İngiltere gazetelerinde bugün Türkiye ve IŞİD'e destek çağrısı yapmaktan suçlu bulunan İngiliz vaiz Choudary'ye ilişkin haberler öne çıkıyor.
Financial Times gazetesinde yer alan bir haberde Almanya Türkiye ilişkileri ve Alman basınında sızdırılan bir hükümet yazışması var.
ARD kanalı, Salı günü İçişleri Bakanlığı'nın, Angela Merkel'in Türkiye politikasını eleştiren muhalif Sol Parti'nin bir soru önergesine verdiği gizli yazılı yanıtı sızdırdı.
ARD televizyonunun aktardığına göre notta, Alman hükümetinin Türkiye'yi 'Yakın ve Orta Doğu'da İslamcı grupların merkezi eylem platformu olarak gördüğü' yazıyor.
Alman ARD kanalının Salı günü sızdırdığı hükümetin gizli yazışmasında ayrıca, Alman hükümetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı 'radikal İslamcı örgütleri desteklemekle' suçladığı belirtiliyor.
Financial Times, bu yazışmanın ortaya çıkmasıyla dAlmanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'yle yaptığı yakın işbirliğinin de eleştirildiğini aktarıyor.
Gazeteye göre bu sızıntı Merkel'in, 'Türkiye'ye tanınan imtiyazlardan dolayı eleştirilen göçmen anlaşmasını içinden çıkılmaz bir hale getirebililir."
Gazetenin haberinde şu ifadeler var:
"Sızıntılar yeni bir şeyi ortaya çıkarmıyor. Zira Erdoğan sıklıkla İslamcı örgütlere sempatisini dile getirdi ve Türkiye'de İslamcı bir gündem izliyor."
"Ancak, İçişleri Bakanı'nın Türkiye'nin İslamcı grupları desteklemekteki rolüne ilişkin sert değerlendirmesi Merkel'i utandırabilir ve Berlin'in Türkiye Cumhurbaşkanı'na yönelik eleştirileri hafife almaya devam etmesini güçleştirebilir."
Financial Times, ARD'nin ortaya çıkardığı ve Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Ole Schröder tarafından imzalanan belgenin, gizli haber alma teşkilatına dayandırıldığını yazıyor.
Gazeteye göre belgede Schröder, Erdoğan'ı ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ni, Mısır'da Müslüman Kardeşler, Suriye'de silahlı İslamcı muhalif gruplar, Filistin'de Hamas'ı desteklemekle suçluyor.
Financial Times, "Hamas ile ilişki özellikle ciddi, zira grup, AB tarafından 2003 yılından bu yana terör örgütü olarak kınanıyor" diyor.
Gazetenin haberine göre, darbe girişiminden önce Almanya Başbakanı Merkel, hükümetin medyaya ve muhalif siyasetçilere baskısına dair kaygıları hafife aldı ve darbe girişimi sonrası da binlerce kişinin tasfiye edilip binlerce kişinin gözaltına alınmasına yönelik eleştirilere de sessiz kaldı.
Merkel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilişkisine dair Financial Times şu yorumu yapıyor:
"Göçmen anlaşmasından önce Merkel yıllarca Türk lidere, kısmen otoriter tutumundan dolayı soğuk davrandı."
"Fakat Türkiye aracılığıyla AB'ye göçmen akışının yavaşlatılması için duyulan acil ihtiyaç, Merkel'i Ankara ile anlaşmaya varmaya zorladı. Anlaşma uyarınca da Türkiye'ye para, vizesiz seyahat ve AB üyelik görüşmelerinin hızlandırılması sözü verildi."
"Almanya İçişleri Bakanlığı, haberin 'soru önergesine verilen gizli yanıta atıfta bulunduğu" gerekçesiyle yorum yapmayı reddetti. Dışişleri Bakanlığı da yorum yapmayı reddetti."
"İçişleri Bakanlığı'nın yazılı yanıtının gönderildiği Sol Parti dış işlerinden sorumlu sözcüsü Sevim Dağdelen de 'Ankara'yla ilişkilerde radikal değişikliğe gidilmesi' çağrısında bulundu."
Financial Times'a konuşan Dağdelen şunları söyledi: "İç yazışmalarda 'İslamcılığın merkezi ve İslamcı terörün destekçisi' olarak nitelerken, Erdoğan'a Almanya'nın, AB'nin ve Nato'nun en iyi ortağı gibi davranamazsınız."
Gazete, "Sol Parti iktidardan uzak olsa da", Erdoğan'a eleştirilerin Merkel'in iktidardaki Hristiyan Demokrat Birliği (CDU)/ Hristiyan Sosyal Birliği (CSU) partisine uzandığını ve milletvekillerinin çoğunun da Merkel'in Ankara'ya tanıdığı tavizlerden rahatsız olduğunu yazıyor.
Financial Times ayrıca, Almanya Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen'in de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "özgürlükler ve hukukun üstünlüğü ilkesi pahasına iktidarını güçlendirmek için darbe girişimini 'kullandığı' eleştirisi yaptığını hatırlatıyor.
Financial Times gazetesinde Türkiye'ye ilişkin yer alan bir diğer haberde de darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Akfa Holding'in de bulunduğu 51 işyerinin basıldığı onlarca yöneticinin de gözaltına alındığı aktarılıyor.
