Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP'nin kurucularından Abdüllatif Şener, siyasi kulislerde Abdullah Gül'ün adının 'muhalefetin çatı cumhurbaşkanı adayı' olarak geçmesini değerlendirdi. Ortak aday arayışında siyasi partiler arasında Abdullah Gül’ün adı üzerinde süren trafiğe dikkat çeken “Bu trafiğin sonunda Gül’ün aday olabileceğini zannetmiyorum, ne ortak aday olarak çıkabilecektir ne de bu partilerden birinin adayı olarak çıkabilecektir. Bu bir tartışılıp kenara konulmuş bir obsiyon olarak kalacaktır diye düşünüyorum” dedi.
OHAL’in en kısa zamanda kaldırılmasını savunan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi gibi diğer partilerin aynı zamanda 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumunda çıkan hayır oylarını da saydıklarını ifade eden Şener, “Bi0r yılı aşkın süredir hayır oylarını sayacaksınız sonra hayır diyeceğini bile söylemeyen net hangi yönde oy verdiği henüz bilinmeyen Gül’ü gelip aday yapacaksınız bu bir yıllık konstrasyonu bozar, seçmeni rahatsız eder” diye konuştu.
Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) savunduğunu belirten Şener’in, ortak ya da çatı aday olarak adı geçen Abdullah Gül konusundaki T24’e değerlendirmeleri şöyle:
“Gül, tartışılıp kenara konulmuş bir obsiyon olarak kalacaktır”
Abdullah Gül üzerinde bir yoğunluk var. Bunu Saadet Partisi (SP) gündeme getirdi, CHP ile konuştu, Sayın Temel Karamollaoğlu İYİ Parti ile de konuştu bunu ama Meral Hanım ortak aday olarak Gül’ü uygun görmüyor ve kendi adaylığını açıkladı. Bugün İYİ Parti ile CHP arasında görüşme olacak. Muhtemelen Temel beyde Abdullah Gül’le konuşacak bu trafik devam ediyor ama trafiğin sonunda ne çıkar; bu trafiğin sonunda Gül’ün aday olabileceğini zannetmiyorum. Ne ortak aday olarak çıkabilecektin ne de bu partilerden birinin adayı olarak çıkabilecektir. Bu bir tartışılıp kenara konulmuş bir obsiyon olarak kalacaktır diye düşünüyorum.
“Hayır diyeceğini bile söylemeyen net hangi yönde oy verdiği henüz bilinmeyen Gül’ü gelip aday yapacaksınız?”
(Neden ortak aday çıkmaz sorusuna) Bir kere şu ana kadar 16 Nisan Anayasa değişikliğine hayır diyenler, hayır tarafının demokrasiden yana olanların oylarını saydı, kim saydı, bunu CHP’de Saadet Partisi, CHP, Demokrat Parti, İyi Parti ve diğerleri saydılar. Bir yılı aşkın süredir hayır oylarını sayacaksınız sonra hayır diyeceğini bile söylemeyen net hangi yönde oy verdiği henüz bilinmeyen Gül’ü gelip aday yapacaksınız bu bir yıllık konstrasyonu bozar. Seçmeni rahatsız eder insanları rahatsız ederek seçime girilmez, bir coşku bir sinerji meydana getirerek girmek lazım bunu siyasi partiler de en iyi şekilde bilirler. Bilirler ama bu kadar trafiği neden yapıyor derseniz; partilerden biri istiyor o partiye de muhalefet cephesinde tutmak için önerisine değer vermek lazım en azından tartışmak lazım. Yeri geldiğinde de parti kurullarımız ve örgüt bu adayı uygun görmüyor diye yine ortak bir biçimde yollarına devem etmeleri gerekir bunu yapıyorlar bence.
“Gül bildiğiniz gibi OHAL’i, KHK’ları savunmuştur”
(CHP’de Gül için şimdiden itirazlar var) Ben de herhangi bir yerde eşitlemeden doğrudan doğruya bu böyle muhalefet partilere arasında ilişkinin ne olabileceğini analiz etmeye çalışıyorum. Muhalefet partilerinin hepsi olağanüstü hal’den rahatsızlar ve bir an önce kaldırılmasını istiyorlar. Bunu. CHP, Saadet Partisi, İYİ Partide de istiyor, OHAL’le olmaz diyorlar, ama sayın Gül bildiğiniz gibi OHAL’i, KHK’ları savunmuştur, sadece çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerden yüzlerce maddesi bulunan birinde bir ifadeyi muğlak bulduğunu söyleyebilmiştir. Cumhurbaşkanından sert eleştiriler alınca kararnameleri savunduğunu söylemek durumunda kalmıştır. Bu nasıl olacak da CHP’nin adayı olacak, bu nasıl olacak da Saadet Partisi’nin adayı olacak, nasıl olacak da İYİ Partinin, Demokrat Partinin adayı olacak bunu mümkün görmüyorum.
Ortak bir isim arayışı var, olmazsa olmaz diye düşünmüyor partiler, ortak uzlaşacakları aday olmadığı takdirde her parti kendi adayını çıkaracak ikinci turda seçmen tek bir adayla odaklanmış olacaktır.