ABD'nin Müslüman Temsilciler Meclisi Üyesi Ilhan Omar, "Ermeni Soykırımı'nı resmi olarak tanıyan" yasa tasarısında çekimser oy verdiğini açıkladı. Omar, "Soykırımın tanınması, siyasi bir mücadelede sopa olarak kullanılmamalıdır" dedi.
TIKLAYIN- "Ermeni Soykırımı'nı tanıyan yasa tasarısı" ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edildi
Temsilciler Meclisi'nde dün oylanarak kabul edilen "Ermeni Soykırımı'nı resmi olarak tanıyan" yasa tasarısında çekimser oy verdiğini bir açıklama yayımlayarak duyuran Omar, "Özellikle etnik temizlik ve soykırım gibi insan hakları ihlalleri için hesap verebilirliğin önem taşıdığına inanıyorum. Ancak, hesap verilebilirlik ve soykırımın tanınması, siyasi bir mücadelede sopa olarak kullanılmamalıdır. Bu, jeopolitiğin 'itme-çekme' politikası dışında, akademik mutabakata dayalı olarak yapılmalıdır. İnsanlığa karşı işlenen tarihsel suçların gerçek kabulü, hem 20. yüzyılın en şiddetli soykırımlarını, hem de köle ticareti gibi daha önceki toplu katliamları ve bu ülkede yüz milyonlarca yerli insanın hayatını alan Kızılderili soykırımını da içermelidir. Bu yüzden çekimser oy verdim" ifadelerini kullandı.
Omar'ın açıklamasının tamamı şöyle:
"Daha önce Suriye'nin kuzeydoğusunun işgalinin hesap verilebilirliğinin öneminin altın çizmiştim. Türkiye'nin harekâtı ve devam eden süreç özellikle Kürtler için insani bir felaket. Fakat çoğu zaman yaptırım politikalarımız düşüncesizce ve yardım ettiğimizi söylediğimiz insanların canını yakıyor. Burada da durum tam olarak böyle, Türk ekonomisine yönelik yaptırımlar siyasi liderler yerine sivil insanların canını yakacak. Uygulayabileceğimiz silah satışı kısıtlaması ya da güvenli bölge oluşturmak gibi pozitif politikalar var fakat hukuka uygun olma şansı olmayan yaptırımlar uygulamak yanlış zamanda yanlış yanıt vermek olur.
Özellikle etnik temizlik ve soykırım gibi insan hakları ihlalleri için hesap verebilirliğin önem taşıdığına inanıyorum. Ancak, hesap verilebilirlik ve soykırımın tanınması, siyasi bir mücadelede sopa olarak kullanılmamalıdır. Bu, jeopolitiğin 'itme-çekme' politikası dışında, akademik mutabakata dayalı olarak yapılmalıdır. İnsanlığa karşı işlenen tarihsel suçların gerçek kabulü, hem 20. yüzyılın en şiddetli soykırımlarını, hem de köle ticareti gibi daha önceki toplu katliamları ve bu ülkede yüz milyonlarca yerli insanın hayatını alan Kızılderili soykırımını da içermelidir. Bu yüzden çekimser oy verdim"