27 Şubat 2023 12:40
T24 Haber Merkezi
Bursa Mudanya’ya yapacağı ortopedi ve travmatoloji hastanesi projesini, belediyenin çeşitli gerekçeler göstererek geciktirdiğini söyleyerek belediye binası önünde 15 gündür açlık grevi yapan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Kayhan Turan, asılsız olduğunu iddia ettiği suçlama ve eleştirilere, kurduğu dev ekranda, belge ve fotoğraflar yayınlayarak cevap verdi. Turan, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın, "kendi verdiği ruhsata muhalefet ettiğini" söyledi.
Dr. Turan; zabıtaların açlık grevi yaptığı yere baskın yaparak kendisini, “banka battaniye koymakla” suçlayıp vatandaş şikayeti aldıkları gerekçesiyle oradan uzaklaştırmaya çalışıldığını anlattı.
Dr. Turan, kendisinden, "doktor olduğunu söyleyen biri" olarak söz eden Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz için de, "Konunun ciddiyetini anlamaktan uzak bir yöneticiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini görmüş olduk. Ben de bundan sonra açlık grevine başlama nedenlerimle ilgili beklentilerimi, kendisinin mensubu olduğu partinin Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a iletmeye çalışarak, çözüm için yardım ve destek isteyeceğim" dedi.
Dr. Turan, “Mudanya’da devlet hastanesi var, böyle bir hastaneye gerek var mı” sorusuna “Mudanya devlet hastanesi gayet güzel çalışmakta ama başkana farkı bir türlü anlatamadım. Bizim kuracağımız hastane dal hastanesi, uzmanlık hastanesi. Sadece Mudanya’ya Bursa’ya değil, Türkiye’ye hatta belki kıtalara hizmet edecek. Şimdiki kliniğimizde bile Amerika’dan, Rusya’dan, Türki Cumhuriyetlerden, Afrika’dan, Ukrayna’dan, birçok ülkeden gelen hastamız var. Devlet hastanesi ile bizimki gibi dal hastanesi farkı anlaşılmayacak bir şey değil sanırım” diye cevap verdi.
Açlık grevi yaptığı parkta düzenlediği basın toplantısındaki Mudanya Belediyesi'nin verdiği hastane projesi yapı belgesi, onaylanmış mimari proje, hastanenin maket fotoğrafları gibi belgeleri de gösteren Dr. Turan'ın dün yaptığı açıklama şöyle:
"Bugün açlık grevinin 14. günündeyim. Sağlığımın izin verdiği ölçüde iyiyim.
Aklımın ve vicdanımın ise aynı dikkat ve hassasiyetle “yerli yerinde” durduğunu bilmenizi isterim.
Mudanya ve bölgemizin depreme dayanıklı, modern bir ortopedi hastanesine sahip olma fırsatı kaçmasın diye hala çabalıyorum.
Karşılaştığım engeller karşısında çaresiz kalınca bu yola başvurduğumu hepiniz biliyorsunuz.
Açlık grevine başladığım günden bugüne kadar hem düşüncelerimi hem de gelişmeleri sizlerle paylaştım. Mudanya Belediye Başkanı'nın yanlış ve yanıltıcı beyanlarına cevaplar verdim.
Belediye Başkanı son basın açıklamasında ne yazık ki yine, yanlış ve yanıltıcı beyanlarına devam etti. Ama bu basın toplantısında amacım Belediye Başkanına cevap vermek değil.
Çünkü;
- Benim doktor olduğumu bilmiyormuş gibi benden “doktor olduğunu söyleyen biri” diye söz etmesinin nesine cevap vereyim?
Ya da;
- 12 günde ne kadar kilo verdiğim açıkca görüldüğü halde “Akşam evine gidiyor yemek yiyor, sabah kahvaltı yapıyor, hatta kilo bile almış, görenler varmış” gibi yaptığım eylemi küçültmeye yönelik, asılsız olduğu kadar zavallı ve ciddiyetten uzak bir beyanın, nesine cevap vereyim. Bunların cevabını zaten herkes görüyor, biliyor.
- Öte yandan bana “Depremde ne yaptın?” diye soruyor.
Sayın Başkan, tüm Türkiye tek yürek olmuş, elinden geleni yaparken, bu sorulacak soru mudur?
Belediyenin kahraman arama kurtarma ekipleri bölgeye gitti, emekleri ödenemez, tüm personeli saygıyla selamlıyorum.
Ama siz ondan da bir pay mı çıkarmaya çalışıyorsunuz? Çok ayıp.
Ben burada kişisel olarak yaptıklarımı anlatmayacağım.