Gazete, "Erdoğan'ın kurumsal sektörü hedef alma kararı, hükümeti piyasalarda ve kredi derecelendirme kuruluşlarında güven sağlamaya çalışırken, iş dünyası ve yatırımcıları tedirgin etme riski taşıyor" yorumunu yapıyor ve ekliyor:
"Devam eden tasfiyeler aynı zamanda, darbe girişiminden sonra Türkiye'yi istikrarlı ve güvenli bir ortam olarak öne çıkarmaya çalışan Cumhurbaşkanı yardımcılarının çabalarını da gölgeleme tehdidi yaratıyor."
Gazete, çoğu şirket yetkilisine ulaşamadıklarını belirtirken, Türkiye'yi birkaç hafta önce terk eden Akfa Holding'den bir yöneticinin de suçlamaları "siyasi bir kan davası" olarak nitelediğini yazıyor.
Times gazetesinde Türkiye'ye ilişkin yer alan bir haberde de Hakan Şükür hakkında çıkarılan yakalama kararı ve darbe sonrası soruşturma kapsamında çok sayıda iş adamının da gözaltına alması aktarılıyor.
Times gazetesinde yer alan bir habere göre, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye'den Yunanistan'a kaçan göçmen sayısı arttı.
Atina'daki resmi verilere dayandırılan haberde, darbe girişimi sonrası Türkiye'den Yunanistan'a kaçan göçmen sayısında yüzde 84 oranında artış yaşandığı kaydedildi.
Times bu artışın, Ankara'nın AB ile vardığı göçmen anlaşmasının başarısız olacağı kaygısına işaret ettiğini belirtiyor.
Haberin devamında şu ifadeler var:
"Mart ayında varılan Türkiye-AB anlaşmasından önce, günde ortalama 2500 olan Yunanistan'a giden göçmen sayısı büyük oranda düşmüş olsa da, veriler, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra keskin bir artış yaşandığını ve sayının günde yaklaşık 100'ü bulduğunu gösteriyor."
"Save the Children yardım kuruluşu da son iki haftada adalara ulaşanların sayısının, geçen ayın aynı zaman dilimine kıyasla yüzde 144 arttığını söyledi."
"Yardım kuruluşu, göçmen sayısındaki en büyük artışın Sakız Adası'nda yaşandığını ve bu ay içinde adaya ulaşanların sayısının günde ortalama sekiz kişiden 42'ye çıktığını belirtti."
"Save the Children'ın Yunanistan faaliyetlerinden sorumlu yetkili Katie Dimmer 'En başa dönmek üzereyiz. Varanların sayısının yeniden artmasıyla geçen yaz yaşananların tekrarını görmeye başladık. Ancak bu sefer, sığınma talep edenlerin çoğu kapasitesinden fazla dolan tesisler arasında kapana kısılmış durumda' diyor."
"Güçlü rüzgârlara ve dalgalı sulara rağmen, Sahil Güvenlik ekipleri dün Yunanistan ve Türkiye'yi birbirinden ayıran dar boğazda Midilli Adası'nın kuzeydoğu kıyılarında 51 göçmeni kurtardı."
"Yunan adasındaki yardım çalışanları ve yetkililer, göçmenlerin küçük şişme bir bot içine tıkıştığını ve botun batmak üzere olduğunu söyledi."
"Hellas adlı cankurtaran ekibi başkanı Spyros Mitrisakis, 'Sayılar yeniden artmaya başladı, endişeleniyoruz. Yeni bir kurtarma bölgesi oluşturmayı düşünüyoruz' dedi."
"Anlaşmanın yürürlüğe girdiği Mart ayından bu yana, birçok yardım kuruluşu çalışmalarını azalttı, bazıları da operasyonlarına son verdi."
"Ancak darbe girişiminden sonra göçmen sayısının artmasıyla, Türkiye AB'ye akını durdurmakta başarısız olursa, AB'nin de Ekim ayına kadar vizelerin kaldırılmasını reddedeceği ve tüm anlaşmanın tehlikeye gireceği endişesi doğdu."
İngiltere gazetelerinde İngiliz vaiz Anjem Choudary'nin IŞİD'e destek çağrısı yapmaktan suçlu bulunmasına dair haberler de öne çıkıyor.
The Daily Telegraph gazetesi, hakkında 20 yıldır soruşturma yürütülen Choudary hakkında neden bu kadar geç hükme varıldığı sorusunun sorulduğunu aktarıyor.
Gazetenin aktardığına göre, eski bağımsız terör yasası denetçilerinden Alex Carlile 'terör propagandası yapanların sorumlu tutulabilmesi için yasanın daha açık hale getirilmesi' çağrısı yaptı.
Guardian gazetesi de Choudary'nin en az 100 kişiyi İngiltere'den cihatçılara katılmaya teşvik ettiğini ve 10 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya olduğunu yazıyor.
Guardian ayrıca, haklarında çok sayıda suçlama olmasına rağmen Choudary ve yakın arkadaşı Rahman'ın sosyal medyada faaliyetlerine devam edebildiklerine dikkat çekiyor.
Times gazetesi de haberinde Choudary'nin çok sayıda saldırıyla bağlantılı olduğunu ve büyük bir suç ağı içinde bulunduğunu ifade ediyor.