Financial Times, Türkiye'de kamuya ait birçok büyük şirketin Varlık Fonu'na devredilmesini ele alan bir habere yer veriyor.
"Erdoğan, ekonomik büyüme umutlarını varlık fonuna bağladı" başlıklı haberde, "Recep Tayyip Erdoğan, zayıf para birimi ve artan finanslama maliyetleri karşısında, kişisel mirası ve ülke ekonomisi için kritik önemde olduğunu düşündüğü büyük altyapı projelerini yürütebilmek için, ülkenin yeni varlık fonunu belirgin şekilde büyüttü" deniliyor.
Haberde, Türk yetkililerin bu hamleyle fona, altyapı projelerinde kullanılacak daha ucuz kredilere erişim sağlayabilecek mali gücün verildiğini söylediği belirtiliyor. Haber şöyle devam ediyor;
"Umut edilen, altyapı projelerinin geçen yılki darbe girişiminden, bir dizi terör saldırısından ve hükümetin kovuşturmalarından sonra zor duruma düşen ekonomiyi hareketlendirmesi. Geçen yıl yüzde 17 değer kaybeden Türk Lirası dünyanın en kötü performans sergileyen para birimlerinden biri oldu ve tüm başlıca kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına düşündü. Adının açıklanmasını istemeyen bir Türk yetkili 'Bu, çok basit bir soruna çok zarıif bir çözüm. En iyi şirketlerimizin gücüyle rekabetçi düzeylerde kredilere alınabilecek' dedi"
Ancak Financial Times, uzmanların bu hamlenin hükümetin finans sorunlarını gidermeye yardım edeceğinden şüpheli olduklarını belirtiyor.
Haberde görüşlerine yer verilen Global Source Partners Uzmanı Atilla Yeşilada, "Varlık Fonunu bir muhasebe oyunundan daha fazlası olarak görmenin zor olduğunu" söylüyor.
Yeşilada "Varlık Fonu'nun yaklaşan yabancı fon bulma sıkıntısına çözüm olarak görmek zor. Kredi notu Hazine'ninkinden daha fazla olmayacak ve projelerin ihtiyaç duyduğu miktarı, diyelim yılda 10 milyar doları bulmak, Türk bankaları ve şirketlerini dışlayabilir" diyor.
Atilla Yeşilada ayrıca, anayasa değişikliği referandumunu kazanması halinde fonun "ülkenin ekonomik gelişmesini yönlendirmede büyük bir vasıtayı ele geçirecek olan" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "takdirinde" yönetileceğini söylüyor.
Haberde ayrıca, fonun beş kişilik yönetim kurulunun Erdoğan'a yakın isimlerden oluştuğu ve Başbakan Binali Yıldırım'a karşı sorumlu olacağı söyleniyor. Financial Times, fonun denetlenmesi işinin de Sayıştay yerine, bağımsız kuruluşlara yaptırılmasının planlandığını aktarıyor.
Uluslararası Af Örgütü'nün, Suriye'nin başkenti Şam yakınlarındaki Saydnaya askeri hapishanesinde, beş yılda çoğu sivil rejim muhalifi 13 bin kişinin idam edildiğini söylediği raporu, İngiltere basınında yankı bulmaya devam ediyor.
Başyazılarından birinde konuyu ele alan Guardian, "Esad'ın kurbanları için adalet uzak ama gerekli bir ihtimal" diyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
"Savaşın sonunu getirecek bir anlaşmaya niyetli Rusya, geçen ay Astana görüşmelerinde rejimle safları bozdu. Ama bunu Esad'ı desteğini çantada keklik görmemesi ve çok farklı amaçları ve öncelikleri olan diğer hamisi İran'a fazla yaklaşmaması için uyarıda bulunmak adına yaptı. Daha önce çok yüksek perdeden Esad'ın gitmesini isteyen Türkiye, Rusya'yla ilişkilerini tamir ederken geri adım attı. Sözünü sakınmayan ama büyük ölçüde etkisiz Obama yönetimi gitti. Donald Trump muhaliflere desteği kesebileceği işaretini verdi. Güvenliği ABD'de aramadıkları sürece Suriyelilerin çektiği acılarla çok ilgilenmiyor. IŞİD'a odaklanma kararlılığı Esad tarafından "ümit verici" diye nitelendi. IŞİD'in karşılığı Suriye Cumhurbaşkanı olamaz. Barbarlığı sorunun büyük bir kısmı...Esad'ın en nihayetinde yargılanması uzak bir ihtimal ama iki açıdan gerekli de. Saydnaya Hapishanesi'ndeki kurbanları adaleti hak ediyor ve gelecekteki zalim diktatörler caydırılmalı."
Times da ise Suriye lideri Beşar Esad'ın, hükümetine karşı getirilebilecek bir savaş suçları dosyasına aldırmadığı yönündeki sözleri yer alıyor.
Haberde, Belçika medyasına konuşan Esad'ın Birleşmiş Milletler'i taraflı olmakla suçladığı ve kendisine Lahey'de açılabilecek bir dava ihtimaline aldırmadığını söylediği aktarılıyor.
Esad, "Ben cumhurbaşkanı olarak ülkemizi savunmak için görevimi yapıyorum. Aynı şey hükümet ve ordu için de geçerli. Bu meseleye bakmıyoruz ve aldırmıyoruz" diyor.
Yine Times'ın dünya sayfalarında dikkat çeken bir diğer haber de Uluslararası Para Fonu IMF'nin Yunanistan uyarısı. IMF, yeni kemer sıkma önlemleri olmadan Atina'nın yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği ve mali hedeflerini tutturamayacağı uyarısı yapıyor.
IMF'nin raporunda Yunanistan'ın borçlarının sürdürülemez olduğu ve kuruluşun gelecekte verilebilecek kurtarma kredilerine katılmasının, yeni kemer sıkma önlemlerine bağlı olduğu söyleniyor. IMF'nin raporunda ayrıca yeni bir kurtarma paketi olmazsa,
Yunanistan'ın borcunun, Gayri safi yurtiçi hasılasının üç katına çıkacağı ve kredi geri ödemelerindeki faiz oranının yüzde 2.,5'ten yüzde 7'ye çıkacağı söyleniyor.