Politika
BBC Türkçe

2023’te Türk diplomasisini hangi zorluklar bekliyor?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu

01 Ocak 2023 19:59

2023’te yakın siyasi tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacak olan Türkiye, yeni yılda yoğun ve zorlu bir dış politika gündemiyle de uğraşmak durumunda kalacak.

Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna savaşının belirlediği jeopolitik kazanımlarını Batı ile ilişkilerinde dengeyi kaybetmeden sürdürmek isteyeceği bu senede Yunanistan ve Suriye başlıklarının yaklaşan seçimlerden nasıl etkileneceği merak konusu.

ABD ile F-16 satışı sorununu çözmek isteyen Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılım onayı hakkında vereceği karar da Batı ile ilişkilerde önemli bir gösterge olacak.

24 Şubat 2023’te 1. senesini dolduracak olan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi, 2022’de olduğu gibi yeni senenin de en önemli olayı olmayı sürdürecek. Devam eden bu çatışma, NATO üyesi olan ama aynı zamanda Rusya ile çok yakın siyasi, ekonomik ve enerji ilişkisi içindeki Türkiye açısından da 2023’ün en önemli konu başlıklarından biri olmaya devam edecek.

Savaşın başladığı günden itibaren Ukrayna ve Rusya ile temasta kalmaya özen gösteren, Batı’nın baskısına rağmen yaptırımlara katılmayan Türkiye, bir taraftan savaşan taraflar arasında ateşkes ve kalıcı barış için arabuluculuk yaparken diğer taraftan da savaşın yarattığı küresel gıda bunalımının çözümü için devredeydi.

Türkiye ve BM girişimiyle 22 Temmuz’da Rusya ve Ukrayna ile ayrı ayrı imzalanan iki mutabakat muhtırası sonucunda Karadeniz’de oluşturulan “tahıl koridorundan” yaklaşık 15 milyon tona yakın ürünün taşınması sağlandı. 19 Kasım 2022’de anlaşmanın süresi bir kez daha 4 aylık bir süre için uzatıldı. Türkiye’nin 2023’teki amaçlarından biri tahıl koridoru anlaşmasını en az bir sene olmak üzere uzatmak ve Rus tahıl, gübre ve diğer gıda ürünlerinin de artık ihracına başlamak.

Bu ürünler yaptırım kapsamında olmamasına karşın bunları taşıyacak gemilerin sigorta sorunları ve ödemeler konusundaki sıkıntıların aşılamaması nedeniyle henüz Rusya’dan ihracat başlayamadı. Türkiye ve BM’nin bu konudaki çalışmalarında ilerleme sağlandığı ve 2023’te de ihracatın başlayabileceği Ankara’nın öngördüğü gelişmeler arasında.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023’te de Rus ve Ukrayna devlet başkanları ile temaslarını sürdürerek olası barış görüşmelerine ev sahipliği yapmak niyetinde olduğu biliniyor. Ancak Kiev ve Moskova’dan şu ana kadar yapılan açıklamalar, savaşın 2023 seyrine ilişkin umut verici unsurlar taşımıyor. Rusya’nın bahar aylarıyla beraber yeni bir saldırı başlatacağı, Ukrayna’nın da Batı’dan aldığı siyasi, ekonomik ve askeri destekle Rus saldırısına karşılık verip kaybettiği toprakları geri almaya dönük bir yaklaşım içinde olacağı kaydediliyor.

Ankara, barış görüşmeleri için parametrelerin tamamen değiştiğini değerlendirirken, özellikle Rusya’nın Ukrayna’nın sivil altyapısını vurmaya başlaması karşısında ABD’nin Patriot hava savunma sistemlerini göndereceği açıklamasının yeni bir tırmanmanın işareti olarak görüyor.

Ankara'ya yaptırım baskısı artabilir

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimine sert tepki veren ABD, Avrupa Birliği, İngiltere ve diğer Batı ülkeleri arka arkaya yaptırım kararları aldılar. Türkiye, ilkesel tutumunun sadece BM Güvenlik Konseyi’nde alınan yaptırım kararlarını uygulamak olduğunu, dolayısıyla Rusya’ya karşı tek taraflı önlemleri uygulamayacağını kaydetti.

