Kültür-Sanat

11 yıl önce kaybettik: An gelir Attila İlhan ölür...

"Terkedilmiş bir çocuk gibiydim, dokunsanız ağlayacaktım..."

11 Ekim 2016 14:20

"Görünmez bir mezarlıktır zaman,
an gelir Attila İlhan ölür..."

Sosyalist ve Kemalist solcu olarak da bilinen Türk edebiyatının usta şairlerinden Attila İlhan’ı 11 yıl önce bugün (11 Ekim 2005) kaybettik. Şiirleri, romanları, senaryoları ile edebiyat ve sanat dünyasında unutulmaz izler bırakan İlhan, "An gelir Attila İlhan ölür” dizeleriyle sevenlerine veda ederken, birçok şiiri ünlü isimlerin şarkılarında hayat buldu ve yediden yetmişe her kesimin hayatına dokundu.

Emekli savcı Muharrem Bedrettin İlhan ve eşi Emine Memnune Hanım, 5 Haziran 1925 günü İzmir’in Menemen ilçesinde doğan oğullarına Attila adını koyarlar. Attila ilk ve orta öğrenimini İzmir’de tamamlar.

 

16 yaşında tutuklandı

 

İzmir Atatürk Lisesi’nde okurken bir kız arkadaşına yazdığı aşk mektubu nedeniyle genç Attila’nın başı derde girer. Bu mektupta Nazım Hikmet’in bir şiirini alıntıladığı için "gizli örgüt kurma" suçlamasıyla henüz 16 yaşındayken okuldan uzaklaştırılır ve tutuklanır. Üç ay kadar cezaevinde kalan Attila’nın yaşı küçük olduğu için cezası ertelenir, ancak öğrenimine Türkiye’de devam etmesi de yasaklanır. Babasının uzun süren hukuk mücadelesi sonucunda Danıştay kararıyla Türkiye’de okuma yasağı kaldırılınca İstanbul Işık Lisesi’ne yazılır ve 21 yaşında buradan mezun olur.  Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz kaydettiği CHP Şiir Armağanı’nda ‘Cebbaroğlu Mehemmed’ şiiriyle ikincilik ödülünü pek çok ünlü şairi geride bırakarak kazanır. Bu ödül Attila İlhan’a edebiyat dünyasının kapılarını açan ilk adım olacaktır. İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydolan genç şairin ilk şiirleri bu dönemde dergilerde yayınlanmaya başlar. İlk şiir kitabı Duvar 1948’de yayımlanır. İlhan, Duvar’da daha çok toplumsal duyarlılıkla yazılmış şiirlere yer vermiştir. Özgürlük, yurtseverlik, insanlık temalarını ele alan bu şiirler aynı zamanda İkinci Dünya Savaşı’nın toplumda yarattığı gerilim ve sıkıntıları da dile getirir.

Nazım Hikmet’li Paris yılları…

 

"Terkedilmiş bir çocuk gibiydim, dokunsanız ağlayacaktım..."

Attila İlhan, üniversite ikinci sınıftayken öğrenimini yarıda bırakıp Nazım Hikmet’i Kurtarma Komitesi’ne katılmak üzere 1949 yılında Paris’e gider. O yıllarda yasaklı bir şair olan Nazım Hikmet’in şiirleri el yazmaları şeklinde elden ele dolaşmakta, hayran kitlesi ise gizliden gizliye büyümektedir.

 

“İnsan sevdiğini bırakmaz,
sevmek bırakır insanı.”

 


"Oysa ben akşam olmuşum, yapraklarım dökülüyor usul usul; adım sonbahar..."

İlhan’ın Paris’te kaldığı süre boyunca Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin incelikli gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olayın temelini oluşturacaktır. 1952’de yurda dönen Attila İlhan, bu dönemde senaryolar ve sinema eleştirileri de yazmaktadır. Hatta Ali Kaptanoğlu takma adıyla sinema dünyamıza on beş kadar senaryo da kazandırmıştır.

