Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin (SBF), nam-ı diğer Mektebi Mülkiye'nin ilk kadın asistanı, ilk kadın doçenti ve ilk kadın profesörü olan Nermin Abadan Unat, Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’nde bu yıl, Jüri Özel Ödülü’ne layık görüldü.
96 yaşındaki Nermin Abadan Unat, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşma ile dakikalarca ayakta alkışlandı.
Prof. Unat, şunları söyledi:
“Çok değerli konuklar ve bana bu ödülü layık gören uluslararası jüri, Sakıp Bey’in ruhu çok mutlu olmuştur. Türkiye’yi ileriye götürmek isteyen bir öncüydü. Bu öncülüğün nasıl güzel meyve verdiğini siz de görüyorsunuz. Kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirdi. İşte yanımda Güler Hanım. İş aleminde çelik bir leydi olarak biliniyor. Hayalini kurduğu üniversitenin rektörü de kadın. Strasbourg’da 18 sene kadın-erkek komisyonu’na hizmet ettim. Bize yarının değerlerinin yolunu çizen Mustafa Kemal’dir. Ondan ayrılmayacağız."
Sabancı Üniversitesi Onursal Başkanı merhum Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen ‘Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü’, Sakıp Sabancı Ailesi ve Sabancı Üniversitesi ev sahipliğinde dün akşam, Sabancı Center’da gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Prof. Osman Ulagay, KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, gazeteci Cüneyt Özdemir'in de aralarında bulunduğu iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı törende, eşit ağırlıklı verilen 3 ‘Makale Ödülü’ ise bağımsız araştırmacı Defne Kadıoğlu Polat, City University of New York’tan Zeynep Selen Artan-Bayhan ve Florida Üniversitesi’nden Tolga Tezcan’ın oldu.
Bu yılın konusu “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olarak belirlenmişti.
Türkiye dış göçüyle ilgili sorunlar ile yurtta ve yurt dışında gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalarıyla Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen Abadan Unat ödülünü Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu’ndan aldı.
“Zorunlu olsa dünyanın
hangi ülkesinde yaşamak isterdiniz?”
Abadan-Unat konuşmasına göç hareketlerinin insanlık tarihi kadar uzun olduğuna vurgu yaparak başladı. Columbia Üniversitesinden Daniel Lerner’in “Geleneksel Toplumun Geçişi” adlı ve yedi Ortadoğu ülkesini içeren araştırmasının sonuçlarına değinen Abadan-Unat ,“Zorunlu olsa dünyanın hangi ülkesinde yaşamak isterdiniz?” sorusuna Türkiyeli deneklerin yüzde 49’unun “Yurttan ayrı yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz” yanıtını verdiklerine dikkat çekti.
“60 yıl sonra dünyamıza baktığımızda 4.5 milyon Türk yurttaşın dünyanın beş kıtasına yayılmış olduklarını görüyoruz. Bunlardan 3 milyonu aşkın yurttaşın Avrupa’ya, bu 3 milyon yurttaşın yüzde 80’inin ise Almanya’ya gittiğini görüyoruz” diyen Abadan Unat, bu beklenmedik gelişmeye küreselleşme, ulusötesi toplumsal alanların genişlemesi, teknoloji ve iletişim alanındaki yeniliklerin neden olduğunun altını çizdi.
Türkiyeli işçi kadınların durumuna da değinen Abadan-Unat, ikili anlaşmadan önce, 1960’ta Batı Almanya’da çalışma izne sahip 173 Türkiyeli kadın varken, bu sayın 1974’de 159 bin 984’e yükseldiğini söyledi. Bu dönemde Türkiyeli işçi kadınların oranının Türkiye’de yüzde 11,6; Almanya’da ise yüzde 29,1 olduğuna dikkat çekti.
Abadan-Unat, çeşitli araştırmaların gösterdiği üzere geleneksel ailelerde yetişen Türkiyeli kadınların evlendiklerinde farklı çevrelere kolaylıkla uyum sağlayabilecek biçimde yetiştikleri için yurtdışında erkeklere kıyasla daha kolay uyabildiklerini ve işçi kadınların aile başkanı olduklarını ifade etti.
"20'yi geçen sayıda Türkiyeli erkek ve kadın..."
Abadan-Unat, Türkiye’den işgücü göçünde yaşanan bir diğer önemli karakter değişikliğinin ise, “özel girişimciliğin” yayılması, birçok yurttaşın işyerleri açtıklarını ve böylece “işveren” sıfatını da kazandıklarını söyledi. Bu gelişmeye paralel Türkiyeliler ya da “yeni Avrupalılar”ın sanat alanında – müzikte, edebiyatta, tiyatroda – varlıklarını duyurduklarını sözlerine ekledi. Almanya’nın Yeşiller Partisi’nin eşbaşkanının Türkiyeli olması, bütünleşme (Integration) bakanının halen bir Türkiyeli kadın oluşu (Ayhan Özoğuz), 20'yi geçen sayıda Türkiyeli erkek/kadının Almanya’nın siyasal meclislerinde ve hükümetlerinde yer almaları kayda değer olduğuna dikkat çekti.
2007’den bu yana internet yoluyla ülkeleri ve çevreleriyle sürekli iletişim halinde bulunan yurttaşların “Ulus ötesi” bir kimlikle iki taraflı bağlılıklar içinde bulunduklarını belirten Abadan Unat, ulus ötesi alanların genişlemesinin Türkiye kökenli yeni Avrupalıları kamusal hayatta daha görünür yaptığını söyledi.
Abadan Unat, 1990’dan sonra iki Almanya’nın birleşmesi ve Ortadoğu’daki savaşların yayılması, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütlerin terör eylemleriyle Avrupa’nın birçok ülkesinde yoğun bir İslamofobi yarattığına ve daha önce göçmen kabul eden ülkeler tarafından uygulanmak istenen “çok kültürlülük” politikası terk edildiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, 2016 yılında da Mülkiye Büyük Ödülü’nü almıştı.