Ophthalmology dergisinde yayımlanan bir araştırmada yapılan hesaplara göre, 2050 yılına geldiğimizde artmış olan dünya nüfusunun yarısı uzağı görememe (miyop) sorunu ile karşı karşıya kalacak. Bu grubun da yüzde 20’sinin körlüğe ciddi oranda yakınlık riski taşıyacağı öngörülüyor.
Bilim fili'nin haberine göre; 2000 yılından itibaren 2050 yılına kadar, ileri miyop ile görüş kaybı yaşayan vakaların 7 kat artacağı düşünülüyordu. Bunun sebebi de dünya genelinde miyobun kalıcı körlüğe götüre rahatsızlıkların en başında gelmesidir.
Miyop rahatsızlığının bu denli yaygın olması ve artarak yayılmasının sebepleri arasında, çevresel faktörler ve diğer etmenlerle birlikte yaşam biçimleri dolayısıyla dış ortamda veya dışarda geçirilen vaktin azalması ile iç ortamda geçirilen vaktin artması gösteriliyor. İç ortamlarda vakit geçirdikçe ve işlerimizi buralarda yürüttükçe, gözümüzü hep yakın çevreye odaklıyor, gözümüze yakın olan malzemeler veya eşyalarla işimizi yürütüyor, bu sebeple uzun vadede, uzağı görememe sorununu artan risk faktörü ile geliştiriyoruz denilebilir.
Araştırmanın bulguları da bu temel halk sağlığı probleminin önemini ortaya çıkarıyor. Araştırmacılar kısa süre içinde, göz sağlığı merkezlerinin geniş çaplı tedavi ve teşhis programları başlatılmasını öneriyor. İleri miyoptaki hızlı artış da (2000’den itibaren 5 katlık artış gerçekleşmiş durumda) daha kontrol amaçlı tretmanların da geliştirilmesi gerektiğini ortaya çıkarıyor.
Brien Holden Vision Institute CEO’su Professor Kovin Naidoo şöyle açıklıyor:
”Yapmamız gereken şeylerden birisi de çocuklarımıza düzenli , ‘tercihen yılda bir kez’ göz kontrolü yaptırmak olacaktır. Böylelikle eğer risk altında oldukları gözlemlenirse, önleyici stratejiler de geliştirilebilecektir. Bu stratejilerin içinde, dışarıda geçirilen vaktin artırılması olabilir, yakın aktivitelerin ve iç ortam aktivitelerinin özellikle de elektronik aletlerle olduğu gibi yakın odak gerektiren aktivitelerin azaltılması olabilir.”
Naidoo’ya göre diğer kontrol ve önleyici seçenekler de uygulanabilir örneğin; özel dizayn edilen lensler, gözlük camları hatta ilaçlar gibi. Ne var ki, hem verimlilik hem de uygulamadaki geçerliliklerinin bilinmesi için daha detaylı araştırmalar ve incelemelerin yapılması gerektiği öne sürülüyor.