Daha depremin ilk günü Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'ne, kliniğimizde çalışan ben dahil yedi ortopedi uzmanımızın deprem bölgesine gönüllü olarak gitmeye hazır olduğunu bildirdik. Kliniğimizde depremzede hastalarımızın tedavileri halen devam ediyorken, bunları tekrar gündeme getirmeyi yakışıksız buluyoruz.
Ama unutmayalım ki depremde yıkılmayacak hastane, okul, ev yani depreme dayanıklı kent inşa etmek, hepimizin en önemli sorumluluğumuzdur.
Bu eyleme başlarken sorduğum soruya dönmek istiyorum.
“Hayalleri olmak nedir? Hayallerini gerçekleştirmek için yaşamak ne demektir?”
Belli ki Başkanımız bir hayali gerçekleştirmek için yaşamayı ve bunun için en değerli varlığını, yani hayatını ortaya koymayı anlayamıyor.
Bu anlayış kıtlığı bir yana, Başkanımızdaki vicdan kıtlığına da anlam veremiyorum.
Sevgili Dostlar,
Bugün burada, sadece hastane projesini ve çabamı destekleyenlere olan saygımdan dolayı, Başkanın basın açıklamasındaki hastane projemiz ile ilgili verdiği yanlış beyanlarını son kez düzelteceğim.
Yalnız bundan önce bir gazete haberini sizinle paylaşmak istiyorum. Bu haber üzerine yaptığımız araştırmada da öğrendik ki; Başkan Mudanya’ya 112 Acil İstasyonu kurulmasını bile engelliyormuş!
Gerçekten de şu anda “Mudanya 3 Nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu” olarak belirlenen istasyon, Güzelyalı’da yer verilmediği için, Balat bölgesinden hizmet veriyormuş.
“Mudanya 3 Nolu Acil Sağlık Hizmet İstasyonu”nun kurulmasını engelleyerek 1 ve 2 nolu 112 istasyonlarının yoğunluğu da arttırıyorsunuz.
Dolayısıyla da ambulansın acil durumlarda hastaya ulaşma süresinin de uzamasına neden oluyorsunuz. 10 dakikalık bir gecikme dahi insanların hayatını kaybetmesine veya sakat kalmalarına neden olabilir.
Bu iş Belediye’de evrak geciktirmeye benzemez. İnsan hayatına mal olur. Bu bir insanlık suçudur.
Benim hastane proje sorunumdan da önce, bu sorunun yarın acilen çözülmesi gerekir. Mudanya halkının sağlığı için en kısa sürede “Mudanya 3 Nolu Acil Sağlık Hizmet İstasyonu” nun Güzelyalı’da kurulması için uygun yer verilmelidir.
Başkanın sağlık hizmetleri ile ne alıp veremediği var bilemiyoruz ve bu tutumunu da anlayamıyoruz.
Şimdi de Başkanın son basın açıklamasındaki projemiz ile ilgili verdiği yanlış bilgileri düzeltelim.
1. Başkan, Marmara depremi konusundaki hassasiyetimi samimi bulmuyormuş, çünkü projemiz için güya JEOLOJİK /JEOTEKNİK ETÜT RAPORU hazırlanmamışmış.
Elbette, bu doğru değil; tabii ki hazırlandı. Hem de yetkili iki ayrı merkezden gelen uzmanlar gerekli sondajlar ve teknik incelemeleri yaparak rapor verdiler.
Ekranda alınan raporlardan birini görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi Başkanın “yok” dediği JEOLOJİK /JEOTEKNİK ETÜT RAPORU aslında “varmış”.
İsteyenlere rapor sayı ve numaralarını da verebiliriz.
Belediye tarafından verilen ruhsatımızdaki Jeoloji Mühendisinin imzasını da mı görmüyorlar. Belli ki Başkan yanlış bilgilendiriliyor.
2. Gelelim hastane projemizin kat sayısı konusuna;
Yapılacak hastane 11-12 kat olacakmış. Ben 8 kat diyorum.
Sayın başkanım, proje elinde, on parmağı olan herkesin tek tek sayarak bulabileceği kat sayısını yanlış bilmek neyin alametidir?
Sekizden vazgeçtim, bari 11’mi 12’mi olduğunu tam sayabilseydiniz.
Biz de yanlışın neresini düzelteceğimizi bilseydik.
3. Başkan son açıklamasında hastane yerimizin eskiden zeytinlik olduğuna vurgu yaparak, amacının zeytinlikleri korumak olduğuna dair bir algı yaratmaya çalışıyor.
