Dünya

ABD Dışişleri Bakanı Blinken: SDG'nin yabancı üyelerinin ülkesine dönmesi ve grubun Suriye ulusal güçlerine dâhil edilmesi için Türkiye ile çalışıyoruz

ABD Dışişleri Bakanı, petrol, sınırlar ve benzeri konulardaki sorunların çözülmesi için de Türkiye ile çalıştıklarını ancak bunun zaman alacak bir süreç olduğunu kaydetti

09 Ocak 2025 08:36

Güncelleme: 09 Ocak 2025 14:33

T24 Dış Haberler

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, görevden ayrılmadan önceki son yurtdışı gezisini Fransa'ya gerçekleştirdi ve Fransız mevkidaşı Jean-Noel Barrot ile ortak basın toplantısı yaptı. ABD Dışişleri Bakanı, Suriye'deki durum ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yaptıkları görüşmeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Blinken, IŞİD'in yeniden canlanması konusundaki kaygılarını dile getirerek "PKK ve terörizm konusunda son derece meşru kaygıları olan müttefikimiz, ortağımız Türkiye ile de bu geçişi, bu kaygıların birçoğunun çözümünü sağlayacağını düşündüğüm bir şekilde yönlendirmek için çok yakın bir şekilde çalışıyoruz" dedi. Blinken, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyiyle ilgili görüşlerine paralel olarak SDG içindeki yabancı militanların ülkelerine geri dönmesi için çalıştıklarını ancak bunun "zaman alacak bir süreç" olduğunu kaydetti. Birkaç gün önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ile görüşemeler yapıldığını kaydeden Fransa Dışişleri Bakanı Barrot ise "Türkiye'nin meşru olan güvenlik garantilerinin yerine getirilebildiğinden emin olmak istiyoruz; ancak aynı zamanda Kürtlerin güvenlik çıkarlarının ve ülkelerinin geleceğine tam olarak katkıda bulunma haklarının da korunabildiğinden emin olmak istiyoruz" dedi. 

ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Fransız mevkidaşı Barrot ile yaptığı ortak basın toplantısında Suriye'deki son durum ve ülkenin kuzeyinde bulunan SDG'ye yönelik Türkiye'nin tutumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "Vahim tehlike, Suriye'deki Kürt dostlarımızın gözetimi altında tutulan 10 binden fazla yabancı terörist savaşçının dışarı çıkması ve DAEŞ'in yenilgiye uğratılmadan önce Suriye'de, Irak'ta sahip olduğu çok güçlü gücü yeniden oluşturması olacaktır." diyen Blinken, 20 Ocak'ta göreve gelecek olan Donald Trump yönetiminin bu kaygıları taşıyacağını şu ifadelerle anlattı: 

"Biz yabancı savaşçıların ülkelerine gönderilmesi için çalışmaya devam ederken
SDG, IŞİD teröristlerinin güvenliğini sağlamalı"

"IŞİD bölgesel halifeliğini inşa etmeye çalışırken Irak ve Suriye arasında büyük bir toprak parçasını kontrol ediyordu. Ve bu halifelik, bu bölgesel halifelik yıkıldı, yenilgiye uğratıldı. Bu da Başkan Trump'ın ilk döneminde Rakka'nın geri alınmasıyla tamamlandı. Dolayısıyla bu yönetim gibi yeni gelen yönetimin de IŞİD'in çirkin yüzünü tekrar göstermesine, yeniden canlanmasına izin vermemek için çok güçlü bir ilgi göstermeye devam edeceğine inanıyorum.

"PKK ve terörizm konusunda meşru kaygıları olan müttefikimiz, ortağımız Türkiye ile yakın çalışıyoruz"

Bunun kritik bir parçası da Suriye Demokratik Güçleri'nin, biz savaşçıların ülkelerine geri gönderilmesi ve ailelerinin menşe ülkelerine gönderilmesi için çalışmaya devam ederken, orada bulunan yabancı terörist savaşçıların (IŞİD mahkûmlarının) güvenliğinin sağlanması konusunda herkesin menfaatine olacak şekilde işlerini yapabilmelerini sağlamaktır."