Genç yaşta ünlenen Attila İlhan’ın şiirleri çoğu kez Anadolu ezgilerinin tınısını, melodisini taşır dizelerinde. Şiirlerindeki bu özellik sonraları pek çok sanatçıya ilham kaynağı olacaktır. Hümeyra “Ben Sana Mecburum”, Alpay “Üçüncü Şahsın Şiiri”, Timur Selçuk Karantinalı Despina, Ahmet Kaya “Acı Ninni, An Gelir, Mahur”, Zuhal Olcay “Ayrılık Sevdaya Dâhil”, Nur Yoldaş “Sultan-ı Yegâh”, gibi nice sanatçı, İlhan’ın daha nice şiirini bestelemiş veya seslendirmiştir.

1968 yılında evlendiği sinema yapımcısı ve yönetmeni Biket İlhan ile beraberliği 15 yıl süren Attila İlhan yalnızca bir şair, senarist, eleştirmen, denemeci, düşünür ve gazeteci değil, aynı zamanda usta bir romancıydı. Roman yazarken geçmişimizden ve kendimize özgü kültürel değerlerden yararlanmak gerektiğini savunurken, körü körüne Batı taklitçiliğini de yapmacıklık, ucuz kahramanlık olarak nitelemiştir.

“Yanlış bir hayalin şehrinde kaldım
Sevdiği 
ben değilim anlatamam"

 

Attila İlhan roman yazarken yersiz betimlemelerden kaçınılması gerektiğine inanırdı. Uzun uzadıya sürüp giden tasvirlerin okurların dikkatini dağıttığını söyler, “bütün mesele tasarrufla anlatmaktır” derdi:

“Yani az kelimeyle az cümleyle. Örnek mi istiyorsunuz? Mesela adam yalnız… Kendisini çok yalnız hissediyor. Hava kötü, hava bozmuş, ortada kalmış, ne yapacağını bilmiyor. Şimdi orada bu adamın yalnızlığını anlatmak için beş sayfa yazabilirsin. İşte şunu da hatırladı, bu da oldu, bunu da hatırladı falan. Çok muhtemel ki bunu okumazlar, bugünkü şartlar altında… Benim şiirlerimde vardır. Orada ben demişim ki, ‘Kesik bir kol gibi yalnızlık’. Şimdi ‘kesik bir kol gibi yalnızlık’ dediğin zaman, iş biter. İkinci bir şeye lüzum yok ki.”

“İnsan sevdiğini bırakmaz, sevmek bırakır insanı”

Edebiyat dünyasının önde gelen isimlerinden Selim İleri, 'Edebiyatımızda Sevdiğim Romanlar Kılavuzu' (2015) adlı eserinde yazarın 1953 yılında yayımlanan ilk romanı 'Sokaktaki Adam’ın toplumsal eleştirileriyle birlikte, aslında “bir aşk ve macera” romanı olduğunu belirtiyor. İleri’nin söz konusu romandan alıntıladığı şu birkaç satır Attila İlhan’ın yalın üslubu ve incelikli diliyle yarattığı şiirsel atmosferi yansıtmaya yetiyor:

“Sis yayılıyor ve dağılıyor. Ağaçlar, caddeler, meydanlar, parklar sisin örtüsünde sarınıp kayboluyor. Apartmanlar ışıklı gemiler gibi yüzüyor. Şehir susuyor. Ve sessizlik duyuluyor.”

Attila İlhan’ın çok tartışılan ve ‘olgunluk dönemi’ diye tanımlanan üçüncü eseri 'Kurtlar Sofrası' ise, tamamlandıktan ancak iki yıl sonra, 1963’de yayınlanır. Selim İleri bu romanı Rus romanları gibi karmaşık yapısı ve kalabalık kadrosu ile zor okunan bir eser olarak tanımlıyor.

