi gibi güvenlik teknolojileri kullanılıyor.
Havada ve yerde çok şey değişti
11 Eylül saldırılarından bu güne kokpitte şifre ile kilitli darbeye dayanıklı kokpit kapıları ile değişti. Havada iletişim kaybı yaşayan uçaklar, savaş uçakları tarafından artık anında takibe alınıyor. İletişim kurulamayan bu tip uçaklara savaş uçaklarının müdahale yetkisi de var.
Uçuş ekibi artık olaylara karşı çok daha iyi eğitim alırken yerde ise kemer çıkarmadan bilgisayarları ayrı kutuya koyup X-Ray cihazlardan geçirmeye kadar yeni güvenlik önlemleri katıldı. Ülkelere girişlerde veya vize başvurularında parmak izleri de alınıyor.
Havalimanlarında gelişmiş kamera sistemleri de kullanılıyor. Özellikle ABD’ye uçulan Türkiye’nin de aralarında olduğu dünya genelindeki havalimanlarında alınan güvenlik önlemlerine ek başka güvenlik önlemleri daha var.
Yolcuların bilgileri,kalış yerleri ABD ile paylaşılıyor.
Yolcuların üzerinden ve bagajından numune alınıyor
Yolcular sıkı bir güvenlik kontrolünden ve araştırmasından geçiriliyor. ABD’ye uçuşlarda bagajını kendisi hazırlayıp hazırlamadığı da dahil biniş bankosu önünde oluşturulan bir bölgede özel güvenlik personeli tarafından yolculara çeşitli sorular yöneltiliyor.
Yolcunun bir çok bilgisi burada sisteme giriliyor. El bagajları da son arama noktasında açılarak aranmaya tabi tutuluyor.
Ayakkabılar da dahil çıkartılıyor. Yolcunun üzerinden ve el bagajından numune alan görevliler bunları patlayıcı iz dedektörü ile kontrole tabi tutuyor.
ABD\'den rastgele bildirilen bazı yolcular ise ekstra detaylı kontrol uygulanıyor.