65+ Yaşlı Hakları Derneği Genel Müdürü Özlem Yalçınkaya, 65+’nın da herkes kadar risk altında olduğunun altını çizerek, 65+’ya kısıtlama koymak yerine düzenli tarama, daha fazla test ve temaslı takibiyle hastalığı belirtisiz geçirenlerin ya da taşıyıcı olanların belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
"Hem haysiyet hem de eşitlik ilkesi bakımından kısıtlamaları yerinde bulmuyoruz"
Hürriyet gazetesi yazarı Fulya Soybaş'a konuşan Yalçınkaya, “Kısıtlama ilk önce ‘koruma’ ve ‘kollama’ düşüncesiyle 65+’ya geldi. İyi ve yerinde bir karardı, hepimiz de destekledik. Hayat bir süre sonra herkes için normale dönerken onlara kısıtlamalar tam olarak kaldırılmadı. Hem haysiyet hem de eşitlik ilkesi bakımından kısıtlamaları yerinde bulmuyoruz.” dedi.
65+’nın kural ve yasaklara en iyi uyum sağlayan grup olduğuna da dikkat çeken Yalçınkaya, alınan yeni tedbirlerin bu yaş grubundakilere kendilerini ‘değersiz’ ve ‘işe yaramaz’ hissettirdiğini dile getirdi.
Yalçınkaya, “Kısıtlamalar 65+’ya hayata ve ekonomiye sanki hiç katkıları yokmuş gibi hissettiriyor ki bu da onur kırıcı. Eve kapanan yaşlıların bilişsel ve fiziksel kapasitelerinin çok zorlandığını, demans belirtilerinin doğal seyrinden farklı bir hızda arttığını, hareket yeteneğinin azaldığını gözlüyoruz. Onların da bir rutini, fiziksel ihtiyaçları, özgürce dolaşabilme hakları var. Kaldı ki maske-mesafe-hijyen kuralına sadıklar. Dışarıda olmaları herkes kadar riskli.” ifadesini kullandı.
Yazının devamı için tıklayın