Yaşam
Deutsche Welle

"Trakya'da termik olmaz be ya!"

İllerinde termik santral istemeyen Kırklareli halkı, ÇED toplantısının düzenlenmesini engelledi. Makam aracını sopayla kovalayan bölge sakinleri "Zehir solumak istemiyoruz" sloganları attı.

04 Ağustos 2018 16:46

“Yaz kızım gazeteciysen, yaz! Sesimiz cumhurbaşkanına gitsin!”

Halime Sevil, Kırklareli’ne yapılması planlanan termik santral projesinin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) toplantısını protesto etmek için sabahın erken saatlerinde İnece Beldesi’ne akın eden yüzlerce yaşlı kadından yalnızca biri… 70 yaşındaki Halime Teyze çok öfkeli, konuşurken elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor:

“Bütün bizim burada mahsul çıkıyor kızım. Domates, biber, ne ararsan… Santral kurulursa çoluğumuz çocuğumuz zehir yiyecek. O santral yapılırsa öldürürüm kendimi orada. Yaptırtmam!”

Kırklareli; Çerkezköy ve Vize ile Trakya bölgesine termik santral yapılması istenen üç yerleşme alanı arasında… Deba Madencilik tarafından Kırklareli Ovası’na üç kilometre uzaklıkta yapılması planlanan “Eren-1 Entegre Termik Santrali” projesine halk oldukça tepkili. İnece Beldesi’nde toplanan kalabalık, yüzde 84’ünü tarım, yüzde 16’sını ise orman arazisi oluşturan proje alanı için düzenlenecek ÇED toplantısını yaptırmamaya kararlı…

“Nefes almak istiyoruz, duman değil”

Toplantıyı protesto için bir araya gelen Kırklareliler, davul sesleri eşliğinde “Termik santral istemiyoruz”, “Direniş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıyor. Ellerinde, “Trakya’nın toprağı doyurur, termiğin kömürü öldürür”, “Kömürlü termik santrale hayır” dövizleri… Sohbet ettiğimiz bir jandarma eri, “Buraya santral yaparlarsa halk yandı valla” diye geziniyor.

53 yaşındaki İpek Aral, kanser tedavisi görüyor. Tedavi nedeniyle boğazında açılan yaraları yılgınlık içinde gösteriyor. “Her ay Edirne’deyim, hastaneye gidiyorum. Santral istemiyoruz. Biz nefes almak istiyoruz, duman değil” diye isyan ediyor.

Mehmet Cebeci (57), Dokuz Höyük köyünden gelmiş. Köyde domates, biber, patlıcan, ayçiçeği, erik ve şeftali yetiştiğini anlatan Cebeci de konuşurken gözlerinden ateş fışkıranlardan: “Hayvancılık ölecek, tarım ölecek. Bizim köyden günde 50 ton süt çıkıyor. E otlar zehirli olacak, sütümüzü satamayacağız. Sonra ne olacak? Yazık, günah…”

“On beş gündür uyku uyuyamıyorum”

Barikatlara tırmanmış üç küçük çocuk, “Zehir solumak istemiyoruz” diye bağırıyor. Bir ağaç gölgesini mesken tutarken slogan atan ufaklıkları seyreden 76 yaşındaki Fatma Efe, torunları ve çocukları için sağlıklı bir yaşam istediğini söylüyor. “Kömür kokusu istemiyoruz. Sağlıklı yaşamak istiyoruz kızım” diyor.

Aynur Akgüneş, kocasını ve babasını kanserden kaybetmiş. Çocukluğu ve gençliği, Dokuz Höyük köyünde geçmiş. Köyü için, “Tek başına sadece Trakya’yı doyurma kapasitesi olan bir yer” diyor. Aynur Hanım, santral projesini duyduğundan beri kendini ne kadar çaresiz hissettiğini anlatıyor. “On beş gündür uyku uyuyamıyorum. Nasıl sesimizi duyursak, ne yapsak diye dönüp duruyorum. Bugün burada olmayı iple çektim” diye konuşuyor.

Makam aracını sopayla kovaladılar

Nihayet ÇED toplantısı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri ile Deba Madencilik temsilcileri toplantının yapılacağı alana geliyor. Protesto için toplanan kalabalıktan güçlü bir “Yuh” sesi yükselirken bazı vatandaşlar barikatlara tırmanmaya başlıyor. Giderek dozu artan protesto üzerine yetkililer alanı terk etmek zorunda kalıyor. Kimi yaşlı teyzeler ellerinde sopalarla makam araçlarını kovalarken kimisi de elindeki şişeden su dökerek tepki gösteriyor. Eylem sonuç verince toplanan kalabalık rahatlıyor. Yüzler gülmeye başlayınca Kırklareli halkı, ÇED toplantısını yaptırmamayı başardığı için kocaman bir alkış tutturuyor.

Termik santrale karşı olan Kırklareli halkının tek derdi, seslerini tüm Türkiye’ye duyurabilmek… Protestolarda en önde bulunan yaşlı kadınlardan Semiha Ergün tam da bu yüzden, ÇED toplantısını engellemiş olsalar da, “Benim diplomam yok. Üniversiteli değilim, ortaokullu değilim. Ben toprağın çocuğuyum. Ellerini vicdanlarına koysunlar” diye basın mensuplarına seslenmeye devam ediyor.

"Üç santral 11 bin 230 erken ölüme neden olabilir”

Santralde kullanılacak linyitte yüksek miktarda cıva bulunmasına rağmen projenin ÇED başvuru dosyasında cıva ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor. Yılda yedi bin saat çalışacak termik santralde bir yıl içinde yakılacak kömür miktarı, 2 milyon 506 ton… “Trakya’ya Termik Santral Olmaz Be Ya” kampanyası yürüten Greenpeace Akdeniz yetkililerine göre, kurulması planlanan termik santral yaratacağı hava kirliliği, tüketeceği yer altı suyu ve neden olabileceği asit yağmurları ile bölgedeki tarımı olumsuz yönde etkileyecek.

Greenpeace İklim ve Enerji Proje Sorumlusu Onur Akgül, Trakya bölgesine üç termik santral kurulduğu takdirde bu projelerin 11 bin 230 erken ölüme neden olabileceğini dile getiriyor. Diğer yandan, santrallerin yılda 550 astım atağı ve 7 bin 800 solunum bozukluğu vakası yaratması da ihtimal dahilinde bulunuyor. Akgül, “İklim değişikliğinin hemen her gün bir felaketle kendini gösterdiği günümüzde kömür konusunda en doğru tercih onu yer altında bırakmak” diyor.

Burcu Karakaş / Kırklareli

© Deutsche Welle Türkçe

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle