Ekonomi
Deutsche Welle

ABD’den Türkiye’ye İran mesajları

Trump yönetiminin üst düzey isimleri, Çavuşoğlu’nun İran açıklamalarını eleştirdi. Yetkililer hedefin Türkiye değil, Tahran rejimi olduğunu ve yaptırımları baypas etme girişimlerininse başarılı olamayacağını vurguladı.

23 Nisan 2019 22:12

Trump yönetiminin üst düzey isimleri, Çavuşoğlu’nun İran açıklamalarını eleştirdi. Yetkililer hedefin Türkiye değil, Tahran rejimi olduğunu ve yaptırımları baypas etme girişimlerininse başarılı olamayacağını vurguladı.Türkiye'nin, ABD'nin İran yaptırımlarına sert tepki göstermesi ve İran ile ticareti sürdürebilmek için yeni mekanizmalar üzerinde çalışması Trump yönetiminin eleştirilerine yol açtı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Francis Fannon, DW Türkçe'nin de yer aldığı, uluslararası basın mensupları için düzenlenen telekonferans brifinginde, "Yaptırımların hedefi İran rejimidir, ithalatçı ülkeler değil" dedi. Enerjide dışa bağımlı olan ve ekonomisi sıkıntılı bir süreçten geçen Türkiye'nin endişelerini ve yaptırımlara tepkisini ABD yönetiminin nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Fannon, Türkiye'nin alternatif olarak Irak'tan petrol temin edebilmesi konusunda devrede olduklarına işaret etti. Fannon, "Son yılda ülkelerin alternatif kaynaklardan petrol temin etmelerine yardımcı olduk, yoğun diplomatik girişimler gerçekleştirdik, Irak'ın petrol akışını arttırmasına dönük teknik destek verdik. Gelinen noktada Irak'tan Türkiye'ye ciddi oranda petrol ihraç edilmesinden memnuniyet duyuyoruz… Türkiye'nin ekonomisini geliştirebilmesi için ihtiyaç duyduğu petrolü temin edebilmesine dönük çabalar sürecek" şeklinde konuştu. Çavuşoğlu'na yanıt ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook ise, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "ABD'nin İran'dan petrol ithali yasağına getirilen muafiyetlere son vermesi bölgesel barış ve istikrara hizmet etmeyecek" eleştirisini değerlendirdi. "Barışçıl bir İran olmaksızın barışçıl bir Ortadoğu'yu hayal etmek çok zor" diyen Hook, şöyle devam etti: "İran'ın şöyle bir davranış şekli var: Ülkelere, 'istediğimiz gibi davranmamıza izin vermezseniz, istemediğiniz davranışları çok daha fazla görürsünüz' mesajı veriyorlar. Oyunu İran'ın kurallarına göre oynadığınızda da genelde İran kazanıyor. Paragidmayı değiştirmemiz gerekiyor. İran devleti, dini bir mafya gibi davranıyor… Buna tehditler, şantajlar, haraca bağlama da dahil. Biz bu tür taktiklerin farkına varılması ve bunlara karşı çıkılması gerektiği görüşündeyiz." Bölgesel barış ve istikrara neyin katkı sağlayabileceği konusunda Türk hükümetinden farklı düşündüklerini söyleyen Hook, İran'ın Ortadoğu'da bir Şii koridoru oluşturmaya çalıştığını söyledi, Tahran rejimini bölgede şiddeti teşvik etmekle suçladı. ABD yönetiminin uyguladığı yaptırımlarla İran'ın 10 milyar dolarlık gelire erişiminin engellendiğini söyleyen Hook, bu şekilde Tahran'ın füze sistemlerine yatırım yapmasının, bölgedeki uzantılarına kaynak aktarmasının engellendiğini savundu. İran'dan petrol ithalatı konusunda ABD yönetiminin sekiz ülkeye tanıdığı muafiyete gelecek ay başında son verecek olmasının, İran üzerinde baskıyı daha da artıracağını vurgulalayan Hook, "Kaynakları kuruyor, bu baskımızın sonuç verdiğini ortaya koyuyor. Bu nedenle diğer ülkelerin bu stratejimize destek olması önem taşıyor" ifadelerini kullandı. Baypas mekanizması Türkiye'nin İran'la ticareti sürdürebilmek için alternatif bir ödeme mekanizması üzerinde çalışması hakkında ise Hook, AB'nin geliştirdiği INSTEX mekanizmasına atıfta bulunarak, bu aracın bugüne kadar hayata geçirilemediğini, şirketlerin buna ilgi göstermediğini söyledi. "Şirketlere baktığımızda, böyle bir Özel Ödeme Aracına (Special Purpose Vehicle) ilgi göstermediklerini görüyoruz. ABD pazarı ile İran pazarı arasında bir tercih yapmak durumunda olsalar, şirketlerin tamamı ABD pazarını tercih edecektir, belki sadece birkaç istisna olacaktır" diyen Hook, şöyle devam etti: "Ayrıca böyle bir mekanizmanın işleyebilmesi için İran'ın Avrupa'nın şeffaflık konusundaki standartlarına uyması gerekiyor. Evet INSTEX aracı var, ancak bunun İran içinde de karşılığının olması gerekiyor. İran'ın bu standartlara uymayı istemediği görülüyor, çünkü İran'ın ekonomisi şeffaflıktan uzak bir şekilde dizayn edilmiş, paranın nereye gittiğinin diğer ülkeler tarafından takip edilebilmesini istemiyor. AB'nin INSTEX mekanizması hala faaliyete geçirilemedi, hem bahsettiğim bu nedenlerden ötürü, hem de şirketlerin buna ilgi göstermemesi nedeniyle." Türkiye ne yapacak ? DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan enerji uzmanı Necdet Pamir, Türk hükümetinin ABD'ye yönelik sert eleştirilerine rağmen, fiilen İran yaptırımlarını uyguladığı görüşünde. Türkiye'nin İran'dan petrol alımının 2018 yılı Kasım ayında sıfıra indiğini, 2018 Aralık, 2019 Ocak aylarında da yüzde 2 ile yüzde 13 arası seyrettiğine dikkat çeken Pamir, "Öyle 'biz baskıya boyun eğmeyiz' söylemi, gerçeği yansıtmıyor. Milliyetçi, popülist iç politikaya dönük söylemlere rağmen, daha ambargo resmen uygulanmaya başlanmadan Türkiye'nin İran'dan alımları hızla düştü" şeklinde konuştu. ABD'nin Türkiye'ye tanıdığı muafiyete son vermesinin, ekonomiye olası etkileri konusunda ise Pamir şunları kaydetti: "Ticari sır olduğu için tam olarak bilemiyoruz ama İran eğer daha olumlu koşullarda petrolü bize verdiyse ve aynı koşullarda petrol alamıyorsak, o zaman gayet tabii ki bir dezavantaj sözkonusu. Ancak asıl sorun ambargo genişledikçe petrol fiyatları yukarı doğru çıkacak. Enerji ihtiyacının yüzde 31'ini petrolle karşılayan Türkiye yüzde 94'ünü ithal ediyor. Dolaysıyla fiyatların yükselmesi Türkiye açısından sıkıntılı bir sürecin habercisi." Enerji uzmanı Pamir, "ABD'ye rağmen iş yapmak öyle kolay değil. Denenmedi mi? Zarrab olayında ortaya çıktığı gibi perde arkasından bir şeyler yapmaya çalışırsanız büyük ağabey de seni bir çok konuda sıkıştırmaya çalışır" yorumunu yaptı. Değer Akal © Deutsche Welle Türkçe
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle