15 Temmuz 2016’da gerçekleşen ve 251 vatandaşın hayatını kaybettiği darbe girişimi sırasında AKP İstanbul İl Başkanı olan Selim Temurci o gece yaşadıklarını anlattı. Temurci, "Bir bölüm arkadaşımız Kısıklı’dan köprüye yürürken milyonlarca insan Avrupa yakasında havalimanına yürümeye başladı. Haliç’e çıktığımızda yanımda CHP’ye gönül vermiş bir hanım kardeşim bebeğiyle birlikte yanımdaydı" dedi.
"Ben şuna inandım; mutlaka ideolojiler fikirler farklılıklarımız olacak. 15 Temmuz’da bu millet yalınayak insanlarla havalimanına yürüdük. 15 Temmuz’un o birleştirici gücünü herhangi bir yapıya, herhangi bir gruba mal etme gibi bir lüksümüz yok" diyen Temurci, "Şehit ve gazilerimizin bizim omuzlarımıza bıraktıkları en büyük sorumluluğun da bu olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Medyascope’ta gazeteci Ruşen Çakır’ın konuğu olan Temurci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklama yapana kadar aradığı birçok kişinin telefonlarına bakmadığını söyledi.
Saat 22:00’da kendisini tedirgin eden bazı bilgiler aldığını söyleyen Temurci hemen tüm teşkilat mensuplarını ilçe ve il başkanlığına çağırdıklarını belirtti.
15 Temmuz gecesi İstanbul’daki 2 milyon AKP üyesine mesajla sokağa çıkın talimatı verdiğini söyleyen Temurci daha sonra yaşananları şöyle anlattı:
"Siyasi partilerin il başkanlarına telefon açtım. Gerçekten o akşam çok farklı şeyler yaşadık. Çocukluğumdan beri siyasetin içinde olan bir kardeşiniz olarak bu milletin zor şartlarda nasıl birlikte hareket edebileceğini yaşamış biriyim. Böyle bir milletin ferdi olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Diğer partilerden benimle birlikte sahada olanlar oldu."
"Saat 21:00-21:30 sularında başlattığımız eylem projesinin meyvelerini saat 00:00’a kadar gördük. Herkes sokağa inmeye başladı. 23:15 sularıydı. Güvenlik amiri kardeşimiz 70-80 askerin zırhlılarla birlikte il başkanlığına geldiğini söyledi. Onlar oraya geldiğinde bizim bazı konularda acele verdiğimiz kararların ne kadar doğru olduğunu arkadaşlarımızla birlikte müşahede ettik. Çünkü askerler il başkanlığına gelirken karşılaştığı tablo bomboş bir alan değildi. Milletin oraya sahip çıktığı bir ortamla karı karışa kaldılar."
"23:15’ten sonra TV’lere bağlanmaya başladık. Şimdi görevde olmayan arkadaşlar çok büyük yardımlarda bulundular bize. Tek tek bütün TV’lere bağlandık. Araştırın o gece bizi TV’lerine bağlamayanlar kimdi? Ona da bir bakın."
"Benim il başkan yardımcım Şehitler Köprüsü’nde tankın üzerindeydi. Beraber yıllarca çalıştığımız Erol Olçok abim ve oğlu, birçok kardeşimizle Şehitler Köprüsü’nde şehadete yürüdüler. Bütün bunları yaşıyorsunuz ve bunları yaşarken bunun toplumsallaşması için sizin bir şeyler yapmanız lazım. Türkiye’de sosyal medyanın, konvansiyonel medyanın o gece darbenin engellenmesinde, işgal projesinin durdurulmasında çok büyük bir rolü olduğunu düşünüyorum. 23:15-00:15 arası Türkiye’de birkaç TV hariç neredeyse her yere bağlanarak insanları sokağa davet ettik. Demokrasiye sahip olmak için. Bu mücadelenin içinde bulunmuş olmanın onurunu yaşamak isteyen herkesi sokağa davet ettik."
"O gece telefonlarımızı açan, bize destek için gelen Metin Külünk Bey çok değerli bir işlev gördü. Onun haricinde sayın Cumhurbaşkanımız 00:30 civarında açıklama yapana kadar teşkilatıyla milletiyle birlikte yalnızları oynayan bir pozisyonumuz var."
"15 Temmuz herhangi bir siyasi partinin, herhangi bir zümrenin, herhangi bir grubun, herhangi bir kişinin zaferi değildir. Bu millet adeta bu devleti sokaktan toplamıştır. 15 Temmuz’un gerçek kahramanları kanlarını döken insanlardır."
"O gece sadece Cumhurbaşkanımızın özel kalemi Hasan Doğan ve şimdi Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a ulaşabildim. Cumhurbaşkanımızın İstanbul’a gelmesini ve bütün İstanbul’la havalimanına yürüyeceğimizi söyledim. Edirne tarafından büyük bir askeri birliğini yürüdüğünü söyleyen bilgiler geliyordu."
"Bir bölüm arkadaşımız Kısıklı’dan köprüye yürürken milyonlarca insan Avrupa yakasında havalimanına yürümeye başladı. Haliç’e çıktığımızda yanımda CHP’ye gönül vermiş bir hanım kardeşim bebeğiyle birlikte yanımdaydı. Ben şuna inandım; mutlaka ideolojiler fikirler farklılıklarımız olacak. 15 Temmuz’da bu millet yalınayak insanlarla havalimanına yürüdük. 15 Temmuz’un o birleştirici gücünü herhangi bir yapıya, herhangi bir gruba mal etme gibi bir lüksümüz yok. Şehit ve gazilerimizin bizim omuzlarımıza bıraktıkları en büyük sorumluluğun da bu olduğunu düşünüyorum."
Medyascope’ta yer alan söyleşinin tamamı için tıklayın