Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 2019'daki Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nde Tayyip Erdoğan'ın karşısına çık diyenlere iki çekince sıraladığını yazdı.
Takan bu çekincelerin şunlar olduğunu kaydetti:
"1-Erdoğan ile aramızda ciddi bir münakaşa olursa bölünme olabilir. İçerideki cemaatler arasında ciddi çatışma ihtimali olabilir.
2-İslami burjuvazi, para sahipleri henüz beni desteklemiyor."
Takan'ın "Abdullah Gül'ün iki çekincesi!.." başlığıyla (3 Ocak 2018) yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
Şöyle altını en kalın çizgiyle çizerek söyleyeyim;
Abdullah Gül ile R. Erdoğan'ın ilk anlaşmazlığa düştüğü tarihi öyle 5-6 sene geriye dönüp aramayın. Ya yanılırsınız ya da bildiğiniz halde kamuoyunu yanıltır duruma düşersiniz!.. Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanlığına götüren sürecin "kardeşim Abdullah" olmadığını da Ankara'da bu işleri birazcık yakından takip edenler çok iyi bilirler. "Kardeşim Abdullah"ın nasıl bir zorlamayla ve ne gibi çetin pazarlıklar sonucu imal olduğunu bilenler iyi bilir. Hatta bu yüzden şok geçirip hastanelik olanlar bile vardır!.. Hele o "kardeşim Abdullah" çıkışından sonra kaç anlı şanlı siyasetçinin gelip de R. Erdoğan'a "hani kardeşin bendim. Ne oldu" diye sorduğunu bir bilseniz... Kısacası; Abdullah Gül ile R. Erdoğan arasında ne öyle baştan, sıkı ve derin bir muhabbete dayanan ilişki vardı ne de sonradan -özellikle Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra- bir derin düşmanlık meydana geldi. Her şey şartlara ve kurguya göre gelişti...
İlk başlarda, işlerine öyle geldiği için bazı çevrelerin "Putin-Medvedev modeli" olarak Türk milletine yutturmaya ve kabul ettirmeye çalıştığı formülün makyajının nasıl döküldüğünü zaman içinde gördük. Abdullah Gül ile R. Erdoğan arasında ilişkiler ta başından beri hiç "dostane" olmamıştır. Bu eşlerinin arasındaki ilişkilere de yansımıştır. İki isim de, beraber siyaset yaptıkları süreçte şartların gereğine göre hareket etmeyi iyi becermişlerdir. Hatta aralarındaki birçok paylaşım yazılı mutabakata bağlanmak suretiyle de yapılmıştır. Geçmişi daha fazla dallandırıp budaklandırmadan gelelim bugünkü en son duruma;
KHK üzerinden patlak veren açık kapışmanın ardından "acaba Abdullah Gül ne yapıyor?", "Erdoğan'ın şiddetli eleştirilerine nasıl karşılık verecek" veya "verebilecek mi", "Cumhurbaşkanı adayı olacak mı" diye merak edip bunlara karşılık "Erdoğan ne gibi tedbirler alıyordur" diye kafa yoruyor olabilirsiniz. En baştan ifade etmeliyim ki, Abdullah Gül kararını henüz tam olarak netleştirmedi. Ufak ufak yoklamalar yapıyor. Her zamanki söylediğimi de bir daha tekrar edeyim; Gül, hazırı görmeden, yüzde yüz denilebilecek ölçüde garantileri almadan sahaya fırlamaz. Daha önce yazdıklarıma ek olarak, kulislerden topladığım sıcak bilgilerle, cephe cephe devam edelim;
Abdullah Gül, "Erdoğan'ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çık" diyenlere 2 önemli çekincesini şöyle sıralıyor;
"1-Erdoğan ile aramızda ciddi bir münakaşa olursa bölünme olabilir. İçerideki cemaatler arasında ciddi çatışma ihtimali olabilir.
2-İslami burjuvazi, para sahipleri henüz beni desteklemiyor."