Başbakan Tayyip Erdoğan, Brüksel temaslarının ardından konuştuğu Avrupa Birliği'nden yetkililerinin 'paralel devlet' hakkındaki bilgilendirmelerden ikna olduklarını belirtmişti. Ancak Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda, Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bandit, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, Liberal Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, AB Komisyonu Genişleme Müdürü Alexandra Cas Granje, Avrupalı Liberallerin lideri Graham Watson ve AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle görüşmenin ardından yaptıkları açıklamalarda Erdoğan'ın bu sözlerini yalanladılar.
Zaman gazetesinden Selçuk Gültaşlı'nın haberine göre, AB yetkililerinin açıklamaları şöyle:
Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda (Erdoğan’ın yüzüne söylüyor): Gülen Hareketi’ni bir yıl öncesine kadar destekliyordunuz. Reformları geri almak için şimdi bahane olarak kullanıyorsunuz. Aynen Gezi Parkı’nda olduğu gibi olayları izah etmek için uluslararası komplo teorilerine atıf yapıyorsunuz. HSYK’yı milletlerarası güçler değil, siz değiştirmek istiyorsunuz. Neden? Çok endişeliyiz.
Yeşiller Grubu Eşbaşkanı Daniel Cohn-Bandit (Erdoğan’la atışmasını Fransız radyosuna anlatıyor): Kendisine yolsuzluk soruşturmasını sorduk. Yüzde 4’lük büyüme olduğunu, okullar inşa edildiğini, çevrecilikle ilgili karnesinin geçmiş hükümetlerle kıyaslandığında en iyisi olduğunu anlattı. Ekonomisi büyüyen bir ülkede yolsuzluk olmayacağını söyledi. Kendisine Çin örneğini hatırlattım. Ama anlamamazlıktan geldi. “Halk benim. Halk benim yanımda. Halkım uluslararası komplonun kurbanı.” dedi. Milletlerarası komplo tezlerinin Kemalistleri hatırlattığını söyledim.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre (Erdoğan’la görüşmesinin hemen ardından yaptığı yazılı açıklama): Polis ve yargı ile ilgili doğrudan sorularla muhatap olunca cevapları ikna edici olmadı. AB, Türkiye’de yaşananlara yönelik hukukun üstünlüğünü koruma konusunda sağlam durmalı.
Liberal Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff (Erdoğan’la görüşmesinin ardından Zaman’a yaptığı açıklama): Kendinden o kadar emin ki yargı bağımsızlığı, basın hürriyeti ve yeni internet düzenlemeleri dâhil olmak üzere Türkiye’de neler olup bittiğine dair doğru bir tahlil yapamayabileceğine inanıyorum. 17 Aralık’la ilgili tezleri ikna edici değil. Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı konusunda çok endişeliyiz.
AB Komisyonu Genişleme Müdürü Alexandra Cas Granje (Erdoğan’ın ziyaretinden 3 gün sonra EPC-TUSKON programında Komisyon’dan ilk resmî açıklama): Hiç kimse hukukun üstünde değildir. Demokrasilerde kısa devreler kabul edilemez. Devlet içinde suç şebekeleri varsa hukukun üstünlüğü çerçevesinde mücadele edilir. Son olaylar yeni yargı kazanımlarını tehdit ediyor. HSYK, adlî kolluk ve polisteki kitlesel görevden almalardan çok endişeliyiz.
Avrupalı Liberallerin lideri Graham Watson (Erdoğan’ın görüşmelerini takip ettikten sonra STV Haber’e yaptığı açıklama): Paralel devletle ilgili açıklamaları ikna edici değil. Delil lazım. Gülen Hareketi’ne karşı nefret söylemi kullanıyor, insanları kışkırtıyor. Ülkesini artık AB’den uzaklaştırıyor.
AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle (Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün sonra AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na yazdığı mektubunda): Sevgili Mevlüt, (eğer teklifiniz kabul edilirse) HSYK’da olduğu gibi adalet bakanı, Adalet Akademisi’ni de kontrol edecek. AB ise Akademi’nin hükümetten büyük oranda bağımsız olmasını talep etmektedir. Bu, yürütmenin HSYK üzerindeki nüfuzunu artıracaktır.