Gündem

17 Aralık'a takipsizlik kararının 5 sayfası, noktası ve virgülüne kadar TOKİ kararıyla aynı

TOKİ dosyasına verilen takipsizlik kararı ile 17 Aralık kararı benzer çıktı

21 Ekim 2014 14:07

İşadamı Rıza Zarrab ve bakan çocuklarının da aralarında bulunduğu 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına verilen takipsizlik kararının 5 sayfası, 2 Mayıs tarihli TOKİ takipsizlik kararıyla aynı olduğu ortaya çıktı. Noktalama işaretlerine kadar kopyalanan TOKİ davasında takipsizlik kararını veren de 17 Aralık’ın savcısı Ekrem Aydıner.

Şüphelileri arasında eski bakanlar Muammer Güler ve Zafer Çağlayan’ın çocukları Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan ile Rıza Zarrab’ın olduğu 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması takipsizlik kararı ile, aynı savcı tarafından TOKİ dosyasına verilen takipsizlik kararı arasında dikkat çekici benzerlikler bulunuyor.

Canan Coşkun’un Cumhuriyet’teki haberine göre, Savcı Ekrem Aydıner, 17 Aralık takipsizlik kararının 5 sayfasını, noktalama işaretlerine kadar şüphelileri arasında Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar ve Ali Ağaoğlu’nun da olduğu TOKİ dosyası takipsizlik kararından kopyalamış. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Ekrem Aydıner’in kaleme aldığı 17 Aralık takipsizlik kararını 2 Mayıs 2014 tarihli TOKİ takipsizlik dosyasından kopyala-yapıştır yöntemi ile oluşturduğu anlaşılıyor. Kararlarda, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi ve örgüt suçlaması ile ilgili 5 sayfa tamamen aynı. TOKİ takipsizlik kararında 14. sayfasından 19. sayfaya olan kısım ile 17 Aralık takipsizlik kararında 42. sayfadan başlayıp 47. sayfaya kadar olan kısım noktalama işaretlerinden imla hatalarına kadar birebir örtüşüyor.

 

İşte karardan bazı örnekler

 

TOKİ kararının 14. sayfası ile 17 Aralık kararının 42. sayfasında yer “vicdani delil sistemi” bölümü aynen şöyle:

“Günümüzde ceza yargılamasının amacı, keyfi kararların verilmesi değil, maddi gerçeğe ulaşılmasıdır, fakat her şeye rağmen ve ne pahasına olursa olsun maddi gerçeği elde etmek değildir.... Yani ceza yargılamasında maddi gerçeğe ulaşmak amacıyla, sınırsız, hukuk kurallarına aykırı ve sanık haklarını hiçe sayan yöntemler izlenemez... Bu deliller ‘Hukuka aykırı delil’ olarak nitelendirilirler ve yargı makamının ‘vicdani delil sistemi’ndeki hareket sahasının sınırını teşkil ederler. Hukuka aykırı olarak elde edilen deliller, hukuka uygunluğun baştan sona süreceği ceza yargılamasında kullanılamazlar ve hükme esas alınamazlar.”

 

Örgüt tanımlaması

 

17 Aralık takipsizlik kararının 46. sayfasında yer alan örgüt tanımlaması ise yine TOKİ takipsizlik kararının 17 sayfasında yer alan örgüt tanımlaması ile birebir aynı. Tanımlama şu şekilde:

“Teoride ve uygulamada ortak kabul gören şekliyle örgüt; devamlılık, arz eden ve suç işleme amacına yönelen ortak iradeye dayalı devamlı bir oluşumdur. Örgüt, niteliği itibarıyla devamlılık arz eder, soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik ilişki hâkimdir... Yani örgüt bir suç işleme amacıyla değil, belirli olmayan bir dizi suçun tamamlanmasını amaçlamalıdır.”

 

İletişimin denetlenmesi

 

İletişimin denetlenmesine ilişkin 17 Aralık kararının 43. sayfasında yer alan tespit ile TOKİ kararının 15. sayfasında yer alan tespit de kopyala-yapıştır. Tespit şöyle:

“CMK. 135. Maddesi dikkate alındığında, telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi tedbirine ilişkin şartların gerçekleşmesinde kanun koyucunun sıkı bir düzenleme öngördüğü  görülecektir....Bunun dışından birtakım tahmin ve varsayımlarla hareketle, bireylerin haberleşme kayıtlarına girilerek ve esasında adli maksatlı iletişimin denetlenmesi yolu tercih edilmesi gerekirken, önleme dinlemesi varmış gibi tedbire başvurmak hukuka uygun kabul edilemez.”