Ludwigshafen'da yayımlanan Rheinpfalz gazetesi Berlin'de düzenlenen gösteriyi şu sözlerle sayfalarına taşıyor:
“Aralarında Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Başbakan Angela Merkel'in de olduğu yaklaşık 6 bin kişi dün Berlin'de Yahudi düşmanlığına karşı açık bir işaret verdi. Aslında bu gecikmiş bir gösteri. İsrail, bu arada çok şükür hafifleyen çatışmada bütünüyle masum olmasa da bunun Almanya'da Yahudilere yönelik saldırılarla sonuçlanmasına izin verilemez. Ancak tersinden Almanya'da İsrail devletine eleştiri yöneltilmesi de meşru sayılmak zorundadır. İsrail'in Filistinlilere yaklaşımının tamamen tartışılır olduğunu İsrail'deki güncel tartışmalar kanıtlıyor. Orada bir gizli servis biriminin eski üyeleri belirtildiği üzere Filistinlileri ezmeye çalışmış.”
Berlin'deki gösteriyle ilgili Die Welt gazetesi şu yorumu yapıyor:
“Avrupa'da antisemitizme karşı kelimenin tam anlamıyla sıfır tolerans göstermesi gereken bir ülke varsa o da Almanya'dır. Yahudilerle Yahudi olmayanların dayanışma gösterisine vesile olan son derece üzücü olaylar yaşandı. Ortadoğu'da hemen hemen hiçbir engele takılmadan yayılan yeni savaşın korkusu ve büyüsü, hem en sağın hem de en solun eski güç ifadeleri ve nefret parolalarıyla yaptığı denemelere güç veriyor. Buna karşı harekete geçmesi gereken sadece devlet değil, toplumun kriz zamanlarına dayanıklı konsensüsüne de ihtiyaç var.”
Almanya'da Thüringen ve Brandenburg'da yapılan eyalet meclisi seçimlerinde Euro karşıtı Almanya İçin Alternatif partisi büyük başarı elde etti. Der Tagesspiegel'in partiyle ilgili analizi şu şekilde:
“Almanya İçin Alternatif partisinin, sosyal demokrat bir çizgiye kayan Hrıstiyan Demokrat Birlik'ten ayrılma, son derece muhafazakâr, sağ bir hizip olduğu düşünülüyordu. Ta ki Brandenburg'daki seçim mücadelesi başlayana kadar. Orada partiyi ‘solcu bir muhafazakâr', eski okula bağlı bir devletçi, neoklasik bakış açısıyla Yeni Rusya'ya yönelmiş eski bir Hrıstiyan Demokrat yönetiyordu. Ve Hrıstiyan Demokrat Birlik içinde bazıları bu ismi uzun yıllar boyunca bir öncü düşünür olarak algılamış, parti kongrelerinde sözlerinden alıntılar yapmıştı. Bu şahıs seçim kampanyasında hem Kurt Schumacher'in Sosyal Demokrat Partisi'ni hatırlattı hem de Doğu Almanya dönemindeki ev işleri için izin günü uygulamasını yücelterek Sol Parti'ye göz kırptı; Sol Parti'deki Euro şüphecisi Sarah Wagenknecht'e düşünsel sempatisini ifade etti.”
Ulm'de yayınlanan Südwest Presse'de ise partiyle ilgili şu değerlendirme göze çarpıyor:
“İki seçimin ortak bir kazananı var, o da partiler yelpazesine sabit bir büyüklük olarak yerleşen, Avrupa'ya eleştirel Almanya İçin Alternatif partisi. En azından şimdilik durum bu. Avrupa Parlamentosu seçimlerini de sayarsak, arka arkaya dördüncü zaferiyle birlikte siyasetin yeni çocuğu, parti programıyla Hrıstiyan Birlik partilerinin sağında kendine sağlam bir yer açtı. Bu, Hrıstiyan Birlik partilerini (CDU/CSU) önümüzdeki yıllarda zorlayacaktır. Zira Almanya İçin Alternatif partisi onların kendilerini evde hissettikleri yere yerleşiyor. Yani milliyetçi düşünceye sahip, özellikle muhafazakâr seçmenler arasına. Hrıstiyan Birlik partilerinin bu partiyle uğraşması gerekecek. Zira bu partilerin Korsanlar gibi kendi kendini yok edip etmeyeceği kesin değil.”