ABD Dışişleri Bakanı Blinken da Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine ilişkin tezlerine paralel şekilde SDG'nin yabancı üyelerinin kendi ülkelerine gitmesi için çabaların devam ettiğini ancak bunun "biraz zaman alacak bir süreç" olduğunu söyledi. Blinken, konuşmasının ilgili bölümünde şu ifadelere yer verdi: 

SDG'nin Suriye ulusal güçlerine entegre edilmesi, yabancı üyelerinin kendi ülkelerine gitmesi çabaları

"PKK ve terörizm konusunda son derece meşru kaygıları olan müttefikimiz, ortağımız Türkiye ile de bu geçişi, bu kaygıların birçoğunun çözümünü sağlayacağını düşündüğüm bir şekilde yönlendirmek için çok yakın bir şekilde çalışıyoruz, Suriye Demokratik Güçleri'nin zaman içerisinde Suriye ulusal güçlerine entegre edilmesi, bu gücün yabancı üyelerinin kendi ülkelerine gitmesi, petrol, sınırlar ve benzeri konulardaki sorunların çözülmesi de dâhil olmak üzere... Ancak bu biraz zaman alacak bir süreç."

"Suriye'de yaşanan olumlu gelişmelerin yararına olmayan şey çatışma olacaktır"

Blinken, çatışmaların önlenmesi mesajı vererek "Bu süre zarfında Suriye'de yaşanan olumlu gelişmelerin hiçbir şekilde yararına olmayan şey ise bir çatışma olacaktır. Bunun olmamasını sağlamak için çok çalıştık; bunu yapmaya devam edeceğiz ve inanıyorum ki yeni yönetim de aynı şeyi yapacaktır." dedi. 

Fransa Dışişleri Bakanı: Kürtlerin de oynayacakları bir rol olacaktır

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot da "Suriye'deki Kürtler, hem ABD hem de Fransa için İslami terörizmle mücadelede güvenilir ve kararlı müttefikler olmuştur. Esad'ın cani ve barbar rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye için artık bir umut var, kırılgan bir umut ama gerçek bir umut; Suriye'nin siyasi, ekonomik ve ahlaki açıdan toparlanacağına dair bir umut ve bu ancak tüm toplumların bu konuda oynayacak bir rol bulmasıyla gerçekleşecektir. Ve elbette Suriye'deki Kürtlerin de oynayacakları bir rol olacaktır. Bunu onlara borçluyuz. Onlar bizim yol arkadaşlarımız oldular, IŞİD'e karşı bizimle birlikte savaştılar ve Kürtlerin ülkelerinin geleceğine tam anlamıyla katkıda bulunabilmeleri Suriye'nin geleceği açısından son derece önemlidir." ifadelerini kullandı. 

"Daha birkaç gün önce General Mazlum ile görüşmeler yapıldı"

"Blinken'in Suriye'deki Kürtler ile Türkiye ve Suriye'deki Kürtler ile geçiş yönetimi arasında kolaylaştırıcılık ve arabuluculuk yapmak üzere sarf ettiği çabaları takdir etmek isterim" diyen Fransız Bakan, "Daha birkaç gün önce General Mazlum ile görüşmeler yapıldı. Bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğiz ki Suriye'nin kuzeydoğusunda, Suriye'deki Kürtlerin elinde binlerce terörist mahkum olduğunu hatırlatmak isterim" ifadelerini kullandı.

"Hem Türkiye'nin meşru güvenlik garantilerinin hem de Kürtlerin güvenlik çıkarlarının korunabildiğinden emin olmak istiyoruz"

Barrot, "Türkiye'nin meşru olan güvenlik garantilerinin yerine getirilebildiğinden emin olmak istiyoruz; ancak aynı zamanda Kürtlerin güvenlik çıkarlarının ve ülkelerinin geleceğine tam olarak katkıda bulunma haklarının da korunabildiğinden emin olmak istiyoruz" dedi.