"Mevlana Dante’den küçüktü,
Itri ise Bach’ın eline su dökemezdi"

 

Daha sonraki yıllarda 'Sırtlan Payı' (1974), Fena Halde Leman (1980) gibi romanları da okurlarıyla buluşan usta yazar, televizyonda yayınlanan haftalık programları ve söyleşileriyle de merak ve hayranlıkla izlenen bir entelektüel olarak edebiyat ve düşünce dünyamıza damgasını vurmuştur.

“Lisede Sofokles okuduk, Klasik Türk musikisine sövmeyi, Divan şiirini hor görmeyi (…) Sanki Sinan Leonardo’dan önemsiz, Mevlana Dante’den küçüktü, Itri ise Bach’ın eline su dökemezdi. Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk…”

 

"Hangi sol, hangi Atatürk?"

 

Atatürk hayranı olan Attila İlhan, Batı hayranlığı tatışmalarının ele alındığı Hangi Sol (1971), Gerçekçilik Savaşı(1980), Hangi Atatürk (1981), Batı’nın Deli Gömleği (1982) gibi pek çok deneme ve araştırması yayımlanmıştır.

İlk kalp krizini 1985 yılında geçiren usta sanatçı, bu tarihten sonra kardiyolojik sorunları devam etti ve 2004'ten itibaren sağlık durumu daha da bozuldu. 11 Ekim 2005'te İstanbul'daki evinde geçirdiği ikinci kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı.

2003 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görülmüştür. 1946 CHP Şiir Yarışması İkinciliği, 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü tutuklunun Günlüğü ile, 1974 Yunus Nadi Roman Armağanı Sırtlan Payı ile, vefatından sonra 2007 yılında kurulan Attilâ İlhan Bilim Sanat Kültür Vakfı çalışmalarına devam etmektedir.

 

Eserleri

 

Televizyon dizileri

Teleflaş / Kanal 6 (1991)

Sekiz Sütuna Manşet (1982)

Kartallar Yüksek Uçar (1983)

Yarın Artık Bugündür (1986)

Yıldızlar Gece Büyür (1992)

Baykuşların Saltanatı(2000)

 

Romanları

 

Sokaktaki Adam (1953)

Zenciler Birbirine Benzemez (1957)

Kurtlar Sofrası (1963)

Aynanın İçindekiler serisi

Bıçağın Ucu (1973)

Sırtlan Payı (1974) Yunus Nadi Roman Armağanı

Yaraya Tuz Basmak (1978)

Dersaadet'te Sabah Ezanları (1981)

O Karanlıkta Biz (1988)

Allah'ın Süngüleri: Reis Paşa (2002)

Gazi Paşa (2006)

Fena Halde Leman (1980)

Haco Hanım Vay (1984)

O Sarışın Kurt (2007)

Yengecin Kıskacı (2001)

 

Şiirleri

 

34 FN 346

Adım Sonbahar

Adımla Nasıl Berabersem

Ağır Kan Kaybı

Ağustos Çıkmazı

Ah

Allende Allende (Salvador Allende anısına)

An Gelir

Arabesk

Artı Sonsuz

Aydınlık Neyin Oluyor Senin?

Ayrılık Sevdaya Dahil -1

Ayrılık Sevdaya Dahil -2

Ayrılık Sevdaya Dahil -3

Ayrılık Sevdaya Dahil -4

Ayrılık Sevdaya Dahil -5

Aysel Git Başımdan

Bakarsak

Bana Bir Şimşek Çak

Batan Bu Köhne Şileb...