Bu süreçte Türkiye ile Rusya arasındaki ticaretin yüzde 150 oranında artış göstermesi, Türkiye’de açılan Rus şirketlerinin sayısının hızla artması ve Rus oligarkların sık sık Türkiye’de görülmeleri Batı’da yaptırımların Türkiye üzerinden delindiği iddialarını gündeme getirdi. ABD ve AB’li üst düzey yetkililer, 2022’de Ankara ve İstanbul’da görüştükleri hükümet yetkilileri ve özel sektör temsilcilerine yaptırımların delinmesi durumunda kendilerinin de zarar göreceği uyarısında bulundular.

Ankara’da yapılan değerlendirmeler, yaptırım konusundaki baskıların 2023’te de artarak süreceği yönünde. Ancak Türkiye’de seçim ortamını etkileyecek bir durum yaratmaktan kaçınan Batı ülkelerinin Türkiye’ye karşı yaptırım uygulamayı tercih etmeyecekleri de öngörülüyor.

Suriye'ye operasyon yapılacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’in son kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada, 2023’ün gündem başlıkları arasında "terörle mücadelenin üst sıralarda yer alacağını" söylemiş ve özellikle Suriye’nin kuzeyinde yer alan grupların hedef alınacağını kaydetmişti.

Erdoğan, “Özellikle Suriye’den ülkemize yönelik tehditleri tamamen yok etmek için 30 kilometre derinliğindeki güvenlik hattımızdaki boşlukları kapatacak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda terör örgütünün silahlı kapasitesi yanında güç ve destek aldığı tüm kaynaklarını, tüm altyapısını imha edecek yeni bir mücadele safhasına geçeceğiz” ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adını da taşıyan Halk Savunma Birlikleri’ni (YPG) PKK’nın Suriye uzantısı olarak görüyor ve terör örgütü olarak nitelendiriyor. SDG, ABD ile birlikte IŞİD’e karşı mücadele veriyor ve Washington’un siyasi ve askeri desteğini alıyor.

Erdoğan’ın açıklaması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2023’te de Suriye’nin kuzeyine dönük hareketliliğinin süreceğini gösteriyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 29 Aralık’ta düzenlediği basın toplantısında Suriye ile başlatılan sürecin askeri operasyonları engellemeyeceğini kaydetti. Türkiye’deki muhalefet partileri de hükümetin seçim ortamını etkilemek amacıyla sınır ötesi bir operasyon yapabileceği değerlendirmesini yapıyorlar.

Suriye'yle ilk temas

Türkiye bir yandan askeri hareketliliği gündeminde tutarken diğer yandan da Suriye ile 2011’den bu yana ilk siyasi temasını da 2022’in son günlerinde Rusya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdi.

Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e önerdiği Türkiye-Rusya-Suriye üçlü mekanizmanın ilk toplantısında Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ve Suriye istihbarat yetkileri ile bir araya geldiler.

Çavuşoğlu’nun da ifade ettiği gibi tarafların bundan sonraki süreçte dışişleri bakanları düzeyinde bir araya gelmeleri, somut sonuçların ortaya çıkması durumunda da yine Rusya ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın görüşmeleri öngörülüyor.

Ankara, Şam ile müzakerelerde terörle mücadele ve mültecilerin geri dönüşü konusunu öncelikli ele alıyor. PKK ve YPG konusunda Şam yönetiminin işbirliği yapmak istemesi durumunda Türkiye ile Suriye’nin ortak adımlar atabileceği kaydediliyor.

Türkiye ile Suriye arasında bu yönde atılacak adımların Suriye’nin kuzeydoğusunda YPG ile birlikte IŞİD ile mücadelede eden ABD’yi nasıl etkileyeceği bunun Ankara-Washington diyaloğuna nasıl yansıyacağı 2023’de izlenecek başlıklar arasında olacak.

Seçime giden Atina ile gerilim

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in 2022 baharında ABD’ye yaptığı ziyaret sırasında Kongre’den Türkiye’ye yapılacak olan F-16 savaş uçağı satışını onaylamaması çağrısında bulunması Ankara-Atina ilişkilerinde son dönemin en gerilimli döneminin başlatan gelişme olarak görülmüştü.

Karşılıklı suçlamaların giderek arttığı bu dönemde Türkiye, Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmakla suçlamış ve bu adaların egemenliğinin tartışmaya açık olduğunu kaydetmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kuzeyine dönük askeri operasyonlar için kullandığı “Bir gece ansızın gelebiliriz” söylemini Yunanistan’a karşı kullanmış, bu retorik Atina ve AB tarafından bir tehdit olarak algılanmıştı. 2022 boyunca Türk ve Yunan savaş uçakları Ege ve Akdeniz üzerinde birçok kez karşı karşıya gelmiş hatta Ankara, Atina’yı NATO misyonlarına katılan uçaklarını taciz etmekle suçlamıştı.

