Berlin’de çıkan die tageszeitung Avusturya BaşbakanıWerner Faymann’ın başbakanlık ve parti liderliğinden istifasını şöyle yorumluyor:
“Werner Faymann nihayet gidişata bir dur dedi. Politikacı uzun süredir istifa çağrılarını duymazdan geliyordu. Bir anda gelen istifası, başı dik olarak makamından çekilmek ve Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nin yenilenmesini, yaklaşık sekiz yılda neredeyse 20 seçim kaybeden birisinden daha inandırıcı bir şekilde satabilecek birine bırakmak için son fırsattı muhtemelen. Aşırı sağcı Avusturya Özgürlükçüler Partisi'nin adayı Norbert Hofer’in seçimlerin ikinci turunda cumhurbaşkanı seçilmesi halinde – ki anketler bunu gösteriyor – ülkede yeni bir dönem başlayacak. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avusturya’da Sosyal Demokratlar ile Halk Partisi’nin siyasetin gidişatını belirlediği, makamları kendi aralarında paylaştığı düzen sona erdi. İki büyük partinin de Özgürlükçüler Partisi’ni küçük ortak alarak koalisyon kurma olasılığına hazırlıklı olmak gerek.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin gelişmeler ile ilgili değerlendirmesi de şöyle:
“Faymann’ın siyasi kaderi – kişisel faktörleri bir yana bırakırsak - büyük bir koalisyonun yüz yüze olduğu sorunların da bir aynası aynı zamanda. Avusturya Sosyal Demokrat Partisi ve Avusturya Halk Partisi sürekli olarak güven, destek ve oy kaybına uğradı. Almanya’daki büyük koalisyon ile paralellikler de göz ardı edilemeyecek boyutta. Aynı zaman zarfında ise Avusturya Özgürlükçüler Partisi, siyasi yelpazenin sağ kanadında kendini ‘gerçek bir alternatif’ olarak sundu. Faymann’ın başbakan ve parti lideri olarak halefi, Özgürlükçüler Partisi ile konuşup tartışmanın yolunu bulmak zorunda. Açıkça, akıllıca, çekinmeden. Bunun kaçar yolu yok. Bunun ötesinde Halk Partisi de liderini değiştirmek zorunda kalabilir.”
Yunanistan hükümetinin tasarruf ve vergi zammı paketi pazar gecesi parlamentoda onaylandı. Böylece emekli maaşlarının daha da düşürülmesi ve gelir vergisinin arttırılması kabul edilmiş oldu. Frankfurter Rundschau konuya ilişkin şu satırlara yer veriyor yorum sütununda:
“Yunanlar sadece kendi hükümetlerinin beceriksizliğini yaşamıyorlar. Yunan halkı aynı zamanda, hedefine ulaşamayan yanlış politikalırın faturasını ödemenin ne anlama geldiğini görüyor. Ve zayıf bir ülke üzerinden örnek göstermek isteyenlerin en başında Berlin hükümetinin olduğunu da biliyorlar. Alman Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, bir devletin hareket yeteneğini tasarruf önlemleriyle kısarak o devletin hareket yeteneğinin yeniden sağlanabileceğine hâlâ inanıyor olabilir. Ama gerçekler bu inancı çoktan yalancı çıkardı. Yunanların kitlesel halde aşırı sağa kaymaması bir mucize aslında. Alman halkı benzeri şartlar altında yaşamaya zorlansaydı, sağcı popülist parti Almanya için Alternatif çoktan mutlak çoğunluğu ele geçirmişti.”
Düsseldorf’ta çıkan Handelsblatt gazetesinde ise şu yorumu okuyoruz:
“Yaklaşık altı ay önce bahsi geçen yeni başlangıcın esamesi bile okunmuyor artık. Şu anki tablo daha çok, bitmek bilmeyen kurtarma dramında yeni bir bölümü andırıyor sadece. Yunan hükümeti taahhüt edilen önlemlerin hayata geçirilmesinde yine takvimin aylarca gerisinden geliyor. Kreditörler bu yüzden yine milyarlık yeni kredi dilimine yeşil ışık yakılmasını beklemeye aldılar. Ve Atina yine iflasın eşiğinde. Büyük bir ihtimalle para, son yıllarda hep olduğu gibi vaktinde yine Atina’ya aktarılacak. Zira İngiltere’nin Avrupa Birliği’nde kalıp kalmamayı oylayacağı referandumun öncesinde Avrupalıların başka sorunlara ihtiyacı yok. Tsipras özellikle, kendisine oy verenler arasında tartışmalı olan reformları hayata geçirmekte yavaş davranmaya çalışıyor. Yunanistan Başbakanı ayrıca borç yükünü hafifletmeleri için kreditörleri ikna etmek istiyor. Oysa bu gerçekleşse bile, gelecek dört yılda tek bir cent getirisi olmayacak, zira Euro devletlerine olan kredi borçlarının geri ödenmesine zaten ancak 2020'de başlanacak. Ama Tsipras'ın bunu başarması başbakan için siyasi bir kazanım olacaktır.”