T24 Dış Haberler
ABD'de kasım seçimlerinde Demokratların adayı Kamala Harris, dün başkan yardımcısı adayı olarak Minnesota Valisi Tim Walz'u gösterdi. Walz, Amerikan siyasetinde çok tanınan bir isim olmasa da artık Harris'in başkanlık kampanyasının önde gelen isimlerinden biri olacak.
"Okulun ilk günü gibi hissettiriyor"
Demokratların 5 Kasım seçimleri için adaylığını garantileyen Harris, Walz'u başkan yardımcısı olarak seçti ve seçiminden "gurur duyduğunu" söyledi. Harris, X'te paylaştığı bir mesajda "Bir vali, bir koç, bir öğretmen ve bir gazi olarak, kendisi gibi çalışan aileler için hizmet verdi. Onu ekibimizde görmek harika" diye yazdı. Walz da Harris'in başkan yardımcısı olarak seçilmesinin "hayatının onuru" olduğunu söyledi ve "Ben varım. Bu bana biraz okulun ilk gününü hatırlatıyor. Hadi şu işi bitirelim, millet!" dedi.
Harris'in Kasım ayındaki seçimlerde Cumhuriyetçi aday Donald Trump'ı yenmesi halinde Walz, ABD başkanlığına en yakın isimlerden biri olacak. Çünkü başkan yardımcılarının resmî görevleri sınırlı olsa da, Beyaz Saray'da potansiyel varis ve yönetim ortağı olarak görev yapıyorlar.
Tim Walz kimdir ve ABD seçimlerine yön veren konularda nerede duruyor?
60 yaşındaki Walz'un hem yürütme hem de yasama deneyimleri var.
İlk kez 2018'de Minnesota Valisi seçilen Walz, dört yıl sonraki ikinci seçimde bir kez daha seçildi. Eyalet geleneksel bir Demokrat Parti kalesi değil ancak Walz, her iki yarışı da kolaylıkla kazandı.
Walz, valilik görevinden önce 12 yıl boyunca ABD Temsilciler Meclisi'nde görev yaptı ve Minnesota'nın güneyindeki büyük ölçüde kırsal bir bölgeyi temsil etti.
17 yaşında katıldığı Ulusal Muhafız Ordusu'nda 24 yıl görev yapmış bir ABD askeri gazisi. Kongre'ye adaylığını koymadan önce de öğretmen olarak çalışıyordu.
Walz, ne Demokrat ne de Cumhuriyetçi olarak nitelenebilecek kararsız bir eyalette sol öncelikleri ilerletebilmesiyle öne çıktı.
Walz geçtiğimiz altı yıl içinde düşük gelirli öğrencilerin üniversite harçlarını karşılayacak programları onayladı, devlet okullarında ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği uygulamasını hayata geçirdi, yetişkinler için eğlence amaçlı marihuanayı yasallaştırdı ve işçiler için korumaları genişletti.
Walz aynı zamanda kürtaj haklarının da güçlü bir savunucusu olarak görülüyor. Ayrıca, Minnesota'yı 2040 yılına kadar karbonsuz elektriğe geçirecek bir yasa da dahil olmak üzere birçok iklim girişimini destekledi.
Cumhuriyetçilerin Walz'un sicilinin fazla liberal olduğunu iddia etmesi muhtemel olsa da vali politikalarının arkasında durmaktan çekinmedi.
Sol politikalarının arkasında duruyor
Walz, geçen ay CNN'e verdiği demeçte "büyük devlet liberali" olarak etiketlenmesiyle ilgili olarak "Ne canavar ama! Çocuklar yemek yiyor ve öğrenebilmeleri için karınları doyuyor, kadınlar kendi sağlık kararlarını kendileri veriyor, iş dünyasında ilk beşe giriyoruz ve mutlulukta da ilk üçe giriyoruz" dedi ve "Eğer beni bu şekilde etiketlemek istiyorlarsa, bu etiketi kabul etmekten mutluluk duyarım" diye ekledi.
George Mason Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Jennifer Victor, Al Jazeera'ye Walz'un "ilginç bir seçim" olduğunu söyledi ve birçok Amerikalının Salı gününden önce adını duymamış olabileceğini belirtti. Victor, Harris'in Walz'u kararsız seçmenlere daha cazip gelebileceğini düşünerek seçmiş olabileceğini söyledi.
Gazze savaşı konusunda tutumu nasıl?
ABD'nin Gazze'deki savaşa yaklaşımı ve Orta Doğu'da yükselen tansiyon, kasım seçimlerinin önemli gündemlerinden biri.
Walz, İsrail'e desteğini ifade etti ve Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının ardından ABD'nin müttefikiyle dayanışma için bayrakların Minnesota'da yarıya indirilmesini emretti.
Walz, Kongre'de görev yaptığı dönemde de İsrail yanlısı bir tutum sergilemişti.
Walz, 2010 yılında "İsrail, kişisel özgürlük ve hürriyet değerlerine bağlılığı ile bölgedeki en gerçek ve en yakın müttefikimizdir ve etrafı oldukça çetin bir komşulukla çevrilidir" demişti.
Ancak Mart ayında, Minnesota'daki Demokrat seçmenlerin yaklaşık yüzde 19'unun Başkan Joe Biden'ın İsrail'e verdiği koşulsuz desteği protesto etmek için "bağlılık göstermeyen" oylar kullanmasının ardından Walz, ABD'nin yaklaşımıyla ilgili artan hayal kırıklığını anladığını öne sürdü ve "kararsız" oy kullananların seslerini duyurmak için "her türlü hakka" sahip olduklarını söyledi.
Walz, "Bu insanlar rotada bir değişiklik istiyorlar. Daha fazla baskı yapılmasını istiyorlar" dedi.