2023 senesinde de Ege’deki bu gerilimin sürmesi bekleniyor. Yunanistan’da da Temmuz ayında yapılması öngörülen seçimler öncesinde Miçotakis hükümetinin Türkiye ile gerilimi artırabileceği, Girit adasının çevresinde karasularını 12 mile çıkartmak gibi bir planının olduğu Ankara’da dile getirilen iddialar arasında. Çavuşoğlu, sene sonu basın toplantısında bu olasılığa karşı Yunanistan’ı uyarırken TBMM’nin 1995’de aldığı kararı anımsatmıştı. TBMM, o kararda Yunanistan’ın karasularını 6 milin üzerine çıkartmasının savaş nedeni olarak değerlendirileceğini kayda geçirmişti.

Gerilimi düşürmek için devrede olanların başında NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geliyor. Onun yanı sıra Almanya da Türk ve Yunan başkentleriyle yakın temas halinde. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un dış politika danışmanı Jens Plötner, aralık ayında Erdoğan ve Miçotakis’in dış politika danışmanları, İbrahim Kalın ve Anna-Maria Boura ile Brüksel’de yaptığı görüşmede Ankara-Atina geriliminin düşmesi için Berlin’in devrede olmaya devam edeceğini kayda geçirdi.

Kongre F-16'lara onay verecek mi?

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin Türkiye açısından en önemli yansımalarından biri ABD ile ilişkiler açısından oldu. Türkiye’nin savaş boyunca izlediği politikalar, ABD’de Türkiye karşıtı söylemlerin azalmasını ve taraflar arasındaki diyaloğun artmasını sağladı. 2022’de Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile NATO ve G20 zirveleri marjında bir araya geldiler, Ukrayna savaşının yanı sıra Türkiye’nin almak istediği F-16 savaş uçaklarını ele aldılar. Türkiye ve ABD, Stratejik Mekanizma adı altında yeni bir diyalog sürecini de başlattılar. Mekanizma kapsamında iki ülke dışişleri bakanlarının Ocak ayında bir araya gelmesi öngörülüyor.

Biden yönetimi, Türkiye’nin savaş uçağı alım isteğine olumlu baktığını açıkladı ve 2023 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası’na yerleştirilen ve Türkiye’nin F-16’ları alması durumunda kullanımına koşul getiren iki önerinin geri çekilmesini sağladı. ABD Savunma Bakanlığı, F-16 satışı için gerekli Kongre ayağının başlaması için ABD Dışişleri Bakanlığı’na resmi bildirimde bulundu. Türkiye’nin 2023’teki en önemli beklentilerinden biri ABD Kongresi’nden F-16 satışını onaylaması olacak.

İsveç ve Finlandiya NATO'ya alınacak mı?

2023’ün en önemli gelişmelerinden biri de İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelikleri olacak. 30 NATO ülkesinden sadece Macaristan ve Türkiye’nin parlamento onayını vermediği iki İskandinav ülkesi, 2023’ün ilk aylarında bu sürecin tamamlanması beklentisi içinde.

Türkiye, iki ülkeyle Haziran ayı sonunda imzaladığı mutabakat muhtırası tam olarak uygulanana kadar katılım sürecine onay vermeyeceğini kaydediyor. İsveç’te göreve yeni gelen hükümetin attığı adımlar sayesinde ilerleme olduğunu ancak özellikle suçluların iadesi bakımından istenen düzeyde olunmadığını belirten Türkiye, İsveç’in 1 Ocak 2023’ten itibaren yürürlüğe girecek terörle mücadeleyi yoğunlaştıracak anayasal değişiklerinin uygulanmasını değerlendirecek.

Ancak Türkiye’nin süreyi uzatması ve onay sürecini seçimlerin ardına bırakması olasılığı Rusya’ya NATO’yu genişleterek önemli bir mesaj vermek isteyen ABD ve diğer önde gelen Avrupalı güçlerin en önemli kaygı noktalarından biri. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg son yaptığı açıklamalarda, İsveç ve Finlandiya’nın 2023 başlarında ittifaka katılmış olacaklarından emin olduğunu kaydetmişti. Sürecin nasıl gelişeceği yeni yılın özellikle ilk aylarında dikkate izlenecek konular arasında yer alıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir