Alman sanayi devi Siemens'in şirket merkezi kısa süre önce Münih'teki yeni binasına taşındı. Yönetim kurulu başkanı Joe Kaeser binayı öve öve bitiremiyor ve “Her şeyiyle mükemmel, her tarafı cam ve şeffaf, tabureyle koridorda oturup çalışabilirsiniz bu binada”, diyor. Kaeser uzaktan izlediği gençlerden oluşan bir grubun ne kadar neşeli olduğunu görünce yanlarına gitmiş.
Karşılarında yönetim kurulu başkanını görünce ürken gençler Kaeser'e, aslında çene çalmayıp çalıştıklarını söylemişler. Kaeser de onları yatıştırmaya çalışmış ve “Sadece hal hatır soracaktım” demiş. Genç Siemenslilerin hallerinden, kendisine pek inanmadıklarını ve samimi olup olmadığını merak ettiklerini anlamış.
‘Eğlenmeye bakın'
Joe Kaser bu hadiseyi Almanya'nın ekonomik ve sosyal sistemindeki değişikliklerin konu alındığı ‘Sosyal Piyasa Ekonomisine Düşünme Alanı' adlı konferanslar dizisi sırasında aktardı. Frankfurt, Leipzig ve Münih'te düzenlenen konferanslarda nüfus yapısının değişmesi, küreselleşme ve dijital transformasyon konuları işlendi. Berlin'deki son konferansta ise mart, haziran ve temmuz aylarındaki buluşmalardan çıkan sonuçlar değerlendirildi.
Berlin'in eski iç limanındaki bir depodan dönüştürülen toplantı salonundaki buluşmaya katılan 150 kişinin arasında çok sayıda genç uzman da bulunuyordu. Yönetim kurulu başkanı Joe Kaeser onlara şöyle nasihat etti: “Neşenizi kaybetmeyin. Çalışsanız da çalışmasanız da işinizi bitirmeye bakın.”
Kaeser üç gün mü, yarım gün mü yoksa hafta da yedi gün mü çalışıldığı, Almanya, İspanya ya da Amerika'da mı olunduğunun kendisi için fark etmediğini belirtti ve ekledi: “Önemli olan, doğru sonuca varılması ve kararlaştırılan işin tamamlanmasıdır. Değişikliklerin aynı zamanda fırsat olduğu da kavranmalıdır.”
Dijitalleşmenin toplumun sonuca odaklanmasını kolaylaştırdığını belirten Siemens yönetim kurulu başkanı, ‘verimin fizik dersinde öğrenildiği gibi güç çarpı yol değil iş bölü zaman olduğunu' söyledi.
Çalışma hayatının değişen çehresi
Berlin'deki ‘Piyasa Ekonomisine Düşünme Alanı' konferansında söz alan Almanya Eğitim Bakanı Johanna Wanka iş hayatında esneklik, aileye daha fazla zaman ayırabilme, hayattan zevk alma ve hayatına anlam kazandırmanın otomatiğe bağlanamayacağını ve bir süreç ve gelişmeden ibaret olan çalışma hayatının bütün katılımcılarının ortak çalışmasıyla şekillendirilebileceğini söyledi. Bakan eğitimde problemleri çözme yeteneğine ve yaratıcılığa daha fazla önem verilmesinin gerekliliğine de vurgu yaptı.
Dijitalleşmenin sürekli erişilebilir olmayı kolaylaştırmasının stres yaratabileceğine işaret eden Joe Kaeser bu problemin akıllı telefon kapatılarak halledilebileceğini dilde getirdi. Modern çalışma şartlarının sosyal standartların altını oymaması için devletin düzenleyici olması gerektiği şeklindeki savın taraftar bulmamasını Eğitim Bakanı Wanka, “Salonda sendikacıların olmadığı anlaşılıyor” şeklindeki sözlerle değerlendirdi.
Ekonomi nasıl güçlenir?
Sosyal piyasa ekonomisinin ‘herkese refah payı' şeklindeki vaadi on yıllarca tartışılmamıştı. İşletmelerde çıraklıktan emekliliğe kadar çalışılır, işletme sahibi çalışanları için sorumluluk taşırdı. Ekonomik başarı sosyal ilerleme ile eş tutulurdu. Küreselleşen dünyamızda bu değerler önemini kaybetti. Dijitalleşme ve nüfus yaşlanması da değişimi hızlandırdı. Düşük ücretle çalışmak zorunda olanlar artıyor. Robotlar insanın işini elinden alıyor. Güvensizlik artıyor. Dijitalleşmenin işsiz bıraktığı insanlar ne olacak? Sosyal piyasa ekonomisi ömrünü tamamladı mı?
Alman Posta şirketi DHL'nin yönetim kurulu başkanı Frank Appel sosyal değerlerin ve ideallerin yaşatılacağı görüşünde. Appel sosyal güvenlik ile rekabet olarak adlandırdığı kutupları birleştirmek zorunda olduklarını belirtti ve ekonomik ve sosyal hedeflerin uyumlaştırılmasının işletmeciliğe ilham kaynağı olduğunu söyledi. Sadece kârı yükseltip hissedarların cebini doldurma düşüncesinin ileriyi iyi görememek olacağı da Appel'in dile getirdiği görüşler arasındaydı.
Yanıtsız kalan sorular
Çalışma hayatındaki hızlı değişimin devlet eliyle koordine ve finanse edilmesinin mümkün olmadığını ve sosyoekonomik reformların yerleşik düşünce tarzını etkilemeyeceğini ifade eden ekonomist Clemens Fuest, ‘şapka değiştirir gibi zihniyet değiştirilemeyeceğini' söyledi. Ekonomik araştırma enstitüsü ifo'nun başkanı olan Fuest, ‘herkesten gücüne göre vergi alınması ve sermaye piyasasının kesin kurallara bağlanması' gibi adımların gerekli olduğunu vurguladı.
Berlin'deki konferansta ortaya atılan soruların çoğu yanıtsız kaldı. Son konuşmacı olarak mikrofona gelen Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, bunun hiç de fena olmadığını, ‘hemen sonuç getirmeyen tartışma sürecinin ilerleme sağlanmasına yardımcı olacağını ve en önemlisin diyalogun yaşatılması olduğunu' dile getirdi.