Bekle

Bela Çiçeği

Belki Gelmem Gelemem

Belma Sebil

Ben Artık Küsüm

Ben Sana Mecburum

Bence Malumdur

Bir Üç Beş

Biraz Paris' '

Böyle Bir Sevmek

Büyük Yolların Haydudu

Carıcın De Geçen Kış

Cazgır

Cebber Oğlu Memmed

Cinayet Saati

Cinnet Çarşısı

Claude Diye Bir Ülke

Delik Deşik

Diyalektik Gazel

Duvar

Elde Var Hüzün

Elimden Gelen Bu

Emirganda Çay Saati

Emperyal Oteli

Gece Buluşması

Gecenin Kapıları

Geç Kalmış Ölü

Geçerdi Hep

Gibi Redifli Gazel

Hacı Murad In Ölümü

Hannelise

Harp Kaldırımda Aşk

Hayır...

Her Sabah, Yanılmak!..

Herşeyi Birden İstemek

Issızlığın Çığlığı

Işık Mezarlığı

İhtiyar Balladı

İki Yüzlü Melekler

İkinizden Hanginiz

İstanbul Ağrısı

Jilet Yiyen Kız

Kadınlar Sonbahar

Kalk Gidelim Kadınlar Balladı

Kaptan -1

Karantinalı Despina

Kırmızı Pazar

Kim Kaldı

Kim O?

Kimi

Kimi Sevsem Sensin

Korkarım

Korkunun İsi

Korkunun Krallığı

La Donna e Mobili

Mahur Beste

Maria Missakian

Memleket Havası

Mevsimdir

Mihaka

Muhalif Rüzgar

Muhayyer

Mustafa Kemal...

Müjgan'a Aşk Şarkıları

Nasıl Bir Sevdaysa

Nasıl Olduysa

Nefesler -4

Neydi O Bir Zamanlar

Nöbet Değişimi

O Sözler Ki

Onsekiz

Ölmek Yasak

Ömer Haybonun Son Günleri

Pia

Pusudaki

Rast "Zenci" Peşrevi

Rinna-Rinnan-Nay

Rüzgar Gülü...

Saçların Örülmüş Olmalı

Sakın Ha

Saklı Sevda

Salı Sabaha Karşı

Sana Ne Yaptılar

Sen Benim Hiçbir Şeyimsin

Sen Beyaz Bir Kadınsın

Sen Burda Bir Yabancısın

Sen Yoksun

Serüvenin Sonu

Sevmek İçin Geç Ölmek İçin Erken

Silahlı Dört Besmele

Sisler Bulvarı

Sokağa Çıkma Yasağı

Sokaklarda Mızıka Çalma Çocuk

Söyler

Sultan-ı Yegah

Süheyla Değildi Adın

Süleyman

Şahane Serseri

Şeyh Bedrettin-i Simaviye Gazel

Şubat Yolcusu

Tarz-ı Kadim

Tatyosun Kahrı

Tut Ki Gecedir

Tutuklunun Günlüğü

Usturanın Ağzında

Üçüncü Şahsın Şiiri

Varsağı -1

Varsağı -2

Varsağı -3

Waldorf Astoria

Yağmur Gemileri

Yağmur Kaçağı

Yağmurda Sis Düdükleri

Yalnızlığı Denemek

Yalnızlık Şiiri...

Yanılsama

Yasak Sevişmek

Yazın Son Günleri

Yirmibeşinci Kısım

Zeynep Beni Bekle

 

Deneme-Anı

 

Yolcu (1957)

Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler (1985)

Denemeler[değiştir | kaynağı değiştir]

Hangi Sol (1970)

Hangi Batı (1972)

Hangi Seks (1976)

Hangi Sağ (1980)

Hangi Atatürk (1981)

Sağım Solum Sobe (1985)

Hangi Edebiyat (1991)

Sosyalizm Asıl Şimdi (1991)

Hangi Laiklik (1995)

Hangi Küreselleşme (1997)

 

Cumhuriyet söyleşileri

 

Bir Sap Kırmızı Karanfil (1998)

Ufkun Arkasını Görebilmek (1999)

Sultan Galiyef - Avrasya`da Dolaşan Hayalet (2000)

Dönek Bereketi (2002)

Yıldız, Hilâl ve kalpak