Türkiye'de hemen her kesim 30 Mart'ta yapılacak seçimlere odaklanmış durumda. Türkiye’de ikamet eden yabancılar da yerel seçimleri ve siyasi partilerin yerel seçim projelerini izliyor. Çünkü bu seçimler onların kendi ülkelerini terk edip yerleştikleri yerlerin yönetimini belirleyecek. Türkiye’de 2009’da yapılan son yerel seçimlerden beri ikamet eden yabancıların sayısında ciddi bir artış var. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin verilerine göre 2009’da Türkiye’de 167 bin yabancı ikamet ederken 2013 yılı sonu itibariyle bu sayı 456 bine yükseldi. Bu topluluk içerisinde Almanların önemli bir payı bulunuyor. Alman Büyükelçiliği’nin son açıkladığı rakamlara göre Türkiye genelinde 70 bine yakın Alman'ın yaşadığı öngörülüyor. Türkiye’ye yerleşen Alman vatandaşları ülkenin Akdeniz kıyılarındaki kimi ilçelerde yoğun olarak yaşıyor. Bu durum diğer yabancılar gibi Alman toplumunun da merkezi yönetim gibi yerel yönetimlerle doğrudan temasları olması durumunu yaratıyor.
Yerel yönetime katılım
Türkiye’de yaşayan Almanlarda yavaş yavaş yerel yönetimlerin farklı mekanizmalarında görev alma inisiyatifi gelişiyor. İstanbul merkezli Die Brücke e.v / Köprü Derneği’nin Başkanı Christine Şenol, Türkiye’deki Almanların doğal olarak yerel yönetimlerde çalışma taleplerinin olduğunu belirtiyor. Başta Almanlar olmak üzere diğer yabancı uyruklu kişilerin katılabileceği mekanizmalar da oluşmaya başlamış durumda. Alanya merkezli Türk Alman Dostluk Derneği’nin Başkanı Fahri Yiğit, Alanya’da belediye nezdinde bir yabancılar meclisi kurulduğunu belirtiyor. Yiğit, “Alanya’daki bu mecliste her ülkeden birkaç temsilci bulunuyor. Meclis üyeleri seçimle değil atama ile belirleniyor” ifadelerini kullanıyor. Henüz Alman toplumundan bir örneği çıkmasa da Türkiye’nin Akdeniz kıyılarının diğer kalabalık topluluğu Ruslardan yerel yönetimde görev almak için adım bir adım geldi. Rus Sanat ve Kültür Derneği Başkanı olan ve çifte vatandaşlığı bulunan Irina Balcı, bir partiden Antalya’nın Konyaaltı Belediye Meclis üyeliğine aday oldu.
Genelden yerele talepler
Türkiye’de yaşayan Almanların yerel yönetimlere yönelik talepleri olduğu gibi genel düzeyde de talepleri bulunuyor. Türkiye’nin gitgide hukuk devleti niteliğini yitirdiği düşünen Adana merkezli Türk Alman Kültürel İşbirliği Derneği’nin Başkanı Annette Coşkun, ülkedeki Almanların yerel yönetimden taleplerini kısaca şöyle özetliyor: “Her Türk vatandaşının talebi olan parti ve kişisel çıkarlardan daha çok halka hizmet sunmalarını biz de talep ediyoruz.” Christine Şenol da her beş senede bir yenilenmesi gereken oturum izinleri ile ilgili düzenlemelerin dönüştürülmesi taleplerini dile getiriyor. Türk Alman Dostluk Derneği Başkanı Fahri Yiğit ise Almanların genel talep ve sorunları kadar yereldeki taleplerine de dikkat çekiyor: “Almanların oturma izni ve tapu işlemleri ile ilgili talepleri var. Bununla birlikte burada daha çok yaşlı Almanlar yaşadığı için bir bakımevi kurulması da talepler arasında. Birkaç Alman yatırımcı bu konu için geldi. Fakat Alman hükümetinin Türkiye’deki bakımevinde bulunan bir kişinin masraflarına katkısı olamayacağı için yatırımdan vazgeçtiler. Bakıma muhtaç olan Almanlar geriye dönüyor. Halbuki birçoğu burada gömülmek istiyor. Bir yabancılar mezarlığımız doldu ve yeni bir yer daha açıldı.”
