Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi'nden Adalet Divanı kararına ilişkin yapılan açıklamada bu kararın, Federal Anayasa Mahkemesi’nin Almanya’da kadın öğretmenlerin okullarda başörtüsü ile ders verebileceği yönündeki kararı ile çeliştiğine dikkat çekildi. Kararın "özü itibarıyla garanti altındaki özgürlük haklarından vazgeçme" anlamına geldiğini de belirten Konsey, bu kararla yargıçların Avrupa’da yaşayan Müslüman kadınların bir kez daha ayrımcılığa uğramalarına kapı açtığı görüşünü de savundu. Konseyin Twitter hesabından yapılan paylaşımda da "kararın hayal kırıklığı yarattığı" belirtildi.
"Kadınlar seçim yapmak zorunda kalmamalı "
Müslümanlar Merkez Konseyi, "Eğer kadınlar dinî inançları ile meslekleri arasında karar vermek zorunda bırakılıyorlarsa, o zaman Avrupa ülkelerinin anayasalarının ve hukuk sisteminin temelini oluşturan ayrımcılıkla mücadele, eşit muamele ve kişisel özgürlük hakları gibi değerlerin hiçbir önemi kalmaz” açıklamasını yaptı.
"Din özgürlüğü varsa giyime karışılamaz"
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel sekreteri Bekir Alboğa ise Berlin’de düzenlenen Almanya İslam Konferansı sırasında yaptığı bir açıklamada, eğer Almanya’da Müslümanların dinlerinin gereklerini özgür bir biçimde yerine getirme hakkı var deniyorsa, o zaman kadınlara da nasıl giyinecekleri konusunda kural getirilemeyeceğini vurguladı.
Alboğa, “Eğer bir kadın yüksek öğrenim görmüş, kendi özgür yaşamını kurmuş ve iş yerinde başörtüsü ile çalışma yönünde kararını vermişse, o zaman bu kadının bir birey olarak kararını kabul etmek durumundayız” ifadelerini kullandı.
Avrupa Adalet Divanı bugün aldığı kararda, işverenin işyerinde başörtüsünü yasaklayabileceğine, eğer işyerinde dünya görüşüne ilişkin semboller yasaklanmışsa ve bunun da gerekçeleri açık ve net belirtiliyorsa başörtüsü takılmasına izin verilmeyebileceğine hükmetti.
© Deutsche Welle Türkçe
dpa/kna/ÇA/BÖ