Dünya

ABD'ye "Osmanlı tokadı" sorusu

Nafiz Albayrak / New York, 14 Şubat (DHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Bizi vururlarsa sert karşılık veririz" diyen Amerikalı Korgeneral Paul Funk’a yönelik "Hiç Osmanlı tokadı yememiş olmadıkları çok açık" sözleri, ABD Dışişleri Bakanlığı Sö

14 Şubat 2018 12:04

Nafiz Albayrak / New York, 14 Şubat (DHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, \"Bizi vururlarsa sert karşılık veririz\" diyen Amerikalı Korgeneral Paul Funk’a yönelik \"Hiç Osmanlı tokadı yememiş olmadıkları çok açık\" sözleri, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in düzenlediği basın toplantısında gündeme geldi.
Nauert, bir gazetecinin, \"Funk ve Erdoğan’ın sözlerinin iki NATO müttefiki arasındaki korkunç durumu anlatan bir soru bu. ABD’nin Osmanlı tokadı tecrübesi var m? Bu sözlere ilişkin düşünceleriniz nedir? Tillerson da birkaç gün sonra orada olacak\" sorusuna verdiği yanıtta, \"Hepinizin bildiği gibi Dışişleri Bakanı Türkiye’ye gidecek ve orada mevkidaşı ile görüşecek. Türk hükümetinde üst düzey yetkililerle Suriye’de özellikle Afrin bölgesinde şiddetin tırmandırılmasına ilişkin endişelerimiz hakkında bir dizi görüşmelerde bulundu. Biz o bölgede faaliyet göstermiyoruz, ancak yine de bu bizim endişemiz. Bence Dışişleri Bakanımız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerini yönelik kaygılarımızı açıkça anlattı. NATO müttefiki olan Türkiye’nin, Suriye\'nin bazı bölgelerinden meşru güvenlik kaygıları olduğunu anlıyoruz. Bunu anlıyoruz ancak yalnız onlar için değil, aynı zamanda Suriye ve ABD için de işleyecek bir çözüm konusunda onlarla konuşmak istiyoruz. Suriye\'nin doğusuyla ilgili çok ciddi güvenlik kaygılarımız var. Koalisyon ortaklarımızla birlikte IŞİD\'in yeniden bu bölgelere geri dönmesini önlemek ve insanların yaşadıkları yerlere geri dönmelerini sağlamak üzere çalışıyoruz\" dedi.
Dışişleri Bakanı Tillerson’un Türkiye’ye giderek doğrudan temaslarda bulunacak olmasının, Amerika’nın konuya verdiği önemin bir göstergesi olduğunu belirten Nauert, \"Bir süre önce, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, Türk yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdi. Bölgede halen çalışmakta olan ve her gün Türkiye’yle bağlantıda bulunan çok sayıda uzmanımız var. Bu bölge Amerikan yönetiminin çok derin kaygılar taşıdığı bir bölge. Biz burada şiddet olaylarının daha da arttığını görmek istemiyoruz. Bu nedenle gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Biz bölgede sivillerin yaşamlarını yitirmelerin istemiyoruz. Savaşın IŞİD’e karşı olmaktan başka yöne kaydığını görmek istemiyoruz, önceliğimiz IŞİD. Dışişleri Bakanı Tillerson bugün Suriye’nin istikrarı için ABD’nin 200 milyon dolar daha kaynak sağlayacağını duyurdu. IŞİD’i bölgeden çıkarmamız, uzak tutmamız ve insanların evlerine dönebilmesini sağlamamız çok önemli. Bu noktada görmek istediğimiz son şey, dikkatlerin IŞİD\'in üzerinden başka noktaya kayması\" dedi.
Ankara’da ABD Büyükelçiliği binasının bulunduğu sokağın adının  \"Zeytin Dalı\" olarak değiştirileceğine ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Nauert, \"Benzer bir uygulamayı Rusya’nın da yapacağını duyduk. Bu bütünüyle bir iç meseledir. Eğer Türkiye’de ya da Rusya’da belediyeler bir sokağın adını değiştirmek isterlerse, bu kendi yasalarına da uyuyorsa elbette bunu yapabilirler. Biz ifade özgürlüğüne önem veriyoruz\" diye konuştu.
Nauert, \"Türkiye’de ABD karşıtı söylemlerin giderek artmasından kaygı duyup duymadıkları’ ile ilgili soruya da, \"Bu tür söylemlere alışığız. Türk hükümetinden ya da başka hükümetlerden bu tarz yorumlar geldiğinde buna sinirlenmiyoruz. Başka hükümetlerden, başka siyasi liderlerden de benzer söylemler duyuyoruz, sosyal medya paylaşımları görüyoruz. Ancak politikalarımızı oluştururken bunların hiçbirini dikkate almıyoruz\" karşılığını verdi.
Nauert, \"devlet sırlarını açıkladığı\" gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan gazeteci ve CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki mahkeme kararıyla ilgili olarak da, \"Türkiye\'de hükümeti eleştiren kişilerle ilgili olarak yoğun biçimdeki gözaltılar ve mahkeme kararı olmadan yaşanan tutukluluklar konusunda ciddi bir kaygı duyuyoruz. Türk hükümetine bir kez daha ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, önemini anımsatmak istiyoruz. Türk gazetecilerin de bu noktada derin kaygılarını olduğunu biliyoruz. Böyle zorlu zamanlarda az seslilik değil çok seslilik gereklidir. Türk hükümetine basın özgürlüğü, adil ve bağımsız yargı ve ifade özgürlüğü gibi temel insan haklarına saygı duyma çağrısında bulunuyoruz\" diye konuştu.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir