Gündem
BBC Türkçe

28 Ekim 2016 İngiltere basın özeti

İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarında Nissan'ın iki yeni modelini Sunderland kentindeki fabrikasında üretme kararıyla ilgili gelişmeler ön plana çıkıyor.

28 Ekim 2016 09:53

İngiliz gazetelerinin birinci sayfalarında Nissan'ın iki yeni modelini Sunderland kentindeki fabrikasında üretme kararıyla ilgili gelişmeler ön plana çıkıyor.

Financial Times (FT), Japon otomotiv şirketi Nissan'ın kararının Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma referandumunun (Brexit) ardından İngiltere için bir güvenoyu niteliği taşıdığına dikkat çekiyor.

Nissan dün, Qashqai SUV ile şu anda Japonya'da geliştirilen X-Trail SUV'nin yeni versiyonlarını İngiltere'de üretme kararı aldığını açıkladı.

FT konuyla ilgili olarak, "Nissan'ın kararı, İngiltere'nin AB'den çıkmaya hazırlandığı bir dönemde, özellikle de İngiltere'yi Avrupa için bir ihracat üssü olarak gören çok uluslu şirketlerin takınacağı tutumun sinyallerini taşımasından dolayı yakından izleniyor" yorumunu yapıyor.

Gazete ayrıca, bunun Haziran ayındaki referandumdan bu yana bir otomotiv şirketi tarafından alınmış ilk yatırım kararı olduğuna ve kararda Başbakan Theresa May'in Nissan CEO'su Carlos Ghosn'a şirkete Brexit'in etkilerinin tanzim edileceği yönündeki sözünün de rol oynadığına dikkat çekiyor.

Konuyu manşetine taşıyan bir diğer gazete olan The Times ise Ekonomi Bakanı Greg Clark'ın Nissan Yönetim Kurulu'na bir mektup yazarak, hükümetin vaatlerini yazılı olarak sunduğunu öne sürüyor.

Gazetenin özel haberinde, Clark'ın mektubunun, hükümetin, İngiltere'nin serbest ticaret anlaşması yapmadan AB'den ayrılması halinde ortaya çıkacak olan yüksek gümrük vergilerinin yaratacağı maliyet yükünü Nissan'ın üstlenmeyeceğine dair şirkete verdiği bir söz olarak algılandığına dikkat çekiyor.

The Guardian gazetesi de bu kararla birlikte 7 bin kişinin işsiz kalma ihtimalinin ortadan kalktığını ve referandum sonrası ekonomiye büyük bir moral vereceğini ifade ediyor. Ancak gazete, Nissan'ın kararının perde arkasında bazı sözler verilmiş olabileceğinden dolayı siyasi bir tartışma yarattığını ve bunun sonucunda da hükümetin şirkete özel bir teklif yaptığı yönündeki iddiaları yalanlamasına neden olduğunu belirtiyor.

Gazetelerde kendine yer bulan bir diğer önemli gelişme de Londra metrosunda geçtiğimiz hafta bulunan patlayıcı düzenekle ilgili yürütülen soruşturmadaki son durum ve dün yapılan duruşmada yaşananlar oluyor.

The Daily Telegraph, Londra metrosunun North Greenwich istasyonunda bulunan ev yapımı bombanın patlamamasının nedeninin teknik bir hata olduğunu bildiriyor. Gazeteye göre, olayla ilgili tutuklanan 19 yaşındaki şüpheli Damon Smith'e, "insan hayatını tehlikeye atmak ya da mülke zarar vermek niyetiyle" patlayıcı madde bulundurmak ya da imal etmek suçlaması yöneltiliyor.

The Daily Telegraph, içinde bomba düzeneği bulunan çantanın iki kişi tarafından kayıp eşya olduğu düşüncesiyle alındığı ve vatmana teslim edildiğini belirtiyor. Vatman da çantayı kayıp eşya bürosuna götürmek üzere yanına alıyor ve üç istasyon gittikten sonra çantanın içini açıp bakınca düzeneği fark ediyor. Bunun üzerine polise haber veriliyor ve çanta kontrollü bir şekilde patlatılarak imha ediliyor.

Independent da şüphelinin otistik olduğunu ve düzeneği şaka yapmak amacıyla trene bıraktığını bildiriyor. Smith'in 18 dakika süren duruşmada yalnızca adını ve adresini doğrulamak için konuştuğuna dikkat çeken gazete, şüphelinin sık sık annesinin oturduğu alana dönüp el salladığı bilgisini de okurlarıyla paylaşıyor.

The Guardian gazetesinin birinci sayfasında kendine yer bulan sağlık haberinde, yapılan son deneylerin, erkeklerde uygulanan gebeliği önleyici aşının en az kadınların kullandığı doğum kontrol hapları kadar etkili olduğunun tespit edildiği bildiriliyor.

Habere göre, yapılan bir araştırmada 350 erkeğe hormon aşısı yapıldığı ve erkek üreme sistemini "kapatılarak" sperm sayısının kayda değer ölçüde azaltıldığı görüldü.

Bununla birlikte, söz konusu uygulamanın beraberinde depresyon, sivilce ve libidoda artış gibi bazı önemli yan etkilere sahip olmasından dolayı bazı çevreler tarafından kabul edilemez bulunduğu da ifade ediliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir