Lüneburg'da yayımlanan Landeszeitung adlı gazetenin Türkiye'deki mahalli idareler seçimlerine ayırdığı yorum özetle şöyle:
“Rakip başkan adaylarının taraftarları arasındaki çatışmalarda sekiz kişinin ölmesi, Türkiye'deki yerel seçimlerin sadece belediye başkanlarının belirlenmesinden çok daha fazla önem taşıdığını göstermeye yeter. Erdoğan on bir yıldır, Kürt meselesi de dâhil olmak üzere Türkiye'yi birleştirmeyi başaramadı. Toplumda derin bir kutuplaşma oldu. AKP'nin kendini arınmış İslamcıların partisi olarak lanse etmesine rağmen, Türkiye'yi köklü bir şekilde İslamlaştırma hedefini güttüğü anlaşılıyor. Erdoğan, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının yeniden kazanılması kendine verilmiş güvenoyu addedecektir. İncelik gösteremeyen otokrat lider demokratik usullerle Türkiye'yi demokratik değerlerden uzaklaştıracaktır.”
Stuttgarter Zeitung yerel seçimleri konu alan yorumunda Türk toplumunun bölünmüşlüğüne işaret ediyor:
“Recep Tayyip Erdoğan bölünmüş bir ülkenin başbakanlığını yapıyor. Muhafazakar seçmenlerini kendi safında koruyabilmek için son aylarda kasıtlı olarak bölünmüşlüğü daha da derinleştirdi. Bunun siyasi bedeli yüksek olur, siyasi atmosfer kirlenir. Şimdi gereken uzlaşmacılık, şeffaflık ve diyalogdur ki bunların hiçbiri Erdoğan'ın son aylarda takındığı siyasi üsluba uymamaktadır. Hükümet başkanı muhaliflerine hasım gözüyle baktığı sürece Türkiye huzura kavuşmayacaktır.”
Leipziger Volkszeitung gazetesi Ukrayna'daki devlet başkanlı adaylarına ayırdığı yorumda şu görüşlere yer veriyor:
“Eski dünya boks şampiyonu Vitali Kliçko ringi terk ediyor. Seçim mücadelesinden önce yapılan objektif analizler Kliçko'nun Almanya'da daha popüler olduğunu gösterdi. Yumruklarıyla milyoner olan eski boksör artık servetini çikolatayla yapan Petro Poroşenko'yu destekleyecek. Dışişleri ve Ekonomi Bakanlığı yapmış olan Poroşenko hiç olmazsa siyasi tecrübe toplamış bir aday. Ancak o da farklı devlet başkanlarına bakanlık yaparken son derece esnek davranmış ve siyasi tutumunda sürpriz değişiklikler olmuştu. Ancak Poroşenko, kamuoyuna sızan nefret dolu ifadeleriyle demokrasi anlayışından kuşku uyandıran Timoşenko'ya göre daha güvenilir bir adaydır.”
Bielefeld'de yayımlanan Neue Westfaelische gazetesi Rrusya ile ABD arasındaki yakınlaşma arayışını şu cümlelerle değerlendiriyor:
“İlk uzlaşma sinyalleri gelmeye başladı. Vladimir Putin'in telefonla Barack Obama'yı aramış olması, Kremlin liderinin mutlak çatışma ortamına sürüklenmek istemediğini gösterdi. Lakin, ürkek yumuşama sinyallerine rağmen Kırım'ı Ukrayna'dan koparıp almak Rusya Devlet Başkanı'na yetecek mi, yoksa Putin nüfuz alanını daha da genişletmeyi mi amaçlıyor, o belli değil.
Bir noktada Putin'in politikasına anlayış göstermek gerekir. Batı'nın NATO'yu Rusya'nın ön bahçesi durumundaki Ukrayna'ya kadar genişletmeye çalışması, hataydı. Rusya'yı eleştiren Avrupalı politikacılar bile artık bunu teslim ediyor. Ukrayna için bulanabilecek tek çözüm azami pozisyonlar arasında olmayanıdır. Önemli olan, Putin'e karşı sertleşme ile boyun eğme arasında seçim yapmak değil, çözüm üretebilmektir. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gözlemcilerinin görevlendirilmesi isabetli olmuştur. Krizde AGİT'e daha fazla sorumluluk verilmeli ve söz hakkı tanınmalıdır. Soğuk Savaş'tan kalma bu oluşumda krizde taraf olan bütün devletler temsil edilmektedir.”