Yeni Şafak yazarı Hüseyin Likoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının arkasındaki iradenin pes ettiği anlamına gelmeyeceğini, Antalya ve Muğla’daki orman yangınları ile Konya’da 7 kişinin öldürüldüğü olayı örnek vererek “Senaryonun en korkunç aşamasına mı geldik?” dedi.
“15 Temmuz’un başarısızlıkla sonuçlanması, arkasındaki iradenin pes ettiği anlamına gelmez. Nitekim de öyle olmadı” diyen Likoğlu, muhalefetin darbe girişimiyle ilgili açıklamalarına yer vererek “2017 yılında da yeni kaos planı devreye alındı. Planın ilk aşaması ekonomik kalkışmaydı. Sergiledikleri oyun aslında gayet tanıdıktı” diye yazdı.
Yeni Şafak yazarı Likoğlu, özetle yazısına şöyle devam etti:
"Gündemi çete başı ile domine edeceklerdi ki fonlanmış medya ellerinde patladı. Aslında uzun zamandır bildiğimiz ama nedense kimsenin tartışmaya açamadığı gerçekle yüzleştik. Ne yazık ki gazetecilik adı altında faaliyet gösteren birçok medya kuruluşu hizmete âmâde şekilde fonlanmış, biz de seyretmişiz.
Fon meselesini tam konuşamadan, Türkiye’nin 47 ilinde 200’den fazla noktada ormanlarımız ateşe verildi. “Sabotaj mı, değil mi” diye tartışırken, ülke bambaşka bir mecraya çekildi. İki tehlikeli provokasyon sahneye sürüldü. Birincisi Konya’daki cinayet üzerinden etnik çatışma, ikincisi orman yangınlarıyla ilgili yalan dezenformasyonu.
Etnik çatışma provokasyonu nedeniyle ormanları kimlerin yaktığı meselesini tartışmayı ilerleyen zamana bırakmak zorunda kaldık. Yalanlarla mücadele öne çıktı. O iş de kolay olmadı. Bir düşünün… Muhalefetin ileri gelen bir ismi yemin ederek yalan söylüyor. Böyle bir anlayışla başa çıkmak büyük başarı.
15 Temmuz’dan bu yana yaşadıklarımız şunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor: 15 Temmuz ihanet ve işgal girişiminin ardındaki akıl pes etmediği gibi asla pes etmeye de niyeti yok.
15 Temmuz’un ‘Başbakanı’nı biliyor muyuz, hayır. 15 Temmuz’un ‘Cumhurbaşkanı’nı biliyor muyuz, hayır. O halde 15 Temmuz bitti diyebilir miyiz, tabii ki hayır.
Ama senaryonun son ve en korkunç bölümüne geldiğimizi söyleyebiliriz.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın