ABD'li üç senatör, Trump yönetiminin Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) 23 milyar dolarlık insansız hava aracı, F-35 ve diğer silahları satışının engellenmesi için teklif sunacaklarını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın seçimleri kaybetmesinin ardından, 20 Ocak'ta görevi devredene kadar BAE'ye yapmayı planladığı silah satışına karşı, Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörler bir araya geldi.
Demokrat senatörler Bob Menendez ve Chris Murphy ile Trump'ın partisi olan Cumhuriyetçi Parti'den Senatör Rand Paul, dört farklı maddenin onaylanmasını talep edecek.
Bu maddelerle Trump'ın Körfez bölgesindeki en yakın müttefiklerinden BAE'ye 23 milyar değerinde F-35, insansız hava aracı, havadan havaya güdümlü füze, 14 binden fazla ölümcül bomba çeşidi ve daha birçok silah ve mühimmatın satışının engellenmesi hedefleniyor.
Gerçekleşirse bu, ABD'nin bugüne kadar tek bir ülkeye bir seferde yaptığı ikinci büyük insansız hava aracı satışı olacak.
Senatörler, Trump'ın görevi devretmeden önce satışı aceleyle gerçekleştirmeye çalıştığını savunuyor. Bunun da sofistike silah satışıyla ilgili Kongre süreçlerini yok saydığını söylüyorlar. Senatörler, satışla ilgili Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları'na da bilgi talebinde bulundu ancak açıklamalarına göre bakanlıklar, "Gerekli süreçleri işletmeden ulusal güvenlik risklerini nasıl ele alabileceklerine dair açıklama yapmayı reddetti."
Ekim ayı sonunda Reuters haber ajansı, bir Kongre üyesine dayandırdığı haberinde, Trump'ın BAE'ye 10 milyar dolar değerinde 50 adet F-35 satacağını duyurmuştu. Kongre üyesi, bu tarz askeri satış anlaşmalarında bir aydan uzun bir denetim sürecinin tamamlanması gerektiğini, ancak Trump'ın bunu BAE'nin ulusal günü olan 2 Aralık'a kadar yetiştirmeyi hedeflediğini söylemişti.
Amerikalı siyasetçi, Trump'ın satışa BAE ile İsrail arasında 15 Eylül'de imzalanan normalleşme anlaşması sonrası karar verdiğini belirtti.
Daha önce Suudi Arabistan ve BAE'ye yapılacak silah satışlarına Kongre'de Demokratların başını çektiği bir grup, Yemen'de binlerce sivili etkileyen savaşta orantısız şekilde kullanıldığı gerekçesiyle karşı çıkmıştı.