Gökçer Tahincioğlu'nun dosyasından bir bölüm şöyle:
Ağca, Bahçelievler Katliamı'nın hükümlüsü, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın tetikçilerindendi. Cinayete ismi karışan Oral Çelik, Mehmet Şener, Yavuz Çaylan, Yalçın Özbey gibi. Bahçelievler katliamının öncesi ve sonrası itinayla korunan, kahramanlaştırılan çete, İpekçi cinayetini de gerçekleştirmişti.
Son yıllarda çeşitli televizyon programlarına katılan Ağca, artık ciddiye alınmayan bir figüre dönüştü. Yaşamı boyunca yaptığı gibi tutarsız ifadelerini sürdürdü. İpekçi’yi kendisinin değil Mehmet Şener’in azmettirmesiyle Yalçın Özbey’in vurduğunu da söyledi, tetikçinin bir başkası olduğunu da. Papa’ya yönelik suikast girişimini ise Türkiye’de serbest kaldıktan sonra açıkça üstlendi.
***
Davayı yıllarca takip eden Avukat Turgut Kazan, İpekçi cinayetinin nasıl örtbas edildiğini anlatırken çarpıcı örnekler verdi, Yalçın Özbey konusunda ise şunları anlattı:
“Almanya’da uyuşturucudan cezaevinde yatan Özbey, ısrarla, ‘benim çok önemli söyleyeceklerim var, Türk Konsolosluğu’na haber verin’ diyerek, cezaevi yönetimine başvurdu. Cezaevi yönetimi de bunu konsolosluğa bildirdi. Sonuç olarak Özbey ile görüşen konsolosluk görevlisi, Özbey’in çok önemli şeyler söylemek istediğini belirterek, durumu Dışişleri Bakanlığı’na iletti. Dışişleri Bakanlığı da nereye bildirebilir, adam dosyada sanık, bir dosyası var, savcılığa bildirmeleri gerekir hiç değilse. Ama emniyet ve MİT’e bildiriyor. O tarihte Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’dı. MİT ve emniyet sanıyorum ikişer kişi görevlendiriyor. Ama bir soruşturma dosyası var. Bir savcılık var. Ona haber verilmeden gidiyorlar. Dört gün ifadesini alıyorlar. Sabahtan akşama kadar. Türkiye’de hiç kimsenin haberi olmuyor. Özbey, Almanya’da tahliye olduktan sonra bir gazeteciye İpekçi cinayeti ile ilgili, ‘bildiklerimin hepsini resmi görevlilere söyledim’ demesinin ardından Meclis’te konuyla ilgili soru önergesi verildi. İçişleri Bakanlığı’nın önergeye verdiği yanıtta, Almanya’da konsolosluk, Dışişleri Bakanlığı, MİT ve emniyet mensuplarının Özbey ile yaptıkları görüşmelerin tutanaklara bağlandığını anlatıyor. Bunun üzerine Özbey’in beyanlarının dosyaya gelmesi için emniyet ve MİT’e mahkemeden yazı gitti. Cevap geldi iki yerden de, ‘içinde önemli bir şey yoktu, 5 yıl geçtiği için imha edildi’. MİT görevlileri mahkemeye geldi, ikisi de bir şey anımsamıyordu."
|