Şimdi size ekranda bazı görüntüler göstereceğim.
Bunlar Mudanya Belediye Başkanının göreve geldiği 2014 yılına ait Mudanya’nın çeşitli bölgelerinin uydu görüntüleri. Bakın buraları hep zeytinlikmiş. Şimdi diğer uydu fotoğrafına bakalım.
Bu fotoğraf ise, aynı bölgenin 2022 yılındaki uydu fotoğrafı. Bakın buralar villa ile dolmuş. Zeytinlikler yok olmuş.
Yani başkan, zeytinliklere villalar yapılmasına engel olmamış.
Nedense, zeytinlikler hastane yapılacağı zaman aklına geliyor...
Başkan ayrıca diyor ki “burası konut alanıdır, hastane olur mu?” Başkanın, bu bölgenin zeytinlik mi konut alanı mı olduğuna karar veremediğini de böylece anlamış olduk.
Kendi onayladığı projeler zeytinlik değil, konut alanı; bizim hastane projesine gelince kesinlikle zeytinlik.
Kaldı ki hastane yapacağımız bölge zaten 1/5000’lik planda Özel Sağlık Tesisi olarak ayrılmış. Yani buraya ister biz yapalım, ister başkası yapsın, sonuçta sadece hastane yapılabilir.
Bu bir kafa karışıklığı ya da bilgisizlik olsa hoş görebilirdik. Ama bu başka bir şey, ne diyeceğimi bilemiyorum, adını siz koyun.
4. Kendi verdiği ruhsata muhalefet eden bir Başkan var karşımızda.
Başkanı olduğu dönemde Mudanya Belediyesi'nin verdiği ruhsatı görmezden geliyor. Bizim zeytinliğe, yanmış orman alanına ve imarsız alana bina dikeceğimizi söylüyor. Öyleyse, itiraf ediyorum(!):
Biz Sayın Başkanımla birlikte yaptık ne yaptıysak.
Eğer bir suç işliyorsak; verdiği inşaat ruhsatı bu suçun (!) belgesidir.
5. Ama Başkanla anlaştığımız önemli bir nokta var:
Yasalara aykırı bir şey yapılmayacak! Tamam burada anlaştık.
Ben zaten yasadışı bir şey istemiyorum.
Kendisinden yasadışı uygulamalar istediğim yalanına gelince:
Başkan 26.12.2022 tarihinde bizim, hazırlamakta oldukları 1/1000’lik planda eski haklarımızın korunması talebi ile dilekçe verdiğimizi, ama sonra fikir değiştirdiğimizi ve etap etap yapılmasını talep ettiğimizi söylüyor.
Talebimiz hep aynı, biz Sağlık Bakanlığı ön izin süremiz bitmeden önce, onayladığınız hastane projemizi yapmak istiyoruz.
Bunun için yasal çerçevede her ne yetkiniz var ise onları kullanmanızı istiyoruz. Tabii ki eski haklarımızın korunmasını da isteyeceğiz, işin çabuklaştırılması için planı etaplar halinde yapmanızı da. Bunda bir çelişki yok.
26.12.2022 tarihli dilekçeye gelince, hatırlarsanız (sadece bana değil, benzer durumda olan başka kişilere de) yemekte böyle bir dilekçe vermemizi siz önermiştiniz.
Biz de (ben ve sözünü ettiğim başkaları da) çözüm getireceğiniz umudu ile bu dilekçeleri vermiştik. Kayıtlarınıza bakarsanız aynı günlerde benzer dilekçelerin verildiğini de görürsünüz. Ama sonra siz söylem değiştirdiniz ve bu noktaya geldik.
Sonuç olarak Başkanın bu son açıklamasından, hastane projemizi yaptırmamak için elinden gelen tüm yetkileri kullanacağı anlaşılıyor.
Ama Başkanım, halkın en önemli taleplerinden birinin önünü açmak için yasal yetkilerinizi kullanmaktan imtina ediyorsunuz. Bu yetki size boşuna mı verildi? Bu yetki size böyle bir durumda insiyatif kullanarak faydalı işler yapabilmeniz için verildi.
Bu nasıl bir hizmet anlayışıdır?
Hiç hata yapmamak için hiçbir şey yapmamak... Buna sizler ve kamuoyu karar versin.
6. Gelelim bir başka konuya;
Başkanımız Bursa Büyükşehir Belediyesi ile “ilişkilerim nedeniyle” arsadaki emsal değerin yükseltildiğini iddia ederek, öyle bir imada bulundu ki, anlaşılır gibi değil.
Öncelikle belirtmek isterim ki; Başkanın saydığı değişikliklerin çoğu Mudanya Belediyesi tarafından yapıldı. Belediye kayıtlarında hepsi var.
Örneğin, planda burasının “Sağlık Alanı” olmasına Mudanya Belediyesi karar verdi. Büyükşehir Belediyesi sadece bunu onayladı.
Bazıları ise evet, Büyükşehir tarafından kanunların verdiği yetki çerçevesinde değiştirildi. Kanuna aykırı hiçbir şey yapılmadı.
Eğer Mudanya Belediyesi kanuna aykırı olduğunu düşünüyordu ise, “neden bugüne kadar bunlara karşı bir girişimde bulunmadı?” diye sormak lazım.
Bu konuda töhmet altında bıraktığı Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan ve Meclis üyelerinin tamamı ne düşünür, nasıl davranır bilemiyorum.
Gelelim cuma günü bize burada yapılanlara:
Sözleriyle kabalaşan, asılsız ve hiçbir dayanağı olmayan açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı, akıl almaz bir şey daha yaptı.
Açlık grevinin 12. gününde her zamanki gibi, parkta otururken, belediye zabıta ekipleri baskın yaparak, duyurularımı kaldırmaya, beni de oradan uzaklaştırmaya çalıştı.
“Oraya battaniye koyup oturmam suçmuş”
Ben ayrıldıktan sonra da, orada bulanan arkadaşıma “kabahatler kanunu gereği” para cezası vermişler .
Ne büyük bir suç işlemişim anayasal hakkımı kullanmaya çalışmakla...
Önemli bir sorun şu ki, Mudanya Belediye başkanı, böyle bir hastanenin önemini mi kavrayamıyor, başka bir amacı mı var bilmiyoruz.
Burada herkesin aynı duyarsızlıkta olmadığını da belirtmek isterim. Örneğin;
Açlık grevi sürecinde projemizden haberdar olan, Susurluk Belediyesi, benimle iletişime geçerek, böyle bir hastaneyi Susurluk’a kazandırmak için 27 000m2’lik yer tahsis etmeye hazır olduklarını söyledi. Tahsis edilecek yerin haritasını gönderdi ve bu bilgiyi de basınla paylaşmamıza izin verdi.
Susurluk Belediye Başkanı Nurettin Güney’e konuya gösterdiği ilgiden dolayı buradan ayrıca teşekkür ediyorum.
Bunca gelişme olurken Mudanya Belediye meclisindeki (hangi partiden olursa olsun) tüm üyelerin ittifak etmişçesine, sessiz ve tepkisiz kalmaları da çok üzücü ve Aynı şekilde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığından ya da Meclis üyelerinden de çözümü boş verin, ne olduğunu merak eden birileri bile çıkmamıştır. Üzüntümü ifade etmekle yetiniyorum.
Değerli basın mensupları, değerli dostlar,
Açlık grevimde bugün 14. Gün...
Açlık grevine başladığımda, Mudanya Belediyesinin gerçekleri görüp, gereken girişimleri yapacağını umuyordum.
Ama, ne yazık ki Başkan, bir yöneticiye yakışmayacak bir üslupla, bana hakaret ve aşağılamalarla dolu konuşmalar yaptı.
Sorduğum sorulara cevap vermek yerine ya çarpıtma ya da yanlış açıklamalarda bulundu.
Yetmedi, üzerime zabıta ekipleri gönderdi. Hakkımda açtığı asılsız “Belediyeyi küçük düşürme, halkı kin ve düşmanlığa sevk etme” davası ise bir utanç belgesi olarak kalacak.
Konunun ciddiyetini anlamaktan uzak bir yöneticiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğini görmüş olduk.
Ben de bundan sonra, açlık grevine başlama nedenlerimle ilgili beklentilerimi, kendisinin mensubu olduğu partinin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a iletmeye çalışarak, çözüm için yardım ve destek isteyeceğim.
İlçemizin yerel yönetiminin duyarsız davranarak, türlü “yanıltıcı” bilgilerle kötülemeye çalıştığı hastane projemizi, en üst makamlara anlatacağım.
Biz bu hastane projesini gerçekleştirirsek Türkiye’ye dünya çapında bir Ortopedi hastanesi kazandırmış olacağız.
Ama biz bu hayalimizi gerçekleştiremezsek bile, bu mücadelemizin bu tip zihniyetlere karşı ülkemizin depreme hazırlık çalışmalarının fitilini ateşleyeceğine inanıyoruz.
Umudumuz hiç bitmeyecek. Hayallerimiz hep canlı kalacak."
© Tüm hakları saklıdır.