Türkiye’nin çekilme kararının ardından İstanbul Sözleşmesi’nin 1 Temmuz’da yürürlüğünün sona erecek olmasına tepkiler sürerken, hükümetin Meclis’e sunduğu 4. yargı paketinde yer alan cinsel istismar, kasten öldürme, işkence gibi “katalog suçlar” için “somut delil” şartı aranması tartışma yarattı. Kadın örgütleri temsilcileri, “Kadın ya da çocuğa yönelik cinsel suçlardan tutuklama imkânsız hale gelecek” uyarısında bulundu.
Cumhuriyet'ten Sibel Bahçetepe'nin haberine göre; İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu, özellikle çocukların cinsel istismarında makul şüphe yerine somut delil, görüntü ve ses kaydı aranması halinde bu uygulama, istismar edenin korunması anlamına geleceğini söyledi. Moroğlu, “Yargı reformunun odağında insan hakları ve hukukun üstünlüğü olmadıkça, kadına yönelik şiddet ve çocuğun cinsel istismarı suçları görmezden gelinmesine, suçluların aklanmasına yol açacaktır" dedi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) sözcülerinden Avukat Hülya Gülbahar, “Katolog suçlar içinde kaçakçılık, insan ticareti, cinayet, aynı zamanda çocuk cinsel istismarı, tecavüz ve cinsel saldırı suçları da var. Bu kanun değişikliği ile artık kadın ya da çocuklara yönelik cinsel suçlardan herhangi bir tutuklama yapılması imkânsız hale gelecek. Tutuklamada görüntü, ses kaydı vb. somut delil kriteri aramak aynı şekilde mahkûmiyet açısından da somut delil olmadığı takdirde mahkûmiyet verilmemesi sonucu doğuracak” dedi
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kurucusu, avukat Canan Arın ise “Daha geçen gün 12 yaşındaki bir çocuğa herkesin gözü önünde saldıran adamı bıraktılar. Artık ne diyeceğimi bilemiyorum, sözün bittiği yerdeyiz. Tecavüz denen olay dört duvar arasında cereyan eder, hiçbir erkek bir kadına tecavüz ederken sahneye çıkıp ‘ey ahali gel beni seyret, ben kadına tecavüz ediyorum’ demez. Onun tanığını bulmak hemen hemen mümkün değildir. Erkekleri tecavüz suçundan kurtarmak, korumak, tecavüzü teşvik etmek için yapıyorlar bunu. Kadın cinayetlerinin, şiddetin arttığı dönemde bu madde korkunç. Umarım bir gün hukukun uygulandığı kadınların insan haklarına saygı duyulduğu bir ülkeye, hükümete kavuşuruz